“Hiç şüphe yok ki Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi... emrediyor. Bununla Allah size öğüt veriyor! Doğrusu Allah işitendir, görendir.” (4/ 58) ‘Emanet’ kelimesi etimolojik olarak ‘emn’ kökünden türemiştir. ‘Emn’ : Güvenmek, korku ve endişeden emin olmak, ruhun sükûnet bulması anlamına gelir.
Aynı kökten gelen ‘iman’, inanma, Allah’ın gönderdiği inanç ilkelerinin doğru olduğundan emin olma, ‘mümin’ ise, iman eden, Allah’a güvenen ve güvenilir bir kimse demektir. Ayetten de anlaşılacağı üzere Allah bize emanet olarak ne verdiyse mesela; çocuk mu verdi? Onlara vereceğimiz isimden tutun da, onlara ulaştıracağımız günlük eğitime varıncaya kadar emanetin sahibine sormak zorundayız.
Yanımızda Allah’ın verdiği boş zaman mı var emanet olarak? Bir ayet yada hadis-i şerif mi var? Onu emanetin sahibinin istediği yerde kullanmak, emaneti sahibine vermek zorundayız. Veya emanet olarak benim yanımda göz, kulak, el, ayak, kafa, kalp mi verdi? Onları yerinde kullanmalıyız.
Onları emanetin sahibinin razı olduğu yerlerde kullanarak emanetin sahibine teslim etmeliyiz. Emaneti sahibine vermemizi, emaneti emanetin sahibinin istediği gibi kullanmamızı istiyor Rabbimiz. Akıl, Mal, Evlât, Hanım, Din, Kitap mı verdi? Yada, Peygamber mi gönderdi? Bunların tümünü emanetin sahibinin razı olduğu yerlerde kullanarak emanetlerimizi yerine getirmemiz isteniyor.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) “Emanet yerine getirilmezse, (toplumsal) kıyameti bekleyin” diye buyurmaktadır.” (Buhârî, İlim 2) “Emanete hıyanet etmek münafıkların özelliğidir.” (Buhârî, İman 24) 33/ 72. Ayetinden de öğreniyoruz ki, Allah Kuran’ı bize emanet göndermiş. Yani Fatiha emanet bize, Yasin emanet, Secde, Sad, Hakka emânet bize.
Allah için meselâ Casiye’yı nerde kullandık? Var mı kitapta böyle bir sure?Fatiha’yı nerede harcadık? Yasin’i nereye yerleştirdik? Eh yerinde duruyor işte, emânet sandığına yerleştirdik, elli yıldır bekliyor mu? Eyvah! Eyvah emaneti sahibine vermemişiz!
O halde yukarıdaki hadis-i şerif’in bize anlattığına göre bireysel ve toplumsal kıyamet yakın, kıyamet kopmadan kıyam et’meliyiz...
Selam ve dua ile...