Herkesin malumu bir gerçek var. Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz, diğer tüm düğmeler yanlış iliklenecektir. Aynen Sarıyer'de olduğu gibi...
Henüz sezon başlamamıştı ve ben bugün karşılaşacağımız tüm fiyaskoyu A dan Z ye yazmıştım. Bu yetmedi sezon içerisinde de defalarca kez yapılan yanlışları su yüzüne çıkarmış ve çözüm önerileri sunmuştum.
Hatta '6 Ekim' tarihli "SARIYER'İ KALAŞNİKOF GİBİ TARIYORLAR, BU KATLİAMIN BEDELİ NE OLACAK?" Başlıklı yazımda, durumun ehemmiyetini ulu orta kamuoyuna yansıtmıştım.
Her şey o kadar net gözüküyordu ki, futbolu bilen tüm dostlarım ile aynı frekansta birleşiyor ve kurulan bu kadronun olağanüstü yetersiz olduğunu dile getirerek, "Sarıyer'i Maddi-Manevi Katlediyorlar" diye haykırıyorduk...
Kulübümüz için her şeyini feda eden, vermediği tek bir canı kalan Saffet Başkanın kendisine ve Sarıyer'e zarar veren ve hepimizi üzen bir özelliği var.
Yanlış İnsanlara Güvenmekte Israr Etmesi...
Bu insanlar maalesef başkan Saffet Akkoyun'u Sarıyer'de tepki çeken ve protestolara uğratan bir duruma getirdi.
Saffet Başkanın yönetiminde yer alan isimlerin yüzde 90'ı bu göreve layık olmayan insanlar.
Saffet Başkan'ın yüzüne karşı yalakalık yapan fakat arkasından sürekli onu kötüleyen, eleştiren ve hakaret eden mahlukatlar yönetimde yer alıyor.
Bunların bazıları sürekli yer alırken, bazıları aralıklı, bazıları ise ilk kez yer alıyor...
Bu nedir Allah aşkına!
Böyle bir şey nasıl olabilir?
Sportif başarısızlığı Başkan Akkoyun'a yıkmak için aylardır kulis yaparak büyük bir uğraş veren bu yöneticilerin karakteri ve kişilikleri ortadayken ve başkan Saffet Akkoyun bu isimleri bizzat bilirken, bu hain, kişiliği bozuk, terbiyesiz yöneticiler o koltukta hâlâ nasıl oturuyor anlamak mümkün değil?
Sarıyer'de bazı gerçekler artık ayyuka çıkmış durumda.
Yönetim Kurulu oluşturulurken ahbap çavuş ilişkileri ön planda tutuluyor ve bir takım siyasi olgular üzerine hiç yapılmaması gereken hatalara imza atılıyor.
Sezon öncesi sürekli olarak yapılan bu büyük hatalar sonucu diğer yanlışlar buna paralel olarak iplik söküğü misali birbiri ardına gelmeye devam ediyor.
Hepimizin kabul etmesi gerekir... İş ehline verilmezse orada ne başarı sağlanır, ne de bereket olur!
İşin ehlinde olmayan tüm unsurlar çökmeye, tükenmeye başlar ve yok olmaya doğru yelken açar.
Sarıyer tarihinin en kötü sezonunu yaşıyor ve bu durum 'Gerçek Sarıyerlileri' çok üzüyor.
Hakkında çok olumsuz referanslar aldığım, komisyoncu olarak lanse edilen ve lisansı dahi olmayan bir kişiyi (personel kimlik kartıyla) sportif direktör diye getirip, futbolun başına patron yapan Sarıyer Spor Kulübü Yönetim Kurulu, Sarıyer'e tarifi mümkün olmayan büyük zararlar vermiştir.
Şunu da özellikle belirtmekte fayda görüyorum...
Yüksek oranda yapılan yanlış transferlerin hem maddi hem de sportif anlamda Sarıyer Spor Kulübü'nü fevkalâde yıpratmış olması hiç ama hiç sürpriz karşılanmadı...
Sezon öncesi ve sezonun ilk haftalarında "Şampiyon Olacağız" diye naralar atarak demeçler veren kendini bilmez, haddini bilmez futbol cahili yöneticilerin aksine...
Dürüst, kişilikli, doğrucu ve futbolu bilen her insanın ortak görüşü "bu takım ligi orta sıralarda bitirirse büyük başarı olur" şeklindeydi.
Bu başarısızlık bir anda ortaya çıkmadı.
Bağıra bağıra geldi...
Çığlıklar atarak geldi bu başarısızlık...
Tencere-Tava çalarak geldi yaşanan tüm bu fiyaskolar...
Aklımızın almadığı, hayretler içinde kaldığımız ve ciddi şekilde hayal kırıklığı yaşadığımız yanlışlar silsilesi Sarıyer'i bu hâle getirdi.
Araştırmadan, yeteneklerini ve karakterini analiz etmeden transferi sağlanan Sportif Direktör ve futbolcular ile (artistler gibi boy boy fotoğraf çektirerek) bunlara bir çuval para karşılığında kimler imza attırdıysa...
Bugün o yöneticilerin yapması gereken tek şey var?
Onurlarını ve cibiliyetlerini düşünerek bu yapılan transferlerin parasını istisnasız hepsinin ortak olarak karşılaması ve ardından istifa etmeleridir.
Aldıkları görev ve sorumlulukları yerine getiremeyen yöneticiler, maddi zararı karşıladıktan sonra derhal görevi devretmelidir.
Başkan Saffet Akkoyun'a bu süreçte çok büyük sorumluluk düşüyor.
Bu sportif direktörü, gelen iki hocayı ve ruhsuz futbolcuları size ikna ettiren yoneticilerin, harcanan tüm paralardan sorumlu tutulması kaçınılmaz bir gerçektir.
Başkan AKKOYUN, bu maddi zararı karşılamak için yönetim kurulunda ki herkesten bu parayı söke söke almalıdır.
Başkan Saffet Akkoyun'un olağanüstü şekilde maddi-manevi fedakârlığı ve Nevzat Aydın'ın son iki yıldır kulübümüze yapmış olduğu büyük jestlerden hiç mi utanmıyorsunuz sayın asil yöneticiler?
Bedavacı, çıkarcı ve menfaatçi olmak sizin için artık bir karakter olmuş. Sizin evinizde Ayna yok mu? Baksanıza aynaya! Yüzünüze bir baksanıza! O yüze bakınca ne hissediyorsunuz? Kendinizden iğrenmiyor ve utanmıyorsanız, sözün bittiği yerdeyiz.
Sarıyer Spor Kulübü'nde faal olarak asil listede görev alan (Nevzat Aydın'ın listeye koyduğu 3 isim hariç) her bir yöneticinin 500 bin lira vermesi gerekmektedir.
Sezon sonunda kulübümüz borç batağı içinde kalırsa, bu parayı karşılamayan yöneticiler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na tüm evrak ve belgeler ile şikayette bulunmak, Sarıyer Spor Kulübü Kongresi Üyesi her vatandaşımız için hukuki haktır.
Çünkü kulübümüzün 2011 yılında değişen tüzüğüne göre "Sadece Başkan değil! Aynı zamanda Sarıyer Spor Kulübü Yönetim Kurulu'nun Asil listesinde yer alan herkes maddi gelir-gider defterinden sorumludur. Kulübün o döneme ait borçları, yöneticilerin şahsi borçlarıdır!"
Sarıyer Spor Kulübü'nü dingonun ahırına çeviren kan emici yöneticiler ya bunun farkına varacaklar ya da kendilerini yolsuzluk davası ile mahkeme salonlarında bulacaklardır.
Kulübümüz tarihi boyunca hiç bu kadar beceriksiz ve kötü niyetli bir yönetim ile karşılaşmadı.
İnsanda biraz utanma olur! Arlanma olur! Onur olur! Gurur olur! Maddi destekte bulunmuyor ve 'param yok' masalı ile ağlıyorsanız eğer İSTİFA edersiniz!!! İstifa ettikten sonra o dönemin borçlarından kurtulduğunuzu da düşünmemelisiniz! Çünkü o borçlar resmi olarak hukuki çerçevede sizin borçlarınız olmaya devam eder. Sezon sonunda maddi olarak ibra olmadığınız da ne demek istediğimi gayet iyi anlarsınız! Gerçi ibra olsanız dahi bu harcanan paraların hesabını savcılık nezdinde verecek olmanız yüksek ihtimaller arasında. Bunu net olarak ifade etmekteyim.
SON SÖZÜM SAHA İÇİNE...
Yazımın son bölümünde ise varlıkları ile Sarıyer'e ciddi zarar veren iki gereksiz şahsiyetin gönderilme konusunu ele almak istiyorum. Sportif Direktör Ergün Keleş ve Teknik Direktör Mustafa Çapanoğlu'nun görevlerine derhâl son verilmelidir.
Ergün Keleş'in kulübümüze verdiği maddi manevi zararlar yenilir yutulur cinsten değil.
Bununla birlikte Taşkın Güngör'ün yerine takımın başına geçen Mustafa Çapanoğlu'nun da olumlu olarak hiçbir yansımasını göremedik.
Çok vasat ve ruhsuz görüntüsünün yanı sıra sistem, taktik ve mental anlamda futbolcular üzerinde etkisi hiç olmadı.
Ruhunu kaybetmiş bir futbolcu topluluğuna böylesine bir başka ruhsuz karakteri getirme fikri gerçekten eşine az rastlanan bir olay olsa gerek...
Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş!
Sokakta herkes konuşuyor... "Böyle devam ederse çok yakında hem bunların hem de bedavacı yöneticilerin kıçına teneke bağlayıp Sarıyer'de dolaştırırlar" şeklinde söylemler var!
Uyarması Benden!!!