Göreve geldiği günden bu yana İstanbullulara hizmet etmek yerine Cumhurbaşkanı adayı edasıyla il il gezen CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İETT’deki usulsüzlükleri gün yüzüne çıktı. AK Parti Meclis üyesi ve Ulaşım ve Trafik Komisyon Başkanı Abdullah Özdemir, İETT’de yapılan haksız ihaleler nedeniyle İstanbullunun 127 milyon TL’sinin buhar olduğunu aktardı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi Kasım ayı 3'üncü oturumu Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri Ve Sanat Merkezi'nde Meclis 1'inci Başkanvekili Zeynel Abidin Okul başkanlığında toplandı.
Toplantıda İETT'nin 2022-2024 yatırım programı teklifi ve 2022 yılı mali bütçesi ile performans programı ve murakıp raporu oylandı. İETT performans ve bütçe görüşmelerinde söz alan Ulaşım Ve Trafik Komisyonu Başkanı Abdullah Özdemir İETT'deki usulsüzlükler ve yolsuzlukları aktardı. Özdemir yaptığı konuşmada şunları söyledi:
'127 MİLYON TL KİMİN CEBİNE GİTTİ?'
İstanbul'da AK Parti döneminde hazırlanan kilometre bazlı sisteme geçildikten sonra İETT'nin binlerce hat düzenlemesi olması gerekirken, bunu kuruma da komisyonumuza davet ettiğimiz kurum yetkililerimize de sorduk. Anadolu ve Avrupa yakasında ciddi sayıda yeni hat düzenlemeleri olduğunu ifade ettiler. Kendilerinden bunların neler olduğunu 21 Ekim 2021'de istememize rağmen sonrasında sekreteryamıza aratmamıza rağmen maalesef herhangi bir dönüş olmamıştır. Bu bilgiyi teyit etmek adına UKOME'nin o tarihten bu tarafa herhangi bir hat değişikliği ve düzenlemesi kararı almadığını üzülerek gördük. Maalesef yeni dönemde doğruları söylemeyen bir siyasi irade İBB'yi teslim almışken bu yaklaşımın bürokrasiyi de teslim aldığını üzülerek ifade etmek isterim.
*Bu sistemden önce halk otobüsleri ödemelerini 15 günde bir alırken bu sisteme geçtikten sonra halk otobüslerinin ödemeleri 4 aya kadar geciktirdiğiniz bilinmektedir. Halk otobüs işletmecileri şoförlerinin maaşlarını ödeyemeyecek, periyodik bakımlarını düzenli yapamayacak hatta ve hatta yakıt dahi alamadığı için kontak kapatma duruma düşmüşlerdir.
*25 Temmuz 2018 Tarihinde Ayazağa Garajı ihalesinin muhammen bedeli 161 milyon 404 bin 356 TL'ydi. Açık şekilde yapılan ihalede yarışan firmalar arasındaki rekabet sayesinde rakam yüzde 26 kırımla 119 milyon 32 bin 225 TL'ye indi. Yani yüklenici firma işi muhammen bedelin 42 milyon 372 bin 131 TL altında aldı. İstanbullu kazandı. O dönemde yaptığımız ihaleler için "yandaşlarını zengin ediyorlar" diyenler daha sonra İstanbul'un idaresini devraldılar. Aynı sistemi devam ettirdiler. Eleştirdikleri sisteme iki garaj daha ilave ettiler ve Ayazağa, Kurtköy, İkitelli ve Çobançeşme garajların ihalelerinde rekabet şartını ortadan kaldırarak 491 milyon 389 bin 589 TL bedelle verdiler. Bizim dönemimizdeki rekabete açık ve şeffaf bir ihale sistemi söz konusu olsaydı ve yine aynı oranlarda indirim söz konusu olsaydı tam 127 milyon 761 bin 293 TL İstanbul halkının cebinde kalacaktı. Günün sorusu şu: Şimdi bu şirketler kimin yandaşı? İstanbullunun 127 milyonu nerede? Kimin cebinde?
400 MİLYON TL NEREDE?
*Sıkıntılı ihaleler bunlarla sınırlı kalmayıp hatta daha da ileri boyutta bakım ve onarım ihalelerinde görünmektedir. Maalesef seçimden bu tarafa bakım ve onarım ihalelerinin neredeyse tamamı CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat'ın ticari ilişki içerisinde olduğu Ulaşım İç Dış Ticaret A.Ş'ye verildiği görülmektedir. Bu ihaleler 2 milyar TL'yi bulmaktadır ve bu ihaleler indirimsiz verilmiştir. Yaklaşık olarak geçmiş dönemle kıyaslayacak olursak yüzde 20 indirim alınmış olsaydı, 400 milyon TL yani eski parayla 400 trilyon Türk Lirası İstanbul halkının cebinde kalacaktı. Ben şimdi soruyorum 400 milyon Türk Lirası bu firma üzerinden kimlerin cebine gitti?
*Bu firmayla olan ilişkiler bakım ve onarım işleriyle yetinilmeyip otobüs satın almaya kadar ilerledi. Karabat ağlarını ördü, adeta İETT'yi dört koldan sardı. Son ihalesi yapılan 2022 yılında geleceği belirtilen 60 adet metrobüs de bu şanslı firmaya verildi. Değerli arkadaşlar düşünebiliyor musunuz? Mercedes gibi bir firma otobüs üretiyor, İETT bizim dönemimizde satın alıyor, bakımlarını kendileri yapıyor fakat yeni dönemde yeni yönetimimiz üstün liyakat anlayışıyla Mercedes'i kendi ürettiği otobüsleri tamir etmeye yeterli görmüyor ve Mercedes'i bu liyakat düşkünü yeni yönetim eliyor.
*AK Parti 2013 - 2018 yılları arası 2 bin 250 otobüs alarak filonun 4'te 3'ünü yenilemiş ve İETT'yi Avrupa'nın en genç otobüs filosu konumuna getirerek ödüller almasını sağlamıştır. Yıllık ortalama 400'e yakın otobüs alan AK Parti'nin sonrasında CHP yönetimi 2,5 yılda otobüs filosuna hiç yeni otobüs eklememiştir.
*AK Parti döneminde Metrobüs pik saatlerde adeta raylı sistem gibi çalışıp, sefer aralıklarını 17 saniyeye kadar düşürerek günlük yolcu kapasitesini bir milyona ulaştırdık. Fakat İstanbul'da metrobüse binen vatandaşlarımızın var olan yoğunluk sorunlarına yenileri eklendi. Bırakın iyiye gitmeyi ayakta gitmeyi, vatandaşımız yoğunluktan metrobüse binemez oldu. Metrobüs duraklarımızın hali ortada.
FAZİLET DURAĞI YALANI
*Fazilet Durağı yalanınıza değinmeden geçemeyeceğim. "'29 Mart 2020 sabahı'' Fazilet Durağında oluşan kalabalığı ''Organize Kötülük'' iddiasıyla üzerimize yıkmaya çalıştınız. ''47 kişi organize şekilde otobüse bindirildi'' diye ortalığı ayağa kaldırdınız. Yetmedi, bu süreci yargıya taşıdınız. Ama sonra ne mi oldu? Cumhuriyet Başsavcılığı görüntüleri, evrakları tek tek inceledi. Değerlendirme ve sonuç belgesinde yer alan 5'inci maddede ''Otobüsün fazilet durağında hiç yolcu almadığı'' tespit edilerek yalanınız tescillenmiş oldu. Yani kendi kazdığınız çukura kendiniz düştünüz. Sayın başkan ise '"Görüntüleri izleyince kanım dondu" şeklinde bir ifade kullanmıştı. Buradan soruyorum kendisine. Neye dayanarak böyle bir yorumda bulundu, açıklayabilir mi? Aslına bakacak olursak Fazilet Durağı sizlerin halkı kandırmaya yönelik ortaya attığınız yalanlardan yalnızca birisi ve adeta bir sembol niteliği kazandı. İstanbul halkının haberdar olmadığı yalanlarınızı, algı oyunlarınızı hiç merak etmeyin biz çok çok iyi biliyor ve takip ediyoruz.
BOL BORÇLANMA DOSYASI GÖRECEĞİZ
"Hazırlanan bütçede 7 milyar 250 milyon TL gider, 6 milyar 140 milyon TL ise gelir ön görülmüştür. Yani yılsonunda ön görülen bütçe durumu 1 milyar 110 milyon TL'lik bütçe açığı, yani borçlanmadır. Oluşan bu bütçe açığı İstanbul Büyükşehir Belediyesinden alınarak veya iç ve dış borçlanma yapılarak finanse edilmesi planlanmıştır. Normalde 2020 yılına göre yüzde 143 lük bir gider artışı öngörülen bir bütçede gelir kalemlerinde de artış olması beklenmektedir. Ancak gelir kalemleri incelendiğinde en önemli gelir kaynağı olan Teşebbüs Ve Mülkiyet Gelirleri 2020 yılına göre yüzde 33, yani 840 milyon azaldığı görülmektedir. Giderin artırıldığı gelirlerin ise azaldığı bir bütçe. Bu da önümüzdeki dönemde meclis gündeminde İETT'nin borçlanma dosyalarıyla sıklıkla karşılaşacağımızı göstermektedir."