Üst üste yaşadığı puan kayıpları nedeniyle, düşme potasının kapısına dayanan Sarıyer, Hekimoğlu Trabzon maçında hem şeytanın bacağını kırmak, hem de moral kazanmak istiyordu ancak son saniye yenilen gol ile 1-0 mağlup oldu ve büyük bir yıkım yaşandı.
Öncelikle belirtmeliyim ki Sarıyerli futbolcular bu sezonun en yüksek tempolu mücadelesini bu müsabakada ortaya koydular.
İlk yarıda tam bir orta saha mücadelesi sergilendi. Sarıyer takımında özellikle dikkat ediyorum, final pasları ve bitiricilik konusunda fevkalâde başarısız bir grafik çiziliyor.
Buna çok sayıda örnek verebiliriz ama bir tanesi var ki bunun izahı mümkün değil.
14. Dakikada Mehmet sol iç kenarda bomboş durumda ve önü tamamen açık pozisyondayken, Koray'ın ona değil, sağ taraftaki arkadaşına pas vermek istemesi, Sarıyer'in yakalayacağı çok net bir gol pozisyonunu heba etmesine sebep oldu.
TAHA'NIN BÜYÜK BİR GAFLET SONUCU YAPTIĞI HATA ASLA KABUL EDİLEMEZ!
İlk yarının son dakikasında Taha'nın gördüğü kırmızı kart için söyleyeceğim tek şey profesyonelliğe zerre yakışmayacak bir hareket.
Sarı kartı bulunan bir futbolcunun ne olursa olsun gaflete düşerek rakibine arkadan o müdahaleyi yapmaması gerekirdi.
Bu denli kritik bir müsabakada takımını göz göre göre bir kişi eksik bırakmak, o futbolcunun mental karakteri ile ilgili ilgili bir durumdur.
BERTUL TAKIMI 9 KİŞİ BIRAKMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPTI AMA SAHADA HAKEM YOKTU!!!
Ayrıca Bertul içinde bir paragraf açmak istiyorum. Bertul, bir faul pozisyonundan sonra hakeme aşırı itirazlarda bulundu ve sarı kart gördü.
Akabinde aynı pozisyona itirazları devam etti. Hem de dakikalar boyunca.
Müsabaka esnasında birçok yanlış ve tutarsız karar vererek maçın önüne geçmeyi başaran Hakem Fatih Tokail'in Bertul'u oyundan atmaması Sarıyer adına büyük şanstı.
İkinci yarıyı bir kişi eksik oynayan ve muazzam bir mücadele veren Sarıyer, Bertul'un kırmızı kart görmesiyle 9 kişi kalacaktı ve maç çığırından çıkacaktı.
TAKIMDA CİDDİ ANLAMDA PSİKOLOJİK DİSİPLİN PROBLEMİ SÖZ KONUSU
Burada çok ciddi anlamda üstünde durulması zaruriyet olan bir disiplin problemi var.
Hiçbir müsabaka yalnızca futbol antrenmanı yapılarak kazanılmaz. Aynı zamanda mental olarak da psikolojik etkenler baz alınarak maç öncesi hazırlıkların tamamlanması çok önemli.
Sarıyer Spor Kulübü'nün acilen bir spor psikoloğu ile anlaşması gerekiyor.
Düzenli olarak bu psikoloğun takımda hem bireysel hem ekip halinde uzman hekimlik görevini gerçekleştirmesi müthiş faydaları da beraberinde getirecektir.
1 KİŞİ EKSİK OLABİLİRSİN! BU SENİN HİÇ ATAK YAPMAYACAĞIN ANLAMINA GELMEMELİ...
Bunun haricinde maça dönecek olursak; 4-2-3-1 şeklinde maça başlayan Sarıyer, on kişi kaldıktan sonra 4-3-1-1 dizilişiyle sahada yer aldı.
Sarıyer uzatmalar dahil ikinci yarıda tam 54 dakika savunma yaparak oyunu sürdürdü. Bu doğru bir anlayıştı diyebiliriz lakin?
'Biz defansı sağlam tutalım fakat kontra ataklar ile gol pozisyonları yakalamayı da ihmal etmeyelim' şeklinde bir pozitif düşünce Sarıyer takımında maç boyunca hakim olmadı.
Geçen hafta 75 dakika bir kişi eksik oynayan takıma karşı, üstelik 2-0 öne geçtikten sonra iki puan kaybeden Sarıyer, o maçtan maalesef hiç ders çıkarmamış.
Bir kişi eksik kalmak demek, her şeyin sonu anlamına gelmemeli!!!
Gerçi on kişi kaldıktan sonra beklediğimiz kontra atak futbolunu oynatacak ne hoca var, ne de bu mantaliteye uygun futbolcu. Bu önemli bir gerçek...
Bazı realiteleri acı da olsa kabul etmek lazım.
Gerek mutfak olsun, gerek aşçı olsun, gerek araç-gereçler olsun, gerekse yemeğin pişmesi için sunulan ürünler olsun. Her şey ortada. Ligin devre arasını beklemekten başka çaremiz yok.
Ne olursa olsun müsabakanın ikinci yarısını bir kişi eksik oynayan fakat olağanüstü bir mücadele ortaya koyan Sarıyerli futbolcuları, görevlerini ve sorumluluklarını hatırladıkları için tebrik ediyorum.
Yenilen son saniye golü hem hakemin, hem de Kaleci Mehmet Doğan'ın ortaklaşa Hekimoğlu Trabzon'a hediyesi oldu diyebiliriz.
6 dakika uzatma veriliyor, 90+9 da defansın ve özellikle kalecinin fahiş hatasıyla gol geliyor.
Santrası dahi yapılmayan bu golün ardından hakeme yoğun şekilde protestolar oldu.
Bunların dışında mühim olan şu anektodu da sunmak istiyorum;
Kötü futbolun her anlamda bahanesi bulunabilir.
Ancak mücadeleden yoksun bir futbol literatürünü kimse kabul etmez.
Bu nedenle neticelere bakmaksızın sahada varını, yoğunu, her şeyini ortaya koyan futbolcular daima alkışlanır. Aynen dün olduğu gibi.
SARIYER BİR MAÇI KAYBEDECEKSE, BÖYLE KAYBETMELİ. MÜCADELE EDEREK...
Provokasyonlara geçit vermeyen 'Gerçek Sarıyer Taraftarı' takımına sahip çıktı.
Maç boyunca sürdürdükleri tribün performansı ile birlikte son saniye gelen golle yere çöken, yıkılan futbolculara verdikleri moralle önemli bir farkındalık yarattılar.
Artık bu maç geride kaldı. Önümüzdeki hafta İnegölspor deplasmanı çok önemli. Her puanın altın değerinde olduğunu hatırlatmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Teknik ekip ve futbolcular bu bilinçle hazırlıklarını gerçekleştirmeleri ve yüksek konsantrasyon ile sahaya çıkmaları hepimizin ortak dileği ve beklentisidir.
(1).jpg)
(1).jpg)
.jpg)
