Kur’an mü’minler için bir şifa kaynağı iken, zalimler için bir hüsran kaynağıdır.
Kur’an mü’minler için bir şifa kaynağı iken, zalimler için bir hüsran kaynağıdır. Onun içindir ki tarih boyunca Kur’an hükümlerinin en azılı düşmanları sahtekarlar, namussuzlar, vurguncular, soyguncular, darbeciler, özetle zulmün her çeşidini işleyen zalimler olmuştur.
Aydınlığa düşman oluşları sebepsiz değildir. Onlar karanlıkların karanlık işlerin adamıdırlar. Onların hayatlarını fırıldak, dümen, entrika, talan, çalma gibi malum kelimeler ifade edebilir. Onların içinde yüzdükleri şaşaa ve sefahatın kaynağı karanlık işlerdir.
Kur’an onların zulmünü kökünden kesecek bir hayat nizamı öngördüğü için düşmandırlar ona. Onların, mazlumların kanlarını emmesine müsade etmediği için düşmandırlar. Etrafımıza bir bakalım, Kur’an’ın hükümlerine en çok düşman olanların vurguncular, soyguncular, darbeci zalimler olduğunu görürsün.
Bir milletin tepesine kanla, savaşla, darağacıyla oturanlar ve onların devamını görürsün. Onların vurgununa, soygununa, ahlaksızlık ve namussuzluklarına, şişelerine ve neşelerine dokunmasaydı, sizi temin ederim ki Kur’an’a ve onun hükümlerine bu düşmalığı beslemezlerdi.
Onlar zülümlerine ses çıkarmayacak, çalıp-çırpmalarına, rezaletlerine, kepazeliklerine, şerefsizliklerine karışmayacak bir kitaptan, böyle bir dinden yerden göğe kadar razılar.
Bu manada Ne Kur’an bunların istediği tarzda müsait bir kitap, nede islam bunların kafalarında müsait bir din’dir. Bu nedenle onların kitaba olan düşmalığı hiç bitmeyecektir.
Zalimler zulümlerinden vazgeçmedikleri sürece Kur’an’a düşman olarak kalacaklar ve onlar varolduğu sürece de Kur’an onların hüsranını arttırmaya devam edecektir.