Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - 4 EYLÜL TÜRK MİLLETİ İÇİN </br>DÖNÜM NOKTASIDIR! </br>BAĞIMSIZLIĞA, CUMHURİYET'E GİDEN </br>KUTLU YOLCULUKTUR!!!
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

4 EYLÜL TÜRK MİLLETİ İÇİN
DÖNÜM NOKTASIDIR!
BAĞIMSIZLIĞA, CUMHURİYET'E GİDEN
KUTLU YOLCULUKTUR!!!

4 EYLÜL TÜRK MİLLETİ İÇİN </br>DÖNÜM NOKTASIDIR! </br>BAĞIMSIZLIĞA, CUMHURİYET'E GİDEN </br>KUTLU YOLCULUKTUR!!!
Biberoğlu, Sivas Kongresi'nin 103. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj paylaşarak, kongrenin yıl dönümünün kutlu olmasını diledi.
04.09.2022 / 11:23

Usta siyasetçi ve iş insanı Başar Biberoğlu, "4 Eylül günü, Türk milleti için çok önemli bir gün. Burası, bağımsızlığa, Cumhuriyet'e ve demokrasiye giden kutlu yolculuğumuzda çok önemli yer" dedi.

AK Parti'nin gün geçtikçe sayısı hızla azalan dürüst ve temiz siyasetçilerinden Başar Biberoğlu, 4 Eylül 1919'da yapılan Sivas Kongresi'nin önemine dikkati çekerek, "Yakın cografyamızda birkaç seneden beri olup bitenleri gördükçe, Suriye'de, Irak'ta, Yunanistan'da başka yerlerde, dünün Osmanlı coğrafyasında yaşanan senaryolar, hain planlar ve her türlü insanlık dışı görüntülerden sonra, 4 Eylül'ün bizim için ne kadar önemli, ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Bunu anlamayanlara yuh olsun" dedi.



Biberoğlu, Sivas Kongresi'nin 103. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj paylaşarak, kongrenin yıl dönümünün kutlu olmasını diledi.

Günün anlam ve önemine dikkat çeken Biberoğlu, "Türk doğduğum için onur ve gurur duyuyorum. 4 Eylül günü, Türk milleti için çok önemli bir gündür. 4 Eylül Sivas Kongresi'nin Bağımsızlığa, Cumhuriyet'e ve Demokrasiye giden kutlu yolculuğumuzda çok önemli yer.

4 Eylül günü ve 4 Eylül kararları, sadece Türk milleti için değil, bugün Birleşmiş Milletler'e kayıtlı, bağımsızlığını bizden sonra kazanmış olan pek çok millet için ve pek çok devlet için de bir ilham kaynağı olmuştur.

Türkiye'nin istiklal mücadelesini örnek alırken buradan aldıkları ilhamla kendi bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır.

Onun için bize bu günü, bağımsızlığımızı, Cumhuriyet'i ve demokrasiyi kazandıran başta Atatürk olmak üzere Milli Mücadele'nin tüm kahramanlarını, Anadolu'ya ayak bastığımız 1071'den bugüne kadar ülkemiz ve milletimiz için kanlarını ve canlarını ortaya koyan aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet, şükranla ve rahmetle anıyorum" diye konuştu.



Türkiye Cumhuriyeti'nin ender kalmış namuslu siyasetçilerinden biri olan Başar Biberoğlu, 4 Eylül'ün sadece bir kutlama günü olmadığını belirterek, "Burada bazı şeyleri konuşup aktarmak ne kadar önemli ise, idrak noktasında hayatımıza bu değeri ve kıymeti endekslemek o derece önemlidir. Tarihimize karşı olan borcumuzu, kahramanlarımıza ve devlet kurucularımıza olan borçlarımızı hatırlayacağız ama onunla beraber milletimize ve gelecek nesillere karşı sorumluluklarımızı da hatırlayacağız.

Dolayısıyla hem bugün şükranlarımızı ifade etmek hem de sorumluluklarımızı hep birlikte hatırlamak için önemli bir fırsattır, önemli bir imkandır" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin çevresinde yaşananlara işaret eden Biberoğlu, şöyle devam etti:

"Yakın çevremizde birkaç seneden beri olup bitenleri gördükçe, Suriye'de, Irak'ta, Yunanistan'da ve başka yerlerde, dünün Osmanlı coğrafyasında yaşanan her türlü insanlık dışı görüntüleri gördükten sonra, 4 Eylül, bizim için ne kadar önemli, ne kadar anlamlı. Bunu anlamayanlara yuh olsun.

Evet, bu sorumluluğu içimize işlemezsek gelecekten emin olmayız.

Bir millet acılarını unutursa, sevinçlerini paylaşmaz, bir ve beraber olmazsa o toplumun geleceği çok parlak olmaz.

Bu millet, emsali görülmemiş istiklal mücadelesini birliği ve beraberliği ile başardı.

Birçok ülkenin toprağını kazsanız altından petrol çıkar, kömür çıkar, altın çıkar, başka bir maden çıkar ama bu Anadolu toprağını 2 metre kazsanız altından şehit kemikleri çıkar.

Yeteri kadar farkında mıyız?

Onların hatıralarına yeteri kadar sahip çıkabiliyor muyuz?

Onların mirasını yeteri kadar koruyabiliyor muyuz?

Hatırlayabiliyorsak, koruyabiliyorsak geleceğe güvenle bakabiliriz.

Onun için sahip olduğumuzun kıymetini iyi bilmeliyiz.

103 yıl önce bir balıkçı teknesi bile yapamaz durumdaydık, iğneden ipliğe kadar her şey dışarıdan ithal ediliyordu.

Bu milletin yiyecek ekmeği yok.

Bu millet, emsali görülmemiş istiklal mücadelesini birliği, beraberliğiyle başardı.



4 Eylül olmasaydı, 4 Eylül kararları olmasaydı, 4 Eylül ruhu milletle şaha kalkmasaydı bugün kimin himayesinde, kimin vesayetinde hangi noktada olabilirdik.

Bunu hepimizin bu mutlu günde, bu kutlu günde, bu onurlu günde bir defa daha ruhumuz ile idrak etmemiz lazım.

"Birliğimizi bozmayacağız"

Burası bizim ebedi vatanımız. Ebedi vatanımız olarak kalmasının bir tek şartı vardır; birliğimizi bozmayacağız.

Bunun imkanları var.

Bunun tarihi mirası var.

4 Eylül, sıradan seremoni günü değil, yakın siyasi tarihimizin en önemli kararlarının alındığı, en önemli başarılara giden yolun, yol haritasının çizildiği önemli bir gün.


Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve bu aziz vatanımız, bir sükunet coğrafyasıdır.

Bunun kıymetini iyi bilelim.

Aramıza fitnenin, fesadın çıkmasına imkan vermeyelim.

4 Eylül 1919'da o günün küçük bir meclisi sayılabilecek o mecliste herkes her şeyi tartıştı.

Bağımsızlığı tartıştı.

Adam gibi tartıştı, uygarca tartıştı. Sonra da kucaklaştı, bir oldu, beraber oldu ve bugün çok şükür Allah'a hamdediyoruz ki bir devletimiz var, Türkiye Cumhuriyeti Devleti.

Kıymetini iyi bilelim.

Aziz vatandır, mübarek vatandır. Bunun kıymetini bilelim.

Cenab-ı Allah'a yalvarırken "Yarabbi bizi devletsiz, milletsiz ve vatansız bırakma" diye dua etmeyi asla ihmal etmeyelim.

Bu dua, bizim ebedi duamızdır.

Buna gönülden katılalım.

Ülkemize zarar verecek, gedik açacak, zafiyetlere sebep verecek her türlü fitne ve siyasi akıma karşı bir ve beraber olalım.

"Biliyor ve inanıyorum ki bir ve beraber olduğumuzda şehitlerimizin ruhu bizimle beraber olacaktır, gazilerimizin ruhu bizimle beraber olacaktır ve milletçe bir olacağız, beraber olacağız.