Türkiye'nin önde gelen iş insanlarından Sarıyerli Başar Biberoğlu, yaşanan orman katliamlarına büyük tepki gösterdi.
Antalya, Adana, Mersin ve Osmaniye'de yaşanan orman felaketlerinin onlarca alanda ve eş zamanda gerçekleştiğine dikkat çeken Biberoğlu, "terör veya rant sebebi ne olursa olsun, ormanlarımızı kasten yakanlar tespit edilip, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalıdır" dedi...
BAŞAR BİBEROĞLU:
Ne tesadüf ki Akdeniz'in en güzel yerlerinde, onlarca ormanda eş zamanlı büyük yangınlar var.
Manavgat'ta yaşanan yangın felaketinin boyutu korkunç bir seviyede. Bununla birlikte Adana, Mersin, Osmaniye ve daha birçok yerleşim yeri yangınlar ile imtihan veriyor.
Son 10 yılda çıkan 25 binin üzerinde yangında 75 bin hektar ormanlık alan yandı.
2021’in 7 ayında ise 8 bine yakın yangın olmuş.
Sadece Temmuz ayında 200’ün üzerinde ormanımız yanmış...
Bir futbol sahasının büyüklüğünü gözünüzün önüne getirin;
Son 10 yılda, 95 bin futbol sahası kadar ormanlık alanımız yandı, yakıldı, yok oldu..!
YANGIN SEBEPLERİ
Bir orman niçin yanar?
Yıldırım düşmesi ve aşırı sıcaklar dışında, orman yangınlarının sebebi %99 insandır;
İHMAL VE DİKKATSİZLİK
Anız ve budanmış dalların, çöplerin yakılması. Cam ve teneke ambalajlar.
Piknikçilerin, kampçıların, çobanların ve avcıların yaktığı ateşler, bıraktıkları sigara izmaritleri.
Çocukların ateşle oynamaları.
Kaza yapan araçlar.
Ateşli silah tatbikatlarında fişeklerin, havai fişeklerin ormana düşmesi,
Kömür ve kireç ocakları, patlayıcı madde fitilinin otları tutuşturması,
Orman içinde hat çalışmaları, elektrik hatlarının kopması...
KASIT
Yerleşim, tarla ve mera yeri açmak.
Terörist eylemler, sabotajlar.
Yol yaptırmak, orman idaresine tepki.
Yapılan suç ve kanunsuzlukların izlerini silmek.
Yaban hayvanlarını uzaklaştırmak.
Yanık alan temizleme, ağaç üretimi ve fide dikerek ağaçlandırma yapmak, iş temin etmek.
Bakanlık raporlarına göre orman yangınlarının yarısının sebebi belirlenememiş...
Yangınların;
%42’si Bilinmeyen sebeple.
%34’ü ihmal ve dikkatsizlik.
%12’si yıldırım.
%7’si kasıt.
%5’i kaza sonucu oluşmuş.
Yangınlardan birisi 9, bir diğeri 4 noktada aynı anda başlamıştı...
Birçok yerden başlayan orman yangınlarını kaza ve dikkatsizlik olarak karşılayamayız herhalde!
‘Organize Edilmiş Orman cinayetleri’ dersek bence katillerin ana kaynağını bulmuş oluruz.
Ormanlarımız kasten yakılıyor.
Şüpheler bayram seyran demeden mesai yapan ‘arazi ve rant mafyası’ üzerinde toplanıyor.
Devlet yetkililerinin ‘kesinlikle ağaçlandırılacak’ dedikleri orman, koru ve maki sahalarının bir çoğu yangının ardından ağaçlandırılmadı.
Ege ve Akdeniz sahillerinde bu tür ‘hikayeler’ çok işitilirdi.
Manavgat, Adana, Mersin, Osmaniye derken sıra Marmara ve Karadeniz’e gelecek!
Defalarca kez duman ve yanık kokulu arazilere villaların yapıldığına şahit olduk.
Hayvanatı, nebatatı öldürdük, araziye köşk yaptık, bir güzel yaşıyoruz!
Doğaya karşı organize edilmiş seri cinayetleri durdurmalıyız!..
Nasıl ki terör örgütüne mensup teröristlerce ormanlarımız katlediğinde bu teröristler müebbet ile yargılanıyorsa, ormanlarımızı rant için yakanlarda müebbet ceza ile yargılanmalıdır. Hatta planlayarak ve tasarlayarak insan öldürme suçu ile eş değer olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalıdır.
Bir orman 60-70 yılda, otu, kelebeği, çiçeği, böceği, arısı, kuşu, sürüngeni, sincabı, kirpisi, tavşanı, tilkisi ve daha birçok canlısı ile biyolojik çeşitliliğini, kendi habitatını oluşturuyor.
Ormanlarımız; yol, baraj, havaalanı, santral yapımı, kentleşme, kesim baskısı ve yangın tehdidi altında, azalıyor, tükeniyor, can çekişiyor...
İnsanın verdiği zarara tabiat direnemiyor.
Orman mühendisleri ve akademik meslek sahipleri, ‘orman kesimlerini hatalı yapıyorsunuz, yangınlara karşı ormanları yeterince koruyamıyorsunuz’ diye eleştiri yapıyor, öneriler getiriyorlar.
Ama duyan yok!..
Bilinçsizce yapılan orman kesimleri bir yandan, orman yangınları diğer yandan devam ederse ‘cennet vatan’ ne hale gelir, düşünebiliyor musunuz?
Sağlıklı ve kaliteli bir hayat için, oksijen kaynağı ormanlar korunmalı, yaşatılmalı ve çoğaltılarak ulusal ölçekte tasarımlar yapılmalı.
TÜRKİYE BÜYÜK SIKINTIDA
Birçok ülkede ‘iklim değişikliği ve kuraklık’ etkili olmaya başladı.
Önlemler alıyor ve uyguluyorlar.
Türkiye de ısınıyor, susuzluk ve kuraklık emareleri baş gösteriyor, sıkıntı kapımıza dayandı.
Tarım alanları ve meraları imara açarak, sanayi sitesi, mesken, sağlık ve eğitim sahası yaparak, her yeri betonlaştırarak, fosil yakıtları daha çok kullanarak, havaya gaz salınımını daha çok artırarak, gölleri, sulak alanları kurutarak, su havzalarını hatalı enerji projeleriyle yok ederek, zeytinlikleri kestirerek, maden işletmelerinin ormanları kesmesine göz yumarak, orman yangınlarını seyrederek sıkıntılar aşılabilir, sağlıklı yaşam sürdürülebilir mi?
Hayır...
Ülke olarak etkili tedbirler almalı, yağmur ve yağış için ormanlar korunmalı, ağaçlandırma seferberliği yapılmalı.
Elbette doğal sebeplerle ormanlar yanar.
Ancak 22.5 milyon hektar olan orman varlığımızın %57’sinin yangına hassas durumda olduğunu unutmamalıyız.
Ormanlarımızı korumamız için dev önlemler almalıyız.
Ve en önemlisi yeni orman kanunu taslağı ile devrim niteliğinde kararlara imza atmalıyız.
Vakit kaybetmeden, hemen şimdi...