Kronik hastalıkların birçoğunun yanlış beslenmeden kaynaklandığını belirten Osman Erk, “Doğru tercihler yapmak hayati önem taşır” dedi ve şunları söyledi:
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk anlattı:
Günümüzde diyabet, kalp damar hastalıkları, kanser, nörolojik hastalıklar gibi salgın haline gelen kronik hastalıkların birçoğu yanlış ve dengesiz beslenme alışkanlıkları nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
Beslenme alışkanlıklarımızı ve yiyip içtiklerimizi gözden geçirip; doğru tercihler yapmak hayati önem taşır.
İŞLENMİŞ GIDALARA DİKKAT
Günümüzde doğal gıdaların yerini işlenmiş, hazır, kalorisi bol, kolay tüketilen abur cubur vasfında yiyecekler aldı. Bu tür gıdalar, kimyasal işleme tabi tutularak tatları, renkleri, dokuları değişmiş, radyasyona maruz kalmış, genetiğiyle oynanmış gıdalardır ve içlerindeki sağlığa yararlı vitamin, mineral, lif, fitobesin gibi unsurların büyük bir kısmı da ortadan kalkmıştır. İçinde bol miktarda hayvansal protein, yağ, soya, mısır, buğday, şeker, tuz ve katkı maddeleri bulunan bu işlenmiş rafine gıdaların sağlığa yararlı herhangi bir olumlu etkisinin olmayacağı açıktır. Günümüzde günlük kalorilerin en az yarısı bu sağlığa zararlı paketli işlenmiş gıdalardan elde edilmektedir. Bu da obezite ve kronik hastalıkların en önemli nedenlerinden biridir.
Çok fazla hayvansal gıda tüketmek
Sağlıklı ve uzun yaşamak için miktar, çeşit ve kalite göz önünde bulundurulduğunda bitkisel gıdalar, hayvansal gıdalara gerek kalmadan sağlık için yeterli olabilir. Çeşitli bitkisel besinleri çok az işleyip, pişirip, tuzlayıp tüketmek sağlığa önemli katkı sağlar. Bu süreçte en çok, çiğ veya buharda az pişmiş gıdaların tercih edilmesi gerekir. Endüstriyel olarak yetiştirilmiş hayvansal ürünlerin içerisinde bol miktarda doymuş yağ; kolesterol; endüstriyel ve kimyasal toksinler; bol miktarda kalori, çok az vitamin, mineral, lif bulunur. Bu nedenle günlük kalorilerin en fazla % 10 kadarı organik hayvansal gıdalardan gelmelidir.
Aşırı ve dengesiz yemek
Üç öğün yemek, sürekli atıştırmak sağlığa zararlıdır ve obeziteye yol açar. Kaliteli iki öğün yemek, 20.00'den sonra yemek yememek, haftada iki gün kalori miktarını azaltmak ise çok sağlıklıdır. Besinleri birbirleriyle bağdaştırmak önemlidir. Bunun ilk kuralı konsantre hayvansal proteinler ile nişastalı karbonhidratları birlikte tüketmemektir. Günümüzde bu kural tamamen ihmal edilmektedir. Et ve patatesin bir arada tüketildiği hamburger ve kızarmış patates bunun en tipik örneğidir. Hayvansal protein tüketimiyle ilgili ikinci temel kural ise et, süt, süt ürünleri ve yumurta gibi iki değişik hayvansal proteini aynı zamanda tüketmemektir. Meyveler mutlaka kahvaltı öncesi ve öğün aralarında tüketilmelidir.
Yağın miktarını abartmak
Türk mutfağının bir özelliği, yemeklerin çok yağlı hazırlanması, salatalara bol miktarda yağ dökülmesidir. Yağ, lezzetli olmakla birlikte obezitenin önemli sebeplerindendir. Çiğ veya buharda pişirme yöntemi tercih edilmelidir.
Hızlı yemek ve yetersiz çiğnemek
Öğünler yavaş ve uzun süre çiğnenerek tüketilmelidir. Hızlı yemek ve çiğnememek sindirim problemlerine ve kilo artışına neden olur.
Çok sıvı kalori almak
Kolalı içecekler ve meyve suları bol miktarda kalori ve fruktoz içerirler, glisemik indeksleri yüksektir, doyma hissi yaratmazlar ve obeziteye neden olurlar. Bütün bu sebeplerden dolayı kolalı içeceklerden uzak durulmalı ve meyve suyu içmek yerine meyve yenmelidir.