Sarıyer Spor Kulübü'ne sunduğu hizmetlerle tüm camianın sevgisini kazanan başarılı yönetici Hulusi Derici ile Sarıyer'in röntgenini çektik.
Sarıyer Spor Kulübü'nün transfer komitesi üyesi ve aynı zamanda altyapıdan sorumlu yöneticisi olan Hulusi Derici ile çok özel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Dürüstlüğü ve açık sözlülüğü ile bilinen Derici, tüm şeffaflığı ile Sarıyer'deki son durumu gazetemize anlattı.
HULUSİ DERİCİ:
Öncelikle tüm Sarıyerli hemşehrilerimi kucak dolusu sevgiyle selamlıyorum.
Sözlerime giriş yaparken başta sportif direktör konusuna açıklık getirmek istiyorum.
Ligin başlamasına kırk gün gibi sınırlı bir zamanımız vardı ve maalesef elimizde hiç oyuncu yoktu.
A takımda sözleşmesi devam eden bir oyuncu ile geçen sezon altyapıdan profesyonel yapılarak A takıma çıkarılan 5 oyuncunun dışında resmi olarak elimizde başka futbolcu kalmamıştı.
Yepyeni sıfırdan bir takım kurulmasının dışında başka seçeneğimizin olmadığı bir gerçek.
Maalesef Sarıyer'in en büyük problemlerinden birisi de her sene yeni takım kurulmasıdır!
31 Mayıs'ta elimizde futbolcu kalmıyor, her sezon sıfırdan takım kuruluyor ve her sene uzuyan kongre süreçleri ile ne yazık ki ligin başlamasına 40 gün kala takım kurulmaya çalışılıyor.
Biliyorsunuz ki geçtiğimiz sezonlarda Sarıyer'de bir kaç menajerin iteklemeye çalıştığı veya teknik direktörün dikta ettiği oyuncularla yürüyen bir anlayış hakimdi.
Bu yanlış gidişatın değişmesi gerektiğini düşündüm ve başkanımız Sayın Saffet Akkoyun'a bu durumu ilettim.
Farklı bir pencere açmamız gerektiği konusunda gerek başkanımız gerekse transfer komitesindeki arkadaşlar ile sportif direktör konusunda hem fikir olduk.
Çünkü bu dar süreç içerisinde hem kaliteli hem de karakterli oyuncular bulmamız ve bir takım oyunu yaratmamız gerektiğinin farkındayız.
SPORTİF DİREKTÖR ERGÜN KELEŞ İLE ÇOK BÜYÜK KAZANIMLAR ELDE EDECEĞİZ...
Bu doğrultuda Sarıyer'e alacağımız sportif direktör de bizim için biçilmiş kaftan olmak zorundaydı.
Biz de Ergün Keleş ismi üzerinde yoğun bir çalışma ve araştırma yaparak bu değerli futbol adamı üzerinde karar kıldık.
Karakteri, dürüstlüğü, çalışma prensipleri bizi fazlasıyla tatmin etti.
Bununla birlikte Ergün Keleş'in 3. Lig, 2. Lig, 1. Lig ve hatta Süper Lig dahil tüm oyuncuları iyi bilen, isim isim tek tek analiz eden bir sportif direktör olması dolayısıyla, potansiyelini ayrıca ortaya koyan bir realite olduğunu düşünüyorum.
Özellikle genç oyuncuları çok iyi takip eden ve bu doğrultuda çalıştığı kulüplere ciddi katkı sağlayan üstün yetenekli bir sportif direktör kazandığımızı söyleyebilirim.
Ümraniyespor'da çalıştığı dönemde iki kez üst lige çıkma başarısı göstermiş bir isimden bahsediyoruz. Başarıları asla küçümsenemez.
Son olarak çalıştığı Tuzlaspor'da ise başkan ve yönetim kurulu ile bazı anlaşmazlıklar yaşamış ve kendi isteği ile kulüpten ayrılmıştır.
Dolayısıyla bu arkadaşımıza karşı hepimizin içi ısındı.
Hakikaten bu sene Sarıyer'in hatta 2.ligin en büyük transferi şüphesiz Ergün Keleş olacaktır.
Sportif Direktör ne iş yapar sorusu kulağımıza çok geliyor.
Buna ilaveten birkaç anektod sunmak isterim.
Sportif Direktör oyuncu seçimlerinde doğru araştırmalar, doğru analizler yaparak oyuncunun yapısı ile transfer olacağı kulüp ile kan uyuşmasını önceden sezinleyen kişidir.
Bir oyuncu yalnızca iyi futbolcu olduğu için tranfer edilmez!
Özellikle bu ligin oyuncusu gibi söylemler ile 30 yaşın üstünde oyuncularla kadroyu şekillendirmenin büyük hata olduğunu düşünüyoruz.
Bir takım üç gruptan oluşmalıdır.
1) Dörtten fazla olmamak şartıyla abi dediğimiz 30 yaş üstü tecrübeli oyucular.
2) Genç Tecrübeliler; ciddi sayıda maç oynamış, önemli bir seviyeye gelerek saygı uyandırıcı deneyimler elde etmiş genç isimler fazlasıyla mevcut.
3) Yetenekli genç oyuncular;
Olgun tecrübeliler, genç tecrübeliler ve potansiyeli güçlü, gelecek vaadeden genç oyunculardan kurulacak bir takım yaratmak istiyoruz.
Transfer bütçesi sınırlı olabilir. Burada önemli olan verimli oyuncu transferi ile birlikte aynı zamanda karakterli oyuncu grubu elde edebilmektir.
Sarıyer artık virüs oyunculara bu defteri kapatmalıdır.
Geçmiş yıllarda bu virüs oyuncular kulübümüzde fazlasıyla yer aldı.
Gruplaşmalar, çeteleşmeler ve buna benzer daha birçok olay oldu futbolcular arasında.
Ancak bunlara asla izin vermeyecek bir unsur ile tanıştık. O da sportif direktördür.
Oyuncular ile teknik direktör arasındaki ilişkiye köprü olan, yönlendirici, ara bulucu, motive edici ve aynı zamanda da teknik direktör, futbolcular ve yönetim arasında bir bağlayıcı güç olacak kişi sportif direktördür.
Geçmiş zamandan bugüne, genel kaptanlık görevinde bulunan arkadaşlarımızın hepsi iş insanı.
Evlerini geçindirmek için aynı zamandan çalışmak zorundalar.
Günün 24 saati kulüple ilgilenmelerini beklemek yerine bu işi en sağlıklı şartlarda yerine getirecek sportif direktör hamlesi bence kesinlikle profesyonel anlamda yaptığımız en doğru işlerin başında gelmektedir.
YETENEKLİ GENÇ FUTBOLCULARIMIZ İLE SARIYER'İN GELECEĞİNİ İNŞA EDİYORUZ!
Sadece U 19'dan değil aynı zamanda U 17'den de A takıma oyuncu entegre etmeye çalışıyoruz.
U19 ve U17 takımlarımızı çalıştıran kıymetli antrenörlerimizin raporları dahilinde U 19'dan yedi, U 17'den ise 5 oyuncuyu A Takım antrenmanlarına dahil ettik.
Tabi bu oyunculardan kaç isim profesyonel olarak A takımın futbolcusu olacak, buna tamamen A Takım teknik direktörü Taşkın Güngör ve Sportif Direktör Ergün Keleş karar verecek.
Burada açıklamak istediğim çok önemli bir ayrıntı var...
Bizim altyapımız da yer alan tüm çocuklarımız çok değerli, çok kıymetli.
O açıdan U 17 ve U 19 takımında yer alan futbolcularımızın tamamı sezon boyunca ikişer-üçer olmak üzere A takım antrenmanlarına çıkacak.
Burada amaçladığımız unsur ise altyapımızda yer alan tüm çocuklarımıza fırsat yaratmaktır.
Bununla birlikte genç oyuncuların A takımda yer alan abileri ile aynı havayı soluması mental anlamda ciddi özgüven oluşturacaktır.
Bu motivasyon ile genç oyuncularımız "bizim A takım futbolcuları ile aramızda ciddi bir uçurum yokmuş. Biz de gayet bu seviyede oynayabiliyoruz. Biz de bir değermişiz" anlayışıyla konsantrasyonları en üst seviyeye ulaşacaktır.
Birkaç futbolcu sezon başında profesyonel olacak, diğerleri ise gözden çıkarılacak diye bir şey kesinlikle yok.
Zaman zaman dönüşümlü olarak U 19 ve U 17 olmak üzere tüm çocuklarımız A takım ile antrenmanlara çıkacaklar...
Bu sene hakikaten Sarıyer çok genç bir takım oluşturuyor.
Basan, mücadele eden, sahanın her yerinde pres yapan, çok koşan bir takım ortaya çıkacak.
YAKINDAN TANIDIKTAN SONRA "İYİ Kİ TAŞKIN GÜNGÖR HOCAMIZI TAKIMIN BAŞINA GETİRMİŞİZ" DEDİM...
Ben özü sözü bir insanım.
Açık konuşmam gerekirse ben Sarıyer'in teknik direktörünün daha genç, daha dinamik bir isim olmasını istemiştim.
Yeni nesil futbol anlayışını benimseyen bir teknik adam düşünmüştüm.
Ancak 'Sarıyer camiası ismi pek bilinmeyen genç bir hocayı kabul etmez' anlayışı ile bundan vazgeçildi.
Bu görüşün doğru olduğuna inanmıyorum.
Sarıyer camiasının kabul etmeyeceği tek unsur sahada sergilenen ruhsuz futbolu izlemek zorunda bırakılmalarıdır.
Takım olarak 90 dakika boyunca canını dişine takıp, bütün emeğini ve bütün çabanı o maç için vermezsen sadece Sarıyer camiası değil, hiçbir camia seni istemez.
Tecrübeli ve ligi iyi tanıyan bir teknik direktör arayışına başlandı.
Taşkın Güngör hocamız ile anlaşıldı.
Hocamızı burada tanıma fırsatını buldum.
Kendisiyle konuştuğumuz tüm futbol terimlerinin eş değerde ve aynı frekansta birleştiğini gördüm. .
Taşkın hoca gercekten çok karakterli, çok dürüst ve işine gönülden bağlı bir teknik direktör.
Futbolcularla kurduğu yakın ilişkiler ile müthiş sevgi bağları oluşturduğunu gözlemledim.
Gerek taktik gerek teknik gerekse mental açıdan fazlasıyla güven oluşturan bir futbol aklına sahip.
Taşkın Güngör hocamızın bu sezon bize özellikle genç futbolcuların kulübümüze kazanımları konusunda olağanüstü katkıları olacağını düşünüyorum.
Bu kadar samimi, bu kadar dobra, bu kadar hırslı, bu kadar cesur ve bu kadar iyi niyetli bir teknik adamla çalışıyor olmamız bizi gerçekten çok mutlu ediyor.
Antrenmanlarda dikkat ediyorum, altyapıdan A takıma katılan futbolcular ile yeni transferler arasında müthiş bir kenetlenme görüyorum.
İki gün önce antrenmana katılan oyuncuların sanki yıllardır burada oynuyormuş gibi içtenlikle aidiyet duygusu ile hareket etmesi fevkalade güzel bir olay.
Abi niteliği taşıyan futbolcuların genç futbolculara sevgi dolu yaklaşımları da çok şık davranışlar olduğunu ayrıca belirtmek isterim.
Camiamız yaptığımız transferlerden emin olsun.
Yetenekli ve daha da önemlisi karakterli oyuncular transfer ediyoruz.
Sahada her şeyini ortaya koyan, savaşan bir futbolcu topluluğu oluşturuyoruz.
Çok sayıda oyuncu transfer ederek kulübümüze gereksiz borç yükü getirmek istemiyoruz.
Transfer sürecimiz an itibarıyla devam ediyor.
Kamp başlayana kadar gelen oyuncular olacak fakat kamp döneminde bilhassa hocamızın eksikler üzerinde son bir hamle için vereceği rapor bizi ayrıca harekete geçirebilir.
Amacımız bu sene kadromuzu çok şişirmeden, 27 oyuncu ile sınırlı tutmaktır.
Çünkü oynamayan ve sürekli kenarda duran oyuncu hem kendine hem de takıma negatif enerji salgılıyor.
Bu nedenle eğer mümkün olursa kadromuzu maximum 27 futbolcu ile sınırlı tutacağız.
Grubumuzun çok güçlü olduğunu biliyoruz.
Zirve hedefi ile sezona başlayan, ciddi paralar harcayan çok sayıda takım olacak...
Fakat futbol kağıt üstünde değil sahada oynanan bir oyun.
Johan Cruyff'un meşhur bir sözü var "Bir Çuval Paranın Şampiyon Olduğu Görülmemiştir" diyor.
Biz Sarıyer olarak eğer takımda bir omurga oluşturabilirsek, her sene takımı sil baştan değiştirmezsek, inanıyorum ki çok kaliteli bir oyun ile sonuca kolay gidebilen bir ekip olabiliriz.
Her sene 'şampiyon olacağız' diye yola çıkıyoruz fakat sonuç ortada.
'Şampiyon olacağız' diyerek, şampiyon olunmuyor.
Biz öncelikle iyi bir takım kuracağız.
Dayanışmanın yüksek olduğu, herkesin birbirine destek verdiği, arkadaşlığın olduğu bir takım...
Yönetimiyle, sportif direktörüyle, teknik direktörüyle, futbolcusuyla, personeliyle ve cefakar taraftarıyla bir bütünlük sağladığımızda işte o zaman şampiyonluk çok da uzak bir ihtimal olmaz.
Sözlerime nokta koyarken bu zorlu süreçte bizlere olağanüstü vefa örneği gösteren, bana göre Türkiye'nin en başarılı başkanları arasında yer alan başkanımız Sayın Saffet Akkoyun başta olmak üzere, kulübümüzle yakın ilişkiler kurmasına vesile olduğum ve bundan da gurur duyduğum sevgili dostum Nevzat Aydın'a, varlığı ve desteği ile bizlere güven veren belediye başkanımız Sayın Şükrü Genç'e, sürecin en kritik zamanında sorumluluk alarak bağlayıcı unsur olan Sayın Ferhat Göçer'e ve desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen taraftarımıza yürekten teşekkür ediyorum.
Biz camia olarak kenetlendiğimiz sürece başarının anahtarı her daim bizim elimizde olacaktır.
Birlik ve beraberlik duyguları ile tüm Sarıyerlilere kucak dolusu sevgiler sunuyorum.
2021-2022 futbol sezonunun kulübümüze ve Türk futbol camiasına hayırlı olmasını diliyorum.