ALİ RIZA ZAMAN: ĞRENÇLİK, CANİLİK VE ÇÜRÜMÜŞLÜK PAÇADAN AKIYOR!!!Sarıyer'in Kanaat Önderi Ali Rıza Zaman, 'yenidoğan çetesi' hakkında çok sert bir yazı kaleme aldı. 23.10.2024 / 11:54 Sarıyer'in Kanaat Önderi Ali Rıza Zaman, toplumun psikolojisini yerle bir eden, vicdansızlığın dibini bulan 'yenidoğan çetesi' hakkında çok sert bir yazı kaleme aldı.
Zaman, yazısında şunları kaydetti...
ALİ RIZA ZAMAN:
Henüz bir haftalık, 20 günlük bebekleri öldürerek para kazanmaya çalışan gözü dönmüş doktor ve sağlık çalışanları çetesi!
Hayatınızda böyle bir şeyin olabileceği hiç aklınıza gelir miydi? Hayır!
Vahşi ormanlarda yaşayan, medeni dünyanın varlığından habersiz kabile üyelerinin bile yeni doğan bebeklerini yaşatmak için verdikleri mücadeleyi belgesellerde izlemişizdir. Uygarlıktan uzak kalmış böylesi insanların insanı yaşatmak için yaptıklarına bakın.
Bir de okumuş, doktor diploması almış, Hipokrat yemini etmiş, canımızı teslim ettiğimiz doktorların daha çok para kazanmak için yaptıkları caniliğe bakın!
“Yenidoğan çetesi” adıyla hafızalarımıza kazınan bu korkunç olay, bebek ticareti ve insan kaçakçılığı gibi ciddi suçlarla ilişkilendirildiği için işleri tamamen insanı yaşatmak üzerine kurgulamış gerçek sağlık çalışanları üzerinde olumsuz bir etki yarattığı bir gerçek!
Ortaya çıkarılan bu olay, sağlık sektöründe çalışan doktorların itibarını ve güvenilirliğini zedelemiştir. Tüm doktorların zan altında kalmasına neden olmuştur...
Yaşanan bu canilik, sağlık sektörüne olan güvenin azalmasına yol açmış, doktorlar için olumsuz bir algı oluşturmuştur…
Yaşanan bu canilik sosyal, yazılı ve görsel medyada çok büyük yankı buldu. Halkta bir güvensizlik ortamı doğdu. Sağlık çalışanları, bu suçlarla hiçbir ilgileri olmadığı halde, bu durumun gölgesinde kalmışlardır!
DOĞRU BİLGİLENDİRMELER YAPILMALI…
Bu nedenle, doktorların ve sağlık çalışanlarının mesleklerinin itibarını korumak için gerekli adımların atılması, doğru bilgilendirmelerin yapılması ve suçlularla etkin bir şekilde mücadele edilmesi kuşkusuz ki önemlidir.
Bu konunun gündeme gelmesiyle birlikte, hukuki ve mesleki açıdan sağlık çalışanlarını koruyucu adımların atılması gerekir.
Doktorlar neden suskun!
YENİ DOĞMUŞ ÇOCUĞU PARA İÇİN ÖLDÜRMEK NE DEMEK!
Henüz dünyaya gözlerini açamamış, annelerinin sütünü tatmamış bebeklerin hayatı, açgözlü “bazı” cani doktor ve sağlık çalışanların kurbanı oluyor!
Neden?
Daha fazla para kazanmak için!
Sormak istiyorum cani doktorlara ve bu olayın içerisinde bulunan herkese;
O kazandığınız para boğazınızdan nasıl geçiyor. Evinize giderken, eşinizin, çocuklarınızın gözlerine nasıl bakıyorsunuz. Hiç mi vicdanlarınız sızlamadı! Kazandığınız o paralarla nasıl eğlendiniz?
Doktorlar neden suskun!
ÇÜRÜMÜŞLÜK PAÇADAN AKIYOR!
Elbette ki bu olay, yalnızca birkaç kişilik bir çetenin karanlık ve canice işi değil;
Bu caniler, sistemin çürümüşlüğünden yararlanarak küçük çocukları nefessiz bırakarak öldürüp para kazanıyor! Sağlıklı bebekleri yoğun bakıma yatırmak, onların üzerine hastalık senaryoları yazmak ve bu masumları ölüme terk etmek, insanlığın geldiği dip noktadır.
Bebekleri para için ölüme terk eden bu anlayış, yapılan bireysel kötülüğü değil, sistemin geldiği sondur. İnsan hayatının değersizleştirilmesinden dolayı tüm bunlara cüret ediliyor.
Bırakın dünyanın en geri kalmış ülkelerini, modern dünyadan haberleri olmayan kabile yaşamında bile insan hayatı bu kadar değersizleştirilmiyor!
Bir dönem Türkiye Cumhuriyeti Devletinde Sağlık Bakanlığı yapmış bir zatın sahibi olduğu hastanede bile bu canilik yapılmış!
Merak ediyorum bu hastane sahibi olan eski bakan hala dışarıda aramızda dolaşıyor mu? Kendisi hakkında bir işlem yapıldı mı?
Bu olay, sadece bebekleri ölüme sürüklemekle kalmıyor, toplumumuzun geleceğe dair son umutlarını da yok etmiştir!
Öyle belirsiz bir süreçten geçiyoruz ki, her gün acı bir olayla uyanıyoruz. Gelecekten umutlarımızı yitiriyoruz, çocuklarımızı güvenle büyütebileceğimiz bir düzenin olmadığını görmek, elbette ki hepimizi derinden sarsıyor!
SAĞLIKTA BÖYLE BİR ÇETE OLUR MU?
Sağlık sistemi ne zaman bu kadar bozuldu!
Artık görüyoruz ki sağlık sistemi, kendi içindeki bazı caniler tarafından çeteleşerek işgal edilmiş…
Yıllarca uğraşılarak iyileştirilmeye ve ilerlemeye çalışılan, insanlık adına yapılan tüm gelişmişlik ve reformların geldiği nokta bu mu olmalıydı?
Bunun izahı yok! Bebekleri ölüme sürükleyen bir topluma dönüştük!
Hiçbir açıklama, hiçbir özür, hiçbir mazeret ve hiçbir yargı bu acıyı dindiremez.
Şu bir kez daha görülmüştür ki hem dünya genelinde hem de ülkemizde insanın iğrenç, çirkin ve cani halleri artık sınır tanımıyor!
Nasıl bir çağdan geçiyoruz ki, yaşadığımız çağın yükünü taşıyamıyoruz!
TARİHİN EN AĞIR CEZALARINA ÇARPTIRILMALI!
Türk Ceza Yasası’nın artık değişmesi gerek. Caydırıcılığı kalmayan bir ceza sistemimiz var.
Mesela, televizyonlarda ve gazetelerde sıkça okur veya izleriz. Deniliyor ki, falanca cani veya mafya lideri 100 yıl hapis cezasına çarptırıldı…
Türk Ceza Sisteminde 100 yıl ceza diye bir şey yok! Bizde en ağır cezanın üst sınırı 36 yıldır. 36 yılın üzerinde ceza verilmiyor.
Diyelim ki, 36 yıl cezaya çarptırılan bir zanlının cezaevinde yatacağı süre 18 ile 24 yıldır. Çünkü hafifletici sebepler uygulanıyor.
Mesela Amerika Ceza Sistemi eyaletlere göre değişiyor. Bir eyalette bir katil için idam verirler ve zanlı idam edilir. Başka bir eyalette bir katile ömür boyu hapis cezası verilir ve ömür boyu cezaevinde yatar o katil…
Türk Ceza Sistemi de artık caydırıcı olmalı. Suç işleyen kişi, işlediği suçun cezasının ne kadar olacağını bilirse, suç işlemeye cesaret edemez.
Bebekleri öldüren bu caniler, 3-5 yıl veya 20 yıl gibi hafif cezalarla kurtulmamalı.
Bebekleri öldüren doktor, hemşire, sağlık personeli, hastane sahiplerinin hayatları karartılmalı! Ömür boyu cezaevlerinde tutulmalı. Yaşamaktan aciz bırakılmalı!
Bebeklerin öldürüldüğü hastaneler kapatılmalı ve hastane binalarına el konulmalı ve yıkılmalı. Hiçbir iz kalmamalı!
HİPOKRAT YEMİNİ ETMİŞDOKTORLAR SESSİZ KALMAMALI
“Bazı” doktorların karıştığı bu canilik karşısında zan altında kalan “gerçek” doktorlar sessiz ve suskun kalmamalı.
Mesela İstanbul'da sağlıktan sorumlu siyasi iradeyi temsil eden yöneticilerin seslerini bu konuda yükseltmeleri gerek. Yaşanan bu vahşetin ardından toplumun üzerine çöken güvensizliği silkelemeliler.
İstanbul Tabipler Odası, yaşanan bu canilik ve vicdansızlık karşısında suskunluğunu bozmalı. Zan altında kalan gerçek doktorların itibarını korumalı, yanlarında olduklarını göstermeli…
Bu Kategorinin Diğer Haberleri |
|
|