Yerel yönetimlerle ilgili ciddi birikime sahip olan Başar Biberoğlu bilgilerini Sarıyerlilerle paylaştı. Biberoğlu, Sarıyer Yenigün Gazetesi’ne verdiği demeçte “Bireylerin topluluk halinde yaşamaları nedeniyle ortaya çıkan yerel düzeydeki gereksinimlerini karşılayan, kamu mal ve hizmetlerini sağlayan ve yerel halkın iradesiyle seçilen organlarca yürütülen kurumlar olan yerel yönetimler demokratik yapılanmanın temel kuruluşlarıdır. Yerel yönetimlerin demokrasinin gelişmesi ve işlemesinde ki önemi tartışılmazdır. Güçlü ve demokratik yerel yönetimler ülkenin hem demokratik gelişmesine hem de iktisadi ve sosyal gelişmesine katkıda bulunacaktır.
Yerel yönetimler, halka kendi kendini yönetme erdemini kazandırır. Demokrasi kavramının temel gerekleri olan halk katılımı, çoğunluk ilkesi ve seçmenlere karşı hesap verme sorumluluğu gibi değerlerin yerel yönetimlerde hayata geçirilmesi daha kolaydır. Katılma yerel yönetimlerde ulusal düzeydekinden daha yoğun ve doğrudandır.
Yerel yönetimlerin gelişimi uzun ve sancılı bir süreç olmuştur. Yerel yönetim kuruluşlarına duyulan güvensizliğin ortadan kalkması, güçlü bir yerel yönetim geleneğine sahip olan İngiltere’de bile 150 yıllık bir sürecin geçmesini ve kanlı çatışmaların yaşanmasını gerektirmiştir. Ancak günümüz İngiltere’sinde demokrasinin görkemindeki en büyük pay, bu ülkenin güçlü ve sürekli gelişen yerel yönetimlerine aittir. Dünyada yerel yönetimleri güçsüz olmasına karşılık demokrasisinin gelişmiş olduğu tek bir ülke dahi bulunmamaktadır. Ve yine demokrasinin gelişmemiş olduğu bütün ülkelerde, yerel yönetimlerin de gelişmemiş olduğunu görürüz.
Ülkemizde de demokrasinin yerleşmesi ve yerel yönetimlerin gelişmesi bir hayli zaman almıştır. Fakat halen istenilen ölçüye gelememiştir. Bunun öncelikli nedeni Osmanlı devletinden güçlü merkezi yönetim sistemini devralmış olmamızdır. İkinci nedeni ise kurtuluş savaşı sonrası her alanda ki kararların tek elden hızlı ve etkili bir şekilde alınmasına ihtiyaç duymamızdır. Zorunlu olarak o günün şartları bunu gerektiriyordu. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında ülkenin fiziki ve insan kaynaklarının sınırlılığı ve bunların rasyonel kullanımı gereğinden hareketle, etkin bir bürokratik yönetim düşüncesi ve arayışı egemen olmuştur. Savaşın yaralarının sarılması ve ciddi bir dış borcun altından kalkılması gerekiyordu. Bu düşünceler uzunca bir süre merkeziyetçi yönetim uygulamasının gereklerini oluşturmuştur. Ülkemizde yerel yönetim anlayışında 1980’li yıllara kadar ciddi bir gelişme olmamıştır. Bu yılarda belediyeler için yapılan en önemli düzenleme, gelirlerinin artırılmasıdır. Lakin bu gelir artışları da yerel yönetimlerin merkezi idareye bağımlılıklarını azaltmamıştır. Çünkü belediye gelirlerinde ki bu artış merkezi bütçeden pay verilmek suretiyle gerçekleşmiştir. Yani güç yine merkezi idarenin elindedir.
Günümüzde halen ülke olarak demokrasi ve yerel yönetimlerin demokrasiye katkıları konularında yeterli seviyeye ulaşamadık. Peki ne yapılmalı? Öncelikle yerel yönetimler konusunda güçlü revizyonlar yapılmalı, görevleriyle orantılı gelir verilmeli ve en önemlisi özerkliklerinin güçlendirilmesi gereklidir. Özerkliğin güçlendirilmesi derken şu hassas noktaya dikkat etmeliyiz; yerel demokrasi, yerel iktidar demek değildir. Demokratik özerkliğin güçlendirilmesi gereklidir fakat bunun karşılığında ayrılıkçı düşüncelere bürünerek, ülkenin egemenliğini zedelemeye niyet ederek demokrasiden söz edilmesi hiç de hoş değildir. Demokrasi iki temel ilkeye dayanır; özgürlük ve eşitlik ilkeleri. Bu iki ilke aynı anda yoksa demokrasinin varlığından söz etmek mümkün değildir.
Eşitlik ilkesi: bütün bireylerin eşit siyasal değerde olmasını, bireyler arasında ayrım yapılmamasını, herkesin eşit muamele görmesini ve siyasal yönetim sürecine katılım konusunda herkesin eşit derecede söz sahibi olmasını ifade eder.
Özgürlük ilkesi: kişinin olmak istediği gibi olmasını yapmak istediği yapmasının engellenmemesini ifade eder. Ancak demokraside bireylerin özgürlüğü sınırsız değildir. Bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde bireyin özgürlüğü sınırlanır.
Yerel yönetimler halkın, siyaset ve demokrasi terbiyesinin geliştirildiği temel basamaklardır. Bu yönü ile yerel yönetimler ülke çapında politikacıların ve devlet adamlarının yetiştirildiği bir okul görevi görmektedir” dedi.