“Lailahe illallah” diyen bir Müslüman, Allah’ın seçimini kendisi için seçim kabul etmiş, ya da bir başka ifade ile seçimini Allah’tan yana kullanmış demektir. Müslü¬man iradesini Allah’a teslim eden kişidir. Müslüman’ı diğerlerinden ayıran en büyük fark, tercihlerini Ulûhiyyette ve Rububiyyette Allah’tan yana kullanmasıdır.
Andolsun ki; onlara: Gökten su indirip onunla ölümünden sonra yeri dirilten kimdir? Diye sorarsan, elbette; Allah’tır diyecekler. (29/62.) Mekke müşriklerinin Ulûhhiyyet konusunda sıkıntıları yoktu. Onların tek sıkıntıları otoriteyi, hâkimiyeti Allaha vermeyişleriydi. Yani, Rububiyyette kendilerini yaşıyor, bize kimse karışamaz buranın hâkimi ve yöneticisi bizleriz diyorlardı. Bugünde aynı düşünce yapısını görüyoruz. “Allah yaratandır” amma! Nasıl yaşayacağıma ben karar veririm.
Peki, “Rububiyyette Allah’ı kabul etmek demek” ne demektir? Rab: terbiye eden, uğrunda yaşanılan, kişinin hayat programını belirleyen varlık demektir. Rab, günlük hayat programını çizendir. Emirleri ve arzuları istikametinde hareket ettiğimiz bu varlık babamız, annemiz, karımız, kocamız, çocuklarımız, patronumuz, devletimiz, nefsimiz, olabilir. Allah’ın arzularıyla bunların arzusu çatıştığı zaman Allah’ın arzuları tercih edilecek ki sonunda Allah’tan başka Rabbimiz yok diyebilelim. İnsan, kimin arzularını gerçekleştiriyorsa, kimin dediği gibi yaşamaya çalışıyorsa, kimin izinden gidiyorsa onun Rabbi odur.
İlk inen ayette de “rab” sıfatının geçmesi gerçekten çok manidardır. “Oku, yaratan rabbin adıyla” (96/1) Ey kulum! Sen yaratılansın, gel bu işin adını koyalım, ben ne dersem sen tercihlerinle beni Rableştir. Bu şu demekti; Yaşantında otorite olarak Allah’ı kabul et. Hayatında söz sahibi Allah olsun. Yaşantının her alanına Allah karışsın. Bu manada tevhidin anlamı da gün yüzüne çıkmış oluyor, “Lailahe illallah” Allah ile yapmış olduğumuz antlaşmanın altına atılmış imzadır. Yaratan kurallar koyuyor, bende “Lailahe illallah” diyerek, yarabbi ben tercihlerimle seni rableştireceğim. Sadece senin rızanı kazanacağım, seni memnun edeceğim. Seni küstürmek adına başkalarını razı etmeyeceğim. Boynumdaki kulluk ipin ucunu sadece sana vereceğim diyor ve sözleşmenin altına imza atmış oluyoruz.
Selam ve dua ile…