Dün olduğu gibi bugünümüzde de bazı insanlar, yahudisiyle, hristiyanıyla, ateistiyle ve ‘Allah gökyüzüne karışsın yeryüzünde sözü dinlenecek şunlar vardır’ diyen tüm insanlar, bilgilenmek için bir yol kabul etmişler. Bu sistemin temel felsefesi Vahyi yok farz eden, Allah’ı devre dışı bırakan ismine bazen pozitivizm, bazen materyalizm, bazen realizm ve idealizm dedikleri küfür ve şirk yöntemler, insanları bilgilendirmeyi hedeflemektedirler. Bilimi putlaştırıp onu Vahyin yerine oturtmak istiyorlar. Onlar: ‘Bilimin çözmediği bir şey kalmamıştır, bu sebeple vahyin ve onun bilgisinin bir anlamı kalmamıştır’ diyerek Kuran’ı devre dışı bırakmaya çalışıyorlar.
Şuan çoğu dünya ülkelerindeki eğitim sistemlerinin temelini oluşturan anlayış budur. Yeryüzü kâfirlerinin gerek kendi dünyalarında, gerekse egemen olduğu İslam dünyasında bilgilenme noktasında temel felsefeleri Allah’ı devre dışı bırakmaktır. Bu insanlar ne siyasi hayatta, ne ekonomik hayatta Allah’a söz hakkı tanımamaya çalışıyorlar. Onların düşüncesi şudur: Allah, kitap, gündeme geldiği zaman, onun modası geçmiştir, o çöl kanunudur, bilimsel özelliği kalmamıştır, Allah, hayata karışmaz. Bu insanlara bir Müslüman olarak teklifimiz şudur. Ey kâfirler, mademki siz Allah’ı devre dışı bırakmak, peygamberi reddetmek, Allah ve rasulüne hayat hakkı tanımamak gibi bir anlayışınız var ve yeri geldiğinde Allahın ve peygamberinin hiçbir şey bilmediğinizi ortaya koyuyorsunuz. 1400 yıl önce Allah tarafından ortaya koyulan bu kitaptan, şuanda sizin bilim adamlarınızın, siyasetçilerinizin, ekonomi ve hukuk uzmanlarınızın, akademi prof.larınızın daha bilgili olduğunu iddia ediyor ve bunların Allahtan daha bilgin olduğunu demeye çalışıyorsunuz. Eğer bu sözlerinizden samimi, kendiniz ve bilgilerinizden eminseniz, o zaman soruyorum size, niye insanların rahat bir şekilde Allahla, peygamberle, Kur’anla karşı karşıya gelmelerini engelliyorsunuz? Niye yasaklıyorsunuz din eğitimini? Niçin korkuyorsunuz bu kadar tesettürden? Niçin bu Kur’anla bilgilenen insanların imanları istikametinde kendi siyasetlerini, kendi hukuklarını, kendi ahlaklarını, kendi düşüncelerini ortaya koymalarına engel oluyorsunuz? Bu korkunuz ne böyle?
Sosyal, siyasal, ekonomik, hukuki tüm hayat problemlerinin çözümü konusunda herkese söz hakkı veriyor ve çözüm önerilerini dinliyorsunuz da niçin bu konularda Allah ve peygambere söz hakkı tanımıyorsunuz? Allah bilmez mi hukuku? Ekonomiyi? Sosyal ve siyasal yasaları? Yıllardır Allahı ve peygamberi hayatınızın dışına attınız, Allah bilgisini, peygamber anlayışını devre dışı bıraktınız. Ama işte görüyoruz ki hiçbir şey halledemediniz. Hiçbir problemi çözemediniz. Gelin bir adım önünü bile görmekten aciz insanları ‘hayatınızda tek yetkin otorite olarak görüp’ vahyi devre dışı bırakmaktan vazgeçin. Gelin kendi heva ve hevesinizi putlaştırıp Allahı ve peygamberi cahillikle itham etmekten vazgeçin.
Selam ve dua ile.