Mekke’de düzenlenen 2. Uluslararası İslam Konferansı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in kapanış konuşmasıyla sona erdi.
"İslam Dünyasının Problemleri ve Çözüm Önerilerinin" tartışıldığı konferansta 58 ülkeden katılan İslam alimleri adına kapanış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, İslam dünyasına önemli mesajlar verdi.
İslam coğrafyasında yaşanan sorunların temel nedenlerine dikkat çeken Görmez, "Bugün İslam dünyasında olup bitenler sözün tükendiğini gösteriyor. İslam dünyasında sayısız meydan okumalarla karşı karşıyayız. Alimler göstermelik toplantılarla ve konferanslarla zaman kaybetmemelidir. İslam dünyasının bu zor süreçlerinde İslam alimleri ve kurumlar olarak üzerimize düşen asgari görevleri yerine getiremedik. İçinden geçtiğimiz süreçleri dahi doğru okumakta zorluk çektik, çekmeye de devam ediyoruz" dedi.
"Birliğin kaynağı olan din nasıl olur da tefrikanın kaynağı haline gelir?"
Görmez, günümüzde insanların bütün ayrımcılıklarına dinden bir mesned bulmaya başladığını, dinin ötekileştirmenin aracı haline getirildiğini ifade ederek, "Birliğin kaynağı olan din, nasıl olur da tefrikanın kaynağı haline gelir" diye konuştu.
"Barışın kaynağı olan din, nasıl oldu da şiddetin kaynağı haline gelir" diyen Görmez, Irak, Suriye, Mısır, Nijerya, Etiyopya, Somali, Pakistan, Afganistan başta olmak üzere tüm İslam dünyasında müslümanların birbirini katlettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bütün bunları sadece dış güçlerin müdahaleleri ile izah etmek yeterli midir. Her bir katilin elinde silahla beraber ayetler, hadisler dolaşıyor. Bunda biz İslam bilginlerinin taksiri yok mudur? Din-hayat, din-siyaset, din-devlet, din-insan ilişkilerini yeniden ele almalıyız. İslam dünyasında üretilen bilgi, bütün bu ilişkileri doğru kurmaya yetmiyor. İnsan yetiştirme düzeneklerimizi, bilinç oluşturma mekanizmalarımızı yeniden ele almalıyız."
"Gücün ahlakı mı, ahlakın gücü mü?"
Görmez İslam dünyasında yaşanan en büyük sorunlardan birinin de gücün, ahlaka teslim olmaması olduğunu dile getirerek, "Din, insani bütün değerlerin kaynağıdır. Ancak bilgi, iman, ibadet, ahlak dengesi doğru kurulamazsa, dinin içine heva, heves, menfaat, istismar karışırsa, dindarlık değer üretmez, var olan değerleri tüketir" ifadelerini kullandı.
"Sömürge ve uydu yönetimlerden sonra Müslüman halkların kendi idarelerini ele almak için verdikleri bağımsızlık mücadeleleri kutsaldır" diyen Görmez, bilgi, fikir, kültür, sanat, eğitim olmadan medeniyetin olmayacağını vurguladı.
"Yanlış dini anlayışlar gençliğin bir kısmının dinden korkmasına neden oldu"
Önceki kuşakların dini ve dini değerleri kaybetme korkusu içinde yaşadıklarını buna karşı şimdiki gençliğin bir kısmının ise dinden korkmaya başladığını kaydeden Görmez, şunları söyledi:
"Bunun sebebi Batı’da ortaya çıkan İslamofobyanın etkisi değildir. Asıl sebebi İslam dünyasında dindar insanların yapıp ettikleridir. Yanlış din anlayışları ve yanlış dini uygulamalardır. Unutulmamalıdır ki, batıdan dine konulan mesafeler din karşıtı ideolojiler dindarların tartışmalarından doğdu. Kiliselerin din ve mezhep kavgaları genç nesilleri disizliğe sevketti. Bugün İslam dünyasının da aynı tehlike ile karşı karşıya olduğunu unutmamalıyız."
"Müslümanların varlıkla imtihanı, yoklukla imtihanından daha ağır"
Görmez, Müslümanların, sahip olduğu imkanların geliştiğini ve pek çok alanda siyasi, iktisadi avantajlar elde ettiğinin altını çizerek, şöyle deam etti:
"Buna rağmen daha büyük imtihanlarla karşı karşıyayız. Bizim varlıkla imtihanımız, yoklukla imtihanımızdan daha ağır gidiyor. İslam dünyasında yaşananlar hesaba katılacak olursa Müslümanların arasına fitne ateşi düşmüştür. Dün sadece Kudüs’e ağıt yakarken bugün Bağdat’a, Şam’a, Kahire’ye ve birçok İslam şehirlerine ağıt yakıyoruz. Akan kanlar yabancı unsurların, işgal güçlerinin akıttığı kanlar değildir. Dün Müslümanların kanlarını başkaları akıtırken bugün Müslümanlar birbirlerinin kanlarını akıtıyor."
"İslâm alimlerinden akil adamlar heyeti oluşturulmalıdır"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslam dünyasında birlikte yaşamanın hukuku ve ahlakının yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurgulayarak, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve bu teşkilatın alt komisyonlarının asli görevlerini yeniden hatırlaması gerektiğini belirtti. Görmez, "İslam dünyasını ilgilendiren dini, içtimai sorunları aşmak için akil adamlar heyeti oluşturulmalıdır. Bu heyet gerek teorik sorunlarla ilgilenerek İslam dünyasına reçeteler sunmalı, gerekse kriz masaları oluşturarak fiili olarak İslam dünyasında yaşanan çatışmaları önlemelidir" diye konuştu.