Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - ALİ RIZA ZAMAN: </br>VATANA İHANET EDENLER </br>TERÖRİSTLER</br> ÇOCUK TECAVÜZCÜLERİ</br> SUÇSUZ İNSANLARI ÖLDÜRENLER</br> VE ORMANLARI </br>KASTEN YAKANLAR </br>İDAM EDİLMELİDİR!!!
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

ALİ RIZA ZAMAN:
VATANA İHANET EDENLER
TERÖRİSTLER
ÇOCUK TECAVÜZCÜLERİ
SUÇSUZ İNSANLARI ÖLDÜRENLER
VE ORMANLARI
KASTEN YAKANLAR
İDAM EDİLMELİDİR!!!

ALİ RIZA ZAMAN: </br>VATANA İHANET EDENLER </br>TERÖRİSTLER</br> ÇOCUK TECAVÜZCÜLERİ</br> SUÇSUZ İNSANLARI ÖLDÜRENLER</br> VE ORMANLARI </br>KASTEN YAKANLAR  </br>İDAM EDİLMELİDİR!!!
Sarıyer'in Kanaat Önderi Ali Rıza Zaman, ülkemizin ve insanımızın son dönemde yaşadığı olaylara damga vuracak bir yazı kaleme aldı.
09.08.2021 / 14:06


Sarıyer'in Kanaat Önderi Ali Rıza Zaman, ülkemizin ve insanımızın son dönemde yaşadığı olaylara damga vuracak bir yazı kaleme aldı.

Bulunduğu her alanda, her platformda genç nesile Devlet, Millet, Vatan ve Bayrak sevgisi ile bilinçli yurttaş olmayı aşılayan Sarıyer'in lider isimlerinden Ali Rıza Zaman, bir kez daha önemli konulara parmak basarak, kendisine has özelliğiyle vatandaş olma sorumluluğunu ve öğretisini fark yaratan bir üslupla ele aldı.

Sarıyer'in Kanaat Önderi muhteşem anektodlar sundu...

ALİ RIZA ZAMAN:

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 1,5 yıldır devam eden Koronavirüs yangını can almaya devam ederken, son günlerde ülkemizde yeni büyük yangınlara şahit olduk.

Bu yangınların başında tabi ki Orman Yangınları gelmektedir.

28 Temmuz’da aynı anda 9 ilde 81 noktada başlayan Orman Yangınları bugün itibariyle 51 ilde 238 noktaya ulaşmıştır.

Yetkililer, 231 noktadaki yangınların kontrol altına alındığını açıkladılar. 6 ilde ve 7 noktada yangınlar devam ediyor.

Orman Yangınlarının aynı anda bu kadar çok noktada başlaması akıllara doğal olarak sabotaj ihtimalini getirdi.

Aynı anda bu kadar çok Orman Yangını tesedüfen çıkmaz!

Sabotaj olup olmadığı ile ilgili soruşturmalar devam ediyor ama bunun tespit edilmesi son derece önemli.

Sabotajı tespit edebilmek için ya kamera görüntüsü olması gerek ya da şahit olması gerek.

Böyle bir şey mümkün değilse resmi olarak sabotaj denemez ama gelişmeler, birinci derecede sabotaj olduğu yönündedir.

Zaten terör örgütleri temsilcilerinin yakma eylemi talimatı verdiklerine dair ses dosyaları mevcuttur.

Bu ses dosyalarında “çakmağın atom bombası hükmünde olduğu belirtilerek ormanların, evlerin, araçların yani her yerin ateş altına alınması” talimatı açıkça verilmektedir.

Bu talimat, aynı anda 81 noktada başlayan yangınlar ve daha önce yakılan ormanlar beraber düşünülürse, bu yangınların da bir terör saldırısı olduğu kuvvetle muhtemeldir.

Yetkililer; “Şayet ormanlarımız yakılmış ise bunu yapanlara en büyük ceza verilecektir” açıklaması yapıyorlar.

Türkiye’de en büyük ceza nedir Allah aşkına?

Daha önce orman yakanlar ve tutuklananlar ne kadar ceza aldılar?

Daha önce defalarca söylediğimizi tekrar tekrar söylemeye devam edeceğiz.

Türkiye’de caydırıcı ceza yok.

Mevcut cezalar yeterli değil.

Yapanın yanına kâr kalacak derecede bir ceza sistemi var ülkemizde…

Katilin işlediği cinayetin cezası, tecavüzcünün yaptığı iğrenç davranışın cezası, saldırılarda bulunan teröristlerin cezası ve ormanlarımızı yakanların cezası caydırıcı mı?

Yani bunların aldığı cezalar, işledikleri suçlardan kendilerini pişman ettirecek derecede mi?

Asla değil…

İşlenen suçların cezaları caydırıcı olmadığı sürece bu suçlar azalmaz, artar.

Gittikçe arttığını da bir gerçek olarak yaşıyor, görüyoruz.

Vatana ihanetin bedeli idam olmalıdır. Suçsuz insanların öldürülmelerinin, küçücük çocukların ve genç kızların tecavüze uğrayarak öldürülmelerinin cezası idam olmalıdır.

Teröristlerin cezası idam olmalıdır.

Ve ormanlarımızı yakanların cezası idam olmalıdır.

Zira ormanlarımızı yakmak da vatana ihanetle eşdeğerdir.

Bu sebepledir ki Fatih Sultan Mehmet Han; “Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim” şeklindeki meşhur sözünü ferman eylemiştir.

Peygamber Efendimiz; “Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz” buyurduğu Hadis-i Şerifinde ağacın önemini vurgulamaktadır.

Ormanlar bir ülkenin akciğerleridir.

Akciğerler nasıl, vücut için hayati önemi olan oksijeni dış ortamdan alıp damarlara ulaştırma, damarlardan aldığı zararlı karbondioksiti havaya bırakma görevini yapıyor ve böylece yaşamın devamını sağlıyorsa, bir ülkenin ormanları da fotosentez yoluyla havadaki karbondioksiti oksijene dönüştürerek hayatın devamını sağlamaktadır.

Hayatın devamı için bu derece önemli olan ormanlarımızı yakanların cezaları birkaç yıl hapiste kalmak olmamalı, vatana ihanetle eşdeğer tutularak caydırıcı bir ceza verilmelidir.

Tekrar söylemek gerekirse ülkemizdeki cezalar yetersizdir.

Bu cezalar mutlaka caydırıcı ve yapanı pişman edecek dereceye yükseltilmelidir.

Suçların azaltılmasının kısa vadede tek yolu budur.

Orman yangınları devam ederken, bazı provokatif açıklamalarda bulunanlar da az değil.

Devleti suçlayanların, yangınları söndürmek için günlerdir gece gündüz canla başla çalışan personeli suçlayanların ve yangını bahane ederek siyasi rant elde etmeye çalışanların amaçları nedir?

Bunlar bu vatanın evladı değil mi?

Ülke bir baştan bir başa yangınla boğuşurken, yangını söndürme gayretinde olunacağı yerde yıkıcı, moral bozucu, tahrik edici açıklamalar ülkeye ne fayda sağlamaktadır?

Yapılacak olan şey öncelikle yangınların topyekûn kontrol altına alınmasıdır.

Yangınlar tamamen bittikten sonra varsa hatalar dile getirilir ve bundan sonra aynı hatalara düşülmemesi noktasında uyarılar yapılır. Vatan sevgisi bunu gerektirir.

Bendenize göre bu yangınlar ülkemize diz çöktürmenin yeni bir yöntemidir.

Bu yangınlar ne kaza, ne ihmalle açıklanamaz.

Doğrudan doğruya bir saldırıdır.

Hem de 15 Temmuz darbe girişiminin devamı mahiyetinde uluslararası bir saldırıdır.

Türkiye’ye diz çöktürmek için çok çeşitli planları devreye sokanlar bu defa da bu planı uygulamaya koymuşlardır.



Bunu anlamak için gazeteci Can Ataklı’nın, “Tayyip Erdoğan’ın gitmesi seçimle ve darbeyle mümkün değildir. Peki ne olabilir? Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesinin doğması gerekir. Bunun için de Türkiye’nin çok ağır şartlar yaşaması gerekir.

Bunlar neler olabilir?

Çok büyük bir ekonomik kriz, büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, çok büyük bir sel, çok büyük yangınlar, ülkenin her tarafını yakan yangınlar veya askeri bir başarısızlık olabilir” dediği videoyu internetten bulup izleyin.

Bu tesadüfi değil. Bu belli ki planlar ile yapılmış. Daha sonra da uygulamaya geçilmiş.

Yeter ki Tayyip Erdoğan gitsin, ülkeye ne olursa olsun mantığı ile hareket ediliyor.

Ülke yansın, yıkılsın, savaşta başarısız olsun ama yeter ki Tayyip Erdoğan gitsin mantığı ile hareket edenlere bu vatanın evladı denemez.

Başta Can Ataklı olmak üzere bu tür konuşma yapanlara hesabı sorulmalıdır.

Ülkemizdeki doğal afetleri istismar ederek siyasi hesap yapanlara yuh olsun.

Şunu bilsinler ki ne yaparlarsa yapsınlar, hangi planı uygularlarsa uygulasınlar asla başaramayacaklar.

Türkiye’mize asla diz çöktüremeyecekler.

Bu millet son ferdine kadar mücadelesine devam eder.

Allah vatanı, dini, bayrağı, namusu için mücadele edenlerin yar ve yardımcısıdır.