EMİRGAN'I KURTARMAK HER ŞEYDEN ÖNCE İNSANLIK GÖREVİDİR!
Emirgan Çınaraltı'nda yer alan üç kafenin hunharca katledilmesinden sonra semt adeta ölü bir mahalleye dönüştü.
11.02.2022 / 10:08
Osmanlı Devleti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tarih kokan, her nesil insanı kendisine hayran bırakan, Emirgan'ı tabir-i caizse Emirgan yapan kafelerin yıkılması sonucu, geride kalan manzara görenlerin içini acıtıyor.
Emirgan'ı yok etmek, bir semtle birlikte aynı zamanda bir tarihi, bir kültürü, bir özgürlüğü, bir hayali ve en önemlisi insanlığın ortak bir yaşamını yok etmektir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Sarıyer Belediyesi'nin geçtiğimiz aylarda yıkımını gerçekleştirdiği Emirgan Çınaraltı'nda yer alan üç kafenin hunharca katledilmesinden sonra semt adeta ölü bir mahalleye dönüştü.
Emirganlı vatandaşlar başta olmak üzere, çevre semt ve ilçelerden 'boğaz havası almak ve iki yudum çay içmek için' gelen İstanbullular resmen kaderine terk edilmiş, ölü bir semt ile baş başa bırakılmış durumda...
Bu tablo karşısında Sarıyerliler çok üzülüyor.
İlçe halkının, Türkiye'nin birçok bölgesinde iftiharla anlattığı 'boğazın güzide kafelerinin' yıkılması ile birlikte Emirgan resmen 'Kuruyan bir Ağaca Dönüştü.'
İstanbullu vatandaşların binlerce imza toplayarak yeniden açılmasını talep ettikleri kafeler için yeniden hizmete başlamaları adına yoğun bir istek oluşmuş durumda.
Vatandaşlar; İstanbul Boğazı'nın en güzel semti Emirgan'da manzara eşliğinde çay içerek, temiz hava alma özgürlüklerini ellerinden alan İBB ve Sarıyer Belediyesi'ne tepki göstererek, bu olağanüstü yanlış karardan bir an önce vazgeçmelerini ve her daim halkın yanında olmalarını istiyorlar.
Yıkılan kafelerden dolayı en önemli sıkıntılardan biri de bu üç kafenin hemen yanında yer alan Emirgan Hamid-i Evvel Camii'nde cenazesi kaldırılan vatandaşların yaşadığı mağduriyet olduğunu net sözlerle ifade etmeliyiz!
Maalesef durum o kadar vahim ki, cenaze dolayısıyla Hamid-i Evvel Camii'ne gelen yüzlerce insanın oturduğu, çay içilerek ağırlandığı bu kafelerin yıkılması sonrasında büyük bir boşluk ve mağduriyet ortaya çıkmış durumda.
Mevzuatın neresinden bakarsanız bakın; halkın yararına, faydasına olan bu kafelerin yıkılarak hizmet vermesini engellemek, "sosyal belediyecilik yapıyoruz, 16 milyon insan için çalışıyoruz" diyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yakışmıyor.
BU EKONOMİK KRİZDE ORTA DİREK BİR VATANDAŞ SÜTİŞ'TE OTURUP ÇAY İÇEMEZ, YEMEK YİYEMEZ! EL İNSAF...
Emirgan'da üç kafenin yıkılması sonrasında Cafe&Restaurant olarak hizmet veren Burjuva kesimin mekanı SÜTİŞ'E gün doğdu dersek pek yanılmış olmayız.
Emirgan'da o alanı kapsayacak şekilde konuyu ele alırsak tek mekan Sütiş kaldı.
Sütiş'e kahvaltı yapmak için giren bir vatandaşın cebinden en az 200 lira çıkması gerektiğini hatırlatmak isterim.
Buna seçeceğiniz diğer alternatif yemekler vs. eklenmesi durumunda ortaya fevkalâde yüksek hesap çıkacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Emirgan'da orta sınıf vatandaşa hitap eden kafelerin yıkılması ile birlikte nasıl bir sonuçla karşı karşıya kalındığını gözler önüne sermek istedim.
Umuyor ve diliyorum ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Emirgan'ın yeniden hayat bulması ve vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi adına 'inisiyatif' kullanılarak yıkılan bu kafelerin yeniden 'inisiyatif' dahilinde değerlendirerek halkın hizmetine açılmasını sağlar.
Sadece Emirgan ve Sarıyerliler değil, tüm İstanbullular ivedilikle bu beklenti içinde...