Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - ELVEDÂ İSTANBUL
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

ELVEDÂ İSTANBUL

ELVEDÂ İSTANBUL
İstanbul'un kuzey-inde, Karadeniz'in kıyısında yapılması planlanan 3. hava alanının ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlı-ğı'nın internet site-sinde de yayınlandı.
20.04.2013 / 12:40


İstanbul'un kuzeyinde, Karadeniz'in kıyısında yapılması planlanan 3. hava alanının ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın internet sitesinde de yayınlandı.

Bu “dehşetengiz” (çok dehşet, korku verici) rapordan sonra iktidar o alanlarda 3. havaalanını yaparak İstanbul’u mahvetmekte ısrar eder mi?

ÇED Raporu'nun en çarpıcı saptamalarından biri, proje alanının orman, göl ve mera alanlarından oluştuğunu resmen belirtmesi. Proje için ayrılan 7650 hektarlık alanın 6172 hektarı (yüzde 80) orman alanı, 660 hektarı göl alanı (yüzde 9), 236 hektarı ise mera alanında kalıyor. Bu üç kritik alan havalimanını için kullanılacak alanın yüzde 90'ına karşılık geliyor. Diğer bir anlatımla proje başlangıcında yüzde 90'ı göl ve orman olan bu özel bölge proje gerçekleştiğinde yüzde 90'ı beton olan bir alana dönüşmüş olacak.

Şimdiden iddia ediyorum: Gelecek kuşaklar bu kadar büyük bir doğa katliamını yapanları kesinlikle hayırla anmaz, anamaz. Böylesine korkunç bir doğa tahribatını açık ve net olarak ortaya koyan ÇED raporuna karşın gerçekleştirmeye kalkışan iktidar büyük bir günah işlemiş olacak. Buna bir insanlık ayıbı, doğaya karşı suç da diyebiliriz.

3. Boğaz Köprüsü’nün yeri ve 3. havaalanının Terkos (Durusu) Havzası’nda kurulması bizim kadar gelecek kuşakları ilgilendiren bir konu. Terörün bitmesi kadar, PKK’nın silah bırakması kadar, toplumsal barış kadar önemli.

İstanbul’un kuzeyine, Karadeniz kıyılarına 150 milyon yolcu kapasiteli, 6,7 milyar TL harcanarak yapılmasında ısrar edilen yeni havaalanı daha baştan bir doğa felâketi sinyalini veriyor.

İktidarın projelerini alkışlayanlar bu büyük projeyi de alkışladılar. Yeşilköy’ün suyu mu çıktı, kapasitesinin arttırılması olanağı var, Sabiha Gökçen daha da geliştirilirse İstanbul’a yeter diyenlere kızıldı. Kuzeye havaalanı İstanbul’u yaşanmaz hale getirir, trafiği felç eder diyenlere ters bakıldı. Ama bu konu fazla incelenmedi. Birkaç yazıyla sınırlı kaldı.

İktidar yeni havaalanı konusundaki kararlılığını fırsat geldikçe tekrarlayınca yapılacağı konusunda kesin kanaat oluştu. İyi de sonucu ne olur? İstanbul’a fayda mı sağlar, zarar mı verir? Bu konuda ilk resmi rapor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı internet sitesinde yayınlandı. Bir doğa katliamı senaryosu karşısındayız:

- Proje alanının yüzde 80’i orman..

- Proje alanındaki ağaç sayısı 2 milyon 513 bin 341.. Bunlardan 1 milyon 855 bin 391 ağaç taşınabilecek durumda.. 655 bin ağaç kesilecek..

- Doğal bitki örtüsü ortadan kalkacak..

- Bölgede canlı yaşam yok olacak..

- Kuşlar orayı terk edecek..

- 70 göl, gölet ve gölcük ortadan kalkacak..

- Terkos Barajı ve Alibey Barajı’nı besleyen dereler tehlike altına girecek..

- Günlük yolcu kapasitesinin 411 bin olacağı öngörüldüğü için 2 bine yakın orta yüklü ticari araç, 100 bine yakın otomobil oraya gidip gelecek..

Sonuç..


Orman ekosistemiyle su ekosisteminde geriye dönüşü olmayan tahribat olacak..

Havalimanının çevreye etkisi, alanın projeye uygunluğu ve gelecekte yol açabileceği zararların ele alındığı raporda ormanların yok olacağı, su kaynaklarının kurutulacağı belirtilirken bölgenin heyelan alanı olduğu ifade edildi. Raporda, doğa katliamı ortaya konmasına rağmen 'daha iyi bir yer yoktu' denildi. İstanbul’un sonunu getirecek projeler yapanların gerekçesi elbette böylesine akıl dışı olur…

İstanbul’un orman ve su varlıklarını rant uğruna yok etmeye azmedenleri insanlık tarihi ve doğa kesinlikle affetmez! Kim “elvedâ İstanbul” diyebilir ki?


Etiketler: ELVEDÂ İSTANBUL