ANTALYA'DA KAMP DEĞİL
TATİL YAPMIŞLAR!

Yazımın başında önemle belirtmek istiyorum ki; Sarıyer için şuan itibariyle yapmamız gereken en önemli unsur gerçek manada birlik beraberlik ve dayanışma karakterini iliklerimize kadar yaşamamız ve yaşatmamız gerçeğini hayatımıza endekslemek olacaktır.

Sarıyer halk odaklı bir güçle takımına sahip çıkmak zorundadır.

Eleştirimizi tabii ki yapacağız.

Sarıyer'i bu duruma getirenler, hiçbir şey olmamış, her şey güllük gülistanlık gibi davranamazlar!

Ancak gerçekleri konuşurken, en ağır eleştirileri yaparken dahi içimizde birlik, beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz. Başka Sarıyer Yok. Şuan itibariyle inanılmaz kötü durumda olduğumuzu ve küme düşme hattına demir attığımızı üzüntüyle aktarmak istiyorum.

Başkan Saffet Akkoyun'un 10 yıldır verdiği emekleri, hizmetleri itibarsızlaştırmak isteyen mahlukatların provokatif eylem ve söylemlerine en ağır ve sert şekilde tüm Sarıyer halkının yaptırımda bulunması kaçınılmaz bir vefa borcudur.

Sarıyer'e beş kuruş faydası olmayan çıkar ve menfaat düşkünü güruhlar, kulübümüze bu güne kadar 50 milyon TL'den fazla para harcamış olan, her dönem play-off mücadelesi içinde yer alan bir kulüp yaratan Başkan Saffet Akkoyun'a karşı bu sezon yaşanılan sportif başarısızlığı bahane ederek nankörce ve vefasızca saldırı gerçekleştiriyorlar.

Gerçek Sarıyerliler ve vefakâr Sarıyer halkı her şeyin farkında.

Bu zor günleri atlatacak kudreti sağlayacak kişinin yine Başkan Saffet Akkoyun'un ta kendisi olduğunu net olarak biliyorlar.

Bu meşakkatli günler muhakkak geride kalır.

İnsanlık, adamlık, vefa, cefa, dürüstlük her daim var olmaya devam eder...

Bu nedenle en vurucu, en dominant eleştiriyi yapmakta özgür olmakla birlikte, kulübümüzü bataklıktan kurtaran bir başkana karşı 'şahsi bir hedef' pozisyonu almak tabir-i caizse adamlık kriterine savaş açmaktır.

Diyor ve köprüden önce son çıkış olan yazımı sizlerle paylaşıyorum...

Evet öncelikle bazı gerçekleri kabul etmemiz gerekiyor.

Ortada olağanüstü bir başarısızlık var.

Aklı selim ve futboldan biraz olsun anlayan her insan henüz sezon başında bazı gerçeklerin farkına varmış ve tehlikenin boyutunu gözler önüne sermişti...

Bizde bu satırlarda sezon başından itibaren yüzlerce kez söyledik, uyardık ve bugün geldiğimiz noktayı çoook önceden bildirdik.

"Sarıyer bu çapsız, beceriksiz yöneticilerin ve sportif direktörün kurbanı olmak zorunda değil" dedik...

Sportif direktör denen futbol cahili güruh başta olmak üzere, sezon başından itibaren takımın başına geçen 3 ayrı hoca ve yapılan transferler baştan sona başarısızlığın simgesi olmuş durumda.

Ligin ilk yarısı bitti ve Sarıyer küme düşme potasında yer aldı.

Ligin devre arası Sarıyer için fevkalâde önemli bir şanstı. Takıma en az 6-7 kaliteli isim takviye edilecek ve yönetim tarafından moral- motivasyon en üst seviyeye çıkartılacak diye beklerken maalesef yapılan transferlerin mevcut kadronun dahi altında vasat isimler olduğunu gördük.

Ergene Velimeşespor karşısında tel tel dökülen bir Sarıyer takımı vardı.

Yeni teknik direktör Ekrem Al yönetiminde Antalya'da 10 günü aşkındır bir kamp dönemi geçiren Sarıyer'de taktik, fizik kondisyon, disiplin, mental gibi futbolun ana terimlerinde biraz olsun olumlu yönde değişimler bekledik.

Ancak ne görelim? Bu beklentilerimiz tamamen hayal ürünü kıvamında, boş bir beklentiden ibaretmiş.

Ergene Velimeşespor bu ligin en vasat takımlarından biri.

Sarıyer bu rakibe karşı eğer sahada eziliyorsa söylenecek tek şey var! Antalya'da neden kamp yaptınız?

Neden bu kadar gereksiz masrafa girdiniz?

Teknik ekip ve futbolculara soruyoruz; hiçbir faydasını görmediğiniz bu kamp döneminde amacınız çalışmak ve kendinizi geliştirmek değil, tatil yapmak mıydı?

Ligin devre arası gerçekleşen transferlere bakıyoruz resmen çöp adamları toplamışsınız!

Madem bu kadar beceriksiz, vasat futbolcular transfer edecektiniz, ne gerek vardı boşuna para harcamaya?

Altyapımızda gayet üst düzey yetenekli genç futbolculara sahibiz.

Bu çocuklarımıza güvensek ve şans versek ne kaybederiz?

Her şeyin yanlış sürdürüldüğü bir ortamda hiç değilse bir tane doğru iş yapın.

Aidiyet duygusu ile sahada mücadele edecek gençlerimize inanalım, onlara ivedilikle forma şansı yaratalım.

Hiç değilse bu çocuklar sahada varını yoğunu ortaya koyar. Koşar, mücadele eder...

Ligin ikinci yarısının henüz ilk haftasında gördük ki Sarıyer takımı sahada resmen yürüyor.

Depar atan, pres yapan, rakibini kovalayan tek bir Sarıyerli yok.

Halı sahada arkadaşlar arasında oynanan gazozuna maçlarda dahi bir hırs olur, azim ve istek olur.

Düşünün?

Bu Sarıyer takımı ne kadar ruhsuz ve bitkin ki; "ne işimiz var bizim sahada, maç bitse de evimize gitsek" der gibi halleri var.

Teknik Direktör Ekrem Al'ın takım üzerinde hiçbir etkisi olmamış.

Futbolcular tabir-i caizse hocasız bir görüntü sergiliyor?

Sahipsiz, ne yaptığını bilmeyen bir mahlukatlar silsilesi ile karşı karşıyayız.

Transfer süresinin bitmesine henüz zaman varken acilen nokta atışı isimler kadroya dahil edilmelidir.

Yönetimi bir kez daha uyarıyoruz!

Sarıyer'in küme düşmesini acı veya tatlı tatlı izlemek istemiyorsanız, ilk 11'e direkt girecek en az 6-7 futbolcu transfer etmeniz gerekmektedir. Fakat aman hee... Bu transferlere yönetim olarak ne siz burnunuzu sokun, nede sportif direktörünüz!!!

Yönetim olarak finansal destek sağlayın yeter.

Sarıyer'e hemen şimdi dürüst ve işin ehli bir futbol aklı lazım. Bu isim geçici olur, kalıcı olur... Bu ayrı bir konu.

Lakin acilen bu futbol aklına ihtiyacımız var.

Bununla birlikte kaleci, stoper, sol bek, sağ bek, orta saha ve santrafor kesin olarak gerekli.

Şuan bu takım mevcut kadrosu ile küme düşmenin en önemli adayıdır.

Düzeltme şansımız varken elinizi lütfen çabuk tutun.

Kaleci diye kadroya kattığınız Ömer Alıcı tam bir rezil.

Bu kaleciye verdiğiniz paraya hiç mi acımadınız?

Cihan Özkara, Ramazan Övünç ise resmen kalas.

Yazık!!!

Bu çöplere Sarıyer forması giydiren her kimse o şahıs tamamen kendi çıkar ve menfaatini düşünmüş. Bu açık bir şekilde ortada.

Velimeşespor karşısında sakatlanan Nuri'nin yerine oyuna giren Oğuzhan Açıl sezon başından beri pimi çekilmiş bir el bombası.

Yaptığı bireysel hatalar sonucu yedirdiği goller korku filmi gibi.

Futbolcu sıfatını dahi hak etmeyen Orhan Aktaş için söyleyecek hiçbir sözümüz yok. Buna futbolcu diye para veren, forma verenler neyin kafasını yaşıyor çok merak ediyorum!

Diğer futbolcuların bu saydığım isimlerden hiçbir farkı yok.

Al birini, vur ötekine.

Kepazelik tavan yapmış vaziyette.

İş bilmez, futbol cahili embesiller Sarıyer'in anasını ağlatıyor.

Başkan Saffet Akkoyun'un güvenip sorumluluk verdiği yöneticiler hem kendilerini, hem başkanı hem de Sarıyer'i fazlasıyla rezil etmiş durumdalar.

Sarıyer yeni bir sayfa açıp, gerçek bir futbol aklı ile ivedilikle 6-7 futbolcu transfer etmezse kesin olarak küme düşecek. Çok hızlı hareket etmek zorundayız. 

Bu nedenle köprüden önce son çıkışı değerlendirmekten başka çaremiz yok. Allah yardımcımız olsun.