Ligin 16. Haftası Sarıyer 3 galibiyet 11 Beraberlik ve 2 mağlubiyet karşılığında 20 Puan ile 10.sırada
Bu veriyi Sarıyer takımını bugüne kadar hiç seyretmemiş birine göstersen ve bir yorum yapmasını istesen inanıyorum ki, istikrarlı olduğunu, saha da ne oynadığını bilen, sonucu almayı İsteyen bir oyun anlayışı ile oynayan tempolu bir takım der herhalde.
Bende onu bir maça davet ederim ki sahada oynanan oyun ile alınan sonuçların bu kadar tezat olduğunu görebilmesi için.
Sarıyer, Anadolu Selçuklu maçına, Kalede Genç Kadem, Geri Dörtlüde Emre Bayraktarbaşı, Emre Karaman, Önder Turacı, Feridun Ortada, Semih, Bünyamin, Hamza, Sinan ilerde Murat Hacıoğlu ve Ömer Şengöz 11 i ile çıktı.
Gençler her zaman başımızın tacıdır. Ancak bu aşamada kaleci Emre'nin niye kesilip de genç Kadem oynatıldı anlam veremedim. Anadolu Selçuklu Kaleye bir şut atsa gol olacak hissi ile seyrettik tüm maçı. Kadem'in bu yaşta bu şansı bulmuşken daha cesur olması gerekirdi. Beyhan Çalışkan'ın bu riski, bu aşamada ne düşünerek aldığını anlamadım. Hatay maçında da aynı cesareti göstermesini kendisinden bekliyorum.
Maçın 90 dakikasında topla oynama istatistiği verebilsek sanırım %60-65 Anadolu Selçuklu çıkar. Sarıyer takımı bu kadar haftadır hala 70-80 metre mesafe de oynuyor .ilk yarı 7-0-3 oynandı nerdeyse Defans dörtlüsü değil orta sahayı geçmek, Ceza sahalarından çıkmadı dersek yeridir. Rakip forvet oyuncularına atılan toplarda da ceza sahası önünde topla rahatça buluşmalarına izin vererek yüzlerini kaleye dönecek kadar zaman tanımaları da ayrı tabii.
Orta da Hamza ve Semih ,Forvetle Defans arasında bırakılan büyük mesafede adam kovalamaktan yürüyecek halleri kalmadı. Orta Solda başlayan Bünyamin oyuna katılmak için kendini içeri doğru atınca, rakip Sağ bek ilkyarı Sağ açık gibi oynadı ve orta sahasında geriye hiç gitmedi.
Beyhan Çalışkan'da bunu fark edip ikinci yarı Sinan'ı o kanatta başlattı ama sonra Sinan'ı niye oraya aldığını unuttu ki oyundan çıkardı. Beyhan Çalışkan hocaya birinin şunu söylemesi lazım, bence Sinan bu takımın senelerdir gol yollarında ki en büyük silahıdır. Oynatmak için Sağ, sola, ortaya, geriye, kenara koymaya gerek yok. Ya Forvet koyarsın oynar işini yapar ya da oynatmazsın. Başka işler yaparak bu oyuncuyu bu kadar bozmanın bir anlamı yok. Kaldı ki Sinan'ı kanata koyarak ne yapmasını istediğini Beyhan Çalışkan'da bilmiyor gibi görünüyor.
Ömer’in golleri ile yaptığı katkıyı ona yakın oynayan Murat'la beraber rakip defansı oyuna çıkarmamakla da yapması gerekir. Yoksa tüm maç boyunca rakibin sağ ve sol beki stoperi oyuna bu kadar çok katılırsa, Kendi sahana hapis olmamak elde değil. İkinci yarıda Cemre oyuna girdikten sonra her zaman ki gibi oyun iştahı ve zekasıyla oyuna hareketlilik getirdi. Attığı ters toplar, arkadaşlarına yaptığı servisler ve gol pası bu takımda öncelikli tercih sebebi olması gerektiğini bir kez daha herkese gösterdi.
Saha içinde bu temposuz takımın bu kadar çok yanlış işler yaparken 2 gol ile maçı kazanmış olması lütfedilmiş inanılmaz bir ödül bence. Anadolu Selçuklu takımının kalitesi de bunda en büyük etken tabi.
Kimse yanlış anlamasın eleşirimiz, bu maç kazanıldığı için mutlu olduğumuz kadar, ileriye de umutsuzca baktığımızdandır. Gelecekte olabilecekleri hissettiğimizdendir.
Sayın Beyhan Çalışkan'ın 8 haftadır kararlarında ki tutarsızlıklardandır. 2 hafta üst üste aynı kadro ile çıkamamasıdır. Bir hafta ilk on bir oynattığı oyucuyu ertesi hafta kadroya bile almamasıdır. Oyuna aldığı, nerdeyse maçı geri getiren oyuncusunun ertesi hafta yine yüzüne bakmamasıdır. Çarşamba günü kadro dışı bıraktığı bir oyuncuyu pazar günü kadroya ve hatta oyuna alacağı duruma gelen süreçtendir.
Futbolcu karşısında antrenör otoritesi çok önemlidir. Eğer bir takımda bir antrenör, Futbolcular tarafından sorgulanmaya başlarsa o işin tadı kaçmış demektir. Antrenörüne güvenmeyen, inanmayan takımdan hiç bir şey beklenemez.
Kazanmak, yanlışları düzeltmek için zaman kazandırır.
Tabii Yanlışları Görene…