Sarıyer’in havası son zamanlarda çok kirlendi. Yamaçlardaki mahallelerden çevreye. kükürt gazı (kükürt dioksit) kokusu yayılıyor. Hava rüzgârlı değilse yoğun dumanlar vadilere sis olup çöküyor. Bu gaz zehirli, sevgili okurlar. İnsanlar seçme şansı olmadan çevrelerindeki havayı soluyorlar. Solunan hava kirli olduğu zaman insan sağlığı üzerinde bir çok olumsuz etkiye neden olmakta. Sigara içmiyorsanız bile bu gazı soluyarak kanser olabilirsiniz. Üstelik bu gazı, mitinglerde iktidarı eleştirince yediğiniz biber gazı gibi üzerinize sıkmıyorlar. Kalitesiz linyit kömürü kullanımı arttıkça bu gaz Sarıyer’in her yerine ulaşıyor. Yalılarda, köşklerde, lüks sitelerde oturanlar da nasiplerini alıyor. Atmosfere yayılıyor. Güvenlikçiler kapının önünde durduramıyor bu kanserojenleri…
Doğalgaz fiyatı o kadar arttı ki, evinde doğalgaz olanlar dahi artık onu kullanamıyor. Sarıyer’in geçim güçlüğü çeken halkı sobalarını yeniden kurdular. Kömürle ısınmaya başladılar. Onlar önce Kaymakamlığa başvuruyorlar. Oradaki Sosyal Yardımlaşma Vakfı görevlileri kömür yardımı için başvuranları araştırıyor. Sonunda evinde doğalgazı olup da kullan(a)madığını kanıtlayan (!) dar gelirli vatandaşa da veriyorlar bu kömürden. Ama bu kömürler halk ağzında “toplama kömür” denilen kontrolları kuşkulu, içinde kükürt gazı bol, kolay tutuşmayan, düşük kalorili, kalitesiz linyit kömürleri. İktidarın yoksula doğrudan yardımla, varsıla havadan indirme yoluyla reva gördüğü muamele bu kalitesiz kömürle yapılıyor. Sonuçta toptan zehirleniyoruz elhamdülillah!
Halka dağıtılan kömürlerdeki kükürt dioksit suda ve vücut sıvısında yüksek oranda çözünen bir maddedir. Eğer bu gaz havadaki nem ile birleşirse asit yağmurlarına neden olabilir. Kükürt dioksit gazı sonuçta insan sağlığı açısından çok tehlikeli bir madde olan sülfürik aside dönüşmektedir.
Solunan yüksek yoğunluktaki kükürt dioksit neredeyse tümüyle (%95) üst solunum yollarında emilir. Bunun sonucu olarak, bronşit ve diğer akciğer hastalık belirtileri meydana gelir. Solunmasıyla beraber oluşan etki, solunumda zorlanma, hırıltılı solunum ve nefes darlığı gibi belirtilerde artış şeklinde ortaya çıkar. Düşük düzeylerde maruz kalınmasında bile kalp ve solunum sistemi hastalıklarına bağlı ölümlerde artışlar gözlenmiştir.
Öte yanda Hükümet olarak sigara içme yasakları koyuyorsunuz. Kış gelince de en etkili propaganda aracınızı kullanıyorsunuz. Yani yoksullara kömür dağıtımı yapıyorsunuz. Sigara içerek tek tek öleceğinize Hükümetin toplu çözümüne buyurun diyorsunuz. Ülkede rekor düzeyde bir akciğer kanseri patlaması var. Bir başka yurt gerçeği ise, kışın lodos havalarda sobadan, mangaldan çıkan karbon monoksit gazından ölenler. Bunların istatistiklerinde de korkunç bir artış yaşanıyor. Toplu ölümlere davetiye çıkarılıyor.
Sabah yürüyüşlerine, spor yapmaya çıkamaz olduk. Nefes almakta zorluk çekiyoruz.
Trafikte sürücülere alkol muayenesi yapar, “alkollü mü?” diye üfletir polis.Yani devlet halkın canını ve sağlığını düşünür. Allah rızası için bir de şu havanın gazını ölçün bakalım. Ne kadar sağlıklıymış anlayalım.
Neyin nesi kardeşim bu kadar kalitesiz linyit kömürü kullanımı? Nerede kaldı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı? “Kamu sağlığını koruma” denilen şey nedir? Yaşadığınız doğayı kirleteni sorgulamak ve bu sorunu ortadan kaldırmak değil midir? Bir yandan sigara içmeyi yasaklayarak cezası şu kadar diye bize maval (martaval) okursunuz. Öte yandan oksijen üreten son yeşil alanları rant uğruna talan edersiniz. Sigara içenin yanından kaçmak kolay. Peki, ortak kullandığımız, soluduğumuz o zehirli havayı nasıl paylaşacağız?
Tek çözüm yolu var Hükümetin, bu saçma kömür dağıtımı oyunlarını bitirmek ve soluduğumuz havayı temizlemek için: Doğalgaz ve elektrik fiyatlarını makul seviyeye çekeceksiniz, yoksuluyla varsılıyla tüm kenti zehirlenmekten koruyacaksınız!
M. Cemal Beşkardeş