Hz. Aişe annemiz anlatıyor: Rasulallah birgün hücreyi saadette uyuyordu, birden uyandı, uyanır uyanmaz yüzünden güller açıyordu, sevinçliydi. Ya Rasulallah! neden bu kadar sevinçlisiniz? Diye sordum.
-”Aişem gel de sana rüyamı anlatayım”...
-”Allah bana rüyamda ikram etti, beni cennete götürdü. Dolaştım cennetin içerisinde, dolaşırken ötelerden bir ses kulağıma geldi. Yaklaşırken o sesin Kur ‘an sesi olduğunu anladım. Yaklaştım, baktım, sırtı bana dönük bir adam, sordum, bu adam kimdir? Dediler ki: O, Harise bin Numan’dir. Sonra, ben hemen uyandım... Ey Aişe! acaba Harise ‘yi bu büyük makama ulaştıran nedir? Niçin Allah bana Harise ‘yi bu şekilde göstersin?”
(Harise bin Numan, defaatle peygamberimize evini hediye eden biridir. Bedir ve uhud harbine katılmış, ayrıca Cebrail’i (as) iki defa gören bir yiğittir.) İnanın ne bedire ve uhuda katılması ne defaatle peygamberimize evini vermesi ne de cebrail elyhisselami iki defa gormesiydi. Aişe annemizi diyor ki: Ya Rasulallah! Onun bir Annesi var, sende tanıyorsun, o annesine karşı çok düşkündür. Her zaman gider gelir, halini ahvalini sorar ve ihtiyacını giderir. Belki bundan dolayı olabilir. Rasulallah efendimiz diyor ki:
“ işte iyilik dediğin budur”
“ işte iyilik dediğin budur.”
“ işte iyilik dediğin budur.”
Rasulallah efendimizin bu sözlerini bugün sadece Harise için söylendiği şekilde anlamayın, buradan bizlere de bir mesaj var. Rasulallah, yapabileceğimiz bir ameli ve nasıl elde edebileceğimizi gösteriyor bize... Anneye hizmet, öyle bir hizmet ki, cennet kazandırıyor adama... Öyle bir amel ki, cennette adama Kur’an okutturur ve cennete Allah, o okunan Kur’an’ı peygambere dinlettirir... Çağın Harise’si olmak mı istiyoruz? Cennet, Annelerimizin ayaklarının altında...
Selam ve dua ile…