Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - YAZIK BİZE Kİ </br>BİR TABAK YEMEKLE </br>DOYABİLECEKKEN KARNIMIZ</br> BAŞKASININ SOFRASINA DA </br>EL UZATMAKTAYIZ!!!
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

YAZIK BİZE Kİ
BİR TABAK YEMEKLE
DOYABİLECEKKEN KARNIMIZ
BAŞKASININ SOFRASINA DA
EL UZATMAKTAYIZ!!!

YAZIK BİZE Kİ </br>BİR TABAK YEMEKLE </br>DOYABİLECEKKEN KARNIMIZ</br> BAŞKASININ SOFRASINA DA </br>EL UZATMAKTAYIZ!!!
AK Parti'nin İstanbul'daki etkili isimlerinden, ünlü iş insanı Başar Biberoğlu, çok ses getirecek ders niteliğinde bir yazı kaleme aldı.
16.08.2022 / 17:00
AK Parti'nin İstanbul'daki etkili isimlerinden, ünlü iş insanı Başar Biberoğlu, çok ses getirecek ders niteliğinde bir yazı kaleme aldı.

Biberoğlu ortaya koyduğu hassas analizler ve sunduğu öğütler ile yine fark yarattı...



BAŞAR BİBEROĞLU:

Nedir bizi şu da olsun, bu da olsuna zorlayan?

Nedir birşeylere tutunma tutkusu?

Bıraksak ne olur ki?

Kayıp mı oluruz?

Ne kadar çok olmazsa olmazlarımız!

Vazgeçilmez lüks hayatlarımız, tavizsiz sofralarımız.

Kendime de diyorum canım hemen öyle kızmayın!

O kadar çok ki dünyayla bağımız, özümüzden uzaklaşmış sadece bu dünya için çalışmaktayız.

Doymayan bir karın mı derdimiz?

Sanmam!!!

Doymayan nefsimiz maalesef.

Şükürsüz mü olduk yoksa doyumsuz mu?

İkisinin de nirvanasını şu sıralar yaşamaktayız.

Alım gücümüz düşünce nasılda hemen baş kaldırmaktayız.

Peki ya hiç alım gücü olmayanları ne yapacağız?

Birazcık ekonomiyi sıktıkça gelirimize göre davranınca hiç olmadığı kadar konuşmakta haklıyız!

Öyle mi!?

Yazık bize ki bir tabak yemekle doyabilecekken karnımız, başkasının sofrasına da el uzatmaktayız.

Bölüşen kim, bölen kim!

Kaçımız elini taşın altına koyupta gerçekten yardımlaşmaktayız?

Beni üzen öyle tablolar var ki canım memlekette inanın boşuna yaşamaktayız.

Bırakın gazetelerin magazin sayfalarında caka satanları, birazda evinde yemek yapacak erzağı, pişirecek tüpü, ocağı olmayan yuvaları konuşalım!

Biraz kısın nefislerinizin sesini de, azıcık kalplerinizin sesini duyalım!

Oturup konuşurken hepimiz deriz, kim ne götürmüş diye fakat iş mutfağa gelince kaçımız destekte bulunabiliriz.

Düşünmek muazzam yetenektir.

İnsanı özüne, yaradılışına indirecek tek kaynaktır.

Düşünmelisin canım, düşünmeliyiz!

Özümüze, kendi değerimize neden bu kadar uzaktayız?

Bizi kendimizden uzaklaştıran bu sistemin kölesi olmaktan ölünce mi kurtulacağız?



Oysa bir kaç eşyayı azaltıp, bir kaç kalbe misafir olunca belki de o gece huzurlu uyuyacağız...

Büyük tabloya bakmaya gözüm tutmuyor zaten şu günler de.

Ortalık çıkar ilişkileri yüzünden can pazarına dönmüş yine.

Masumlar, çocuklar, bu uğurda canıyla cebelleşmekte!

Ve din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin dünyada kan kaybı artarak devam etmekte.

Oysa kimin ki şu yeryüzü, insanoğlu haddini aşmakta bu kadar ileri gitmekte!

Keşke olsaydı sizin dediğiniz gibi de oturup onuda konuşsaydık güzelce.

Keşke haklı olsaydınız, bir insanı canından edecek hadde sahip olabilmekte.

Ama olacak ki sizin gibi zalimler dünya imtihan olsun hepimize.

Yoksa niye geldik ki herşey güzel olacaksa yeryüzüne!

Fakat eyvah olsun bugün hak karşısında durup, nefsi için yakıp yıkan, ocaklara ateş düşürenlerin haline!

Ama metin olun, ama müsterih olun!

Bir gün Allah'ın vechinden başka herşey yok olacak yeryüzünde!

O gün belki de yalnızca mazlumların, masumların sesi yankılanacak gök kubbe de!!!