Dile kolay, dağ gibi sorunlarla mücadele edilen koca bir sezonun acılarıyla, sevinçleriyle ve daha da önemlisi tüm emekleriyle final biletine gelmiş bulunuyoruz. Başkan Saffet Akkoyun'un almış olduğu riskli fakat doğru kararlar ile başarı odaklı hizmet aşkı, teknik direktör Ekrem Al'ın saha içi tecrübesi ve futbolcular ile sağlamış olduğu samimi diyaloglar ile birleşince Sarıyer yeniden ayağa kalktı.
2 Mayıs Pazar Günü Yusuf Ziya Öniş Stadı'nda Manisa Futbol Kulübü'nü ağırlayacak olan Sarıyer kendi adına ligin en önemli ve en kritik maçına çıkacak.
Manisa her ne kadar şampiyon olarak ligi bitirmiş olsa da nağmağlup unvanını korumak için yoğun çaba sarfetmeye devam ediyor.
Ancak ununu elemiş, eleğini asmış bir takıma karşı Sarıyer; azmi, yüksek mücadele gücü ve tam konsantrasyon ile maça çıkması durumunda Manisa'yı evine eli boş göndereceğini düşünüyorum.
Burada dikkat edilmesi gereken konu Sarıyerli futbolcuların ligde kalan son iki maçı kazanmaları durumunda 'şampiyonluk için Play-Off müsabakalarında çok büyük şans elde edeceklerine' yürekten inanmaları olacaktır.
Sarıyer takımı tam bir Play-Off takımı.
Yani eleme maçlarını en iyi şekilde oynayacak tecrübeye ve soğuk kanlı futbolcu kadrosuna sahip.
Bununla birlikte Ekrem Al gibi bu ligin çok uzun yıllardır tozunu yutmuş bir tecrübeye sahip olunması da ayrı bir avantaj teşkil ettiğini unutmayalım.
Yeter ki ligde kalan son iki müsabakayı beyaz martılar kayıpsız atlatsın.
Ondan sonrası yürek, inanç ve taktik savaşlarına sahne olacak...
Kısa ama heyecan fırtınası ile başbaşa kalacağımız Play-Off maçlarını herşeyden çok istiyoruz.
İYİ Kİ VARSIN SAFFET BAŞKAN; VARLIĞIN TÜM CAMİAYA GÜVEN VERİYOR, GÜÇ VERİYOR. FUTBOLCULARIN İNŞALLAH SENİ ÖRNEK ALIRLAR! ŞAMPİYONLUĞU HERKESTEN ÇOK SEN HAK EDİYORSUN!!!
Başkan Saffet Akkoyun'un bir cengaver misali Sarıyer Spor Kulübü'ne insan üstü bir mücadele gücü ile vermiş olduğu emeklerin ışığında bu sezonu şampiyon tamamlamak Sarıyer'in her futbolcusuna nasip olacak bir iş değil.
Bu bilinçle kalan süreyi çok ciddi anlamda iyi değerlendirmek gerekiyor.
Bu maçlar her zaman fırsat olarak ayağa gelmez...
Sarıyerli futbolcular sahaya yüksek karakter koyarak ruhları ile müthiş bir mücadelenin içine girmek zorundalar.
Hem kendileri için hem de şampiyonluğu fazlasıyla hak eden başkanları Akkoyun için bunu başarmalılar.
Sarıyer Spor Kulübü Başkanı Saffet Akkoyun'un dişiyle tırnağıyla bugünlere getirdiği bu kulübe Sarıyer'de kimseler sahip çıkmadı.
Sarıyer'de 350 bin nüfus yaşıyor. Ayrıca Türkiye'nin en zengin ilçesine ve en varlıklı iş insanlarına sahip durumdayız.
Sarıyer'de 100 milyon liranın üzerinde parası olan en az 3 bin iş insanı yaşıyor.
Bunların haricinde milyoner sıfatında zengin en az 40 bin insan Sarıyer'de ikamet ediyor.
Yıllık geliri 650 milyon lira olan Sarıyer Belediyesi'de cabası... Sarıyer Spor Kulübü maalesef hiçbirinin umrunda değil. Bu argümanları bir araya getirdiğimizde Saffet Akkoyun'a "Başkan sen ne büyük bir insansın. İyi ki varsın, Allah seni başımızdan eksik etmesin" demek Sarıyer için en anlamlı dua olacağı kanaatindeyim.
Başkan Akkoyun hiçbir zaman sıradan bir başkan olmadı. Daima aklıyla, deneyimiyle, bilgisiyle, cömertliğiyle, sevdasıyla, vefasıyla, adamlığıyla, liderliğiyle Sarıyer Spor Kulübü markasına 9 yıldır çok büyük değerler kattı.
Herkesin kolpacılık yaptığı, kuru sıkı attığı 9 yıl boyunca Saffet Akkoyun taşın altına elini değil gövdesini koydu.
Ve hâlâ yılmadan, usanmadan büyük bir sevgiyle ama kırılgan bir kalple Sarıyer için mücadelesini sürdürmeye devam ediyor.
Sarıyer Spor Kulübü bugün Göktürk Çöplüğü'nde değilse eğer, Sarıyer halkı olarak bunun için sabah akşam Saffet Akkoyun'a teşekkür etmeli, Allah'a ise bize böyle cefakar ve dürüst bir başkan nasip ettiği için şükretmeliyiz.
Sarıyer forması giyen futbolcularda nasıl bir liderleri olduğunu en iyi şekilde idrak etmeli ve ona layık bir ruhla mücadelesini ortaya koymalıdır.
Sarıyer şampiyon olsun. Saffet Akkoyun gerekirse oturduğu evi satar futbolculara servet niteliğinde primler dağıtır.
Böyle bir başkan çok az profesyonel kulübe nasip olur.
Sarıyer formasını giyen tüm futbolcular geçici bir süre hayatlarında ne varsa kenara bırakmalı ve yüksek motivasyon ile kalan maçlara odaklanmalıdır.
Şuan itibariyla Sarıyer için müthiş bir fırsat doğdu.
Teknik ekibin ve futbolcuların bu süreçte kendilerine her zamankinden daha çok dikkat etmeleri gerekmektedir.
Özellikle futbolcular Covid-19'a yakalanmamak için yoğun çaba sarfetmeli ve tam profesyonel bir anlayış ile müsabakalara hazırlanmalıdır.
Sadece kendilerine değil ailelerine de sıkı tedbirler uygulamalı ve şampiyonluğa gidilen bu süreçte çok hassas olunmalıdır.
SARIYERLİ FUTBOLCULARA SESLENİYORUM! LÜTFEN GERÇEK BİR PROFESYONEL OLARAK BU BİLGİLERİ HAYATINIZA AŞILAYIN!
Ayrıca hatırlatmakta fayda görüyorum. İşin sonu sahada bitiyor ama sahada başarılı olmanın en önemli kriteri maç öncesi hazırlık olduğunu bir an bile olsa aklımızdan çıkarmamalıyız.
Kritik müsabakalar öncesinde tüm futbolcuların muhakkak bireysel olarak hem mental hem bedenen tam hazır olmaları için her gün kendilerini disiplin kampına almaları kaçınılmaz bir gerçektir.
Önümüzdeki final haftalarında sahada aç, yürekli, istekli, azimli ve güçlü bir futbolcu topluluğu görmenin tek yolu 'Her bir futbolcunun kendini bireysel olarak kampa alması olacaktır'!!!
Genel kavramda Multivitamin ve mineral desteği başta olmak üzere, 3 ana şablonun birbirlerinin önüne geçerek bir diğerinin değerini düşürecek yanlış kombinasyonlardan kaçınılmalıdır.
Bu anlattıklarım o kadar önemli, o kadar değerli ki bunu ancak uygulamaları doğru yaparak maça çıkan futbolcular net olarak hissedebilir.
Tabi onları tribünde takip eden insanlarda bu olağanüstü değişim gücünü rahatlıkla gözlemleyebilir.
Sarıyerli futbolcular kalan kritik müsabakalar öncesi beslenmelerine, uykularına ve cinsel yaşamlarına % 100 olarak profesyonel dokunuşlar yapmalıdır.
Hergün için geçerli olacak ve faydasını 3 gün içinde hemen farkedeceğiniz ufak dokunuşları Sarıyerli futbolcu kardeşlerim ile paylaşıyorum.
Bu program benim 21 yıllık tespitli deneyimlerimin sonuçlarıdır. Bizzat uygulamalarım üzerinden yakaladığım ve yüksek oranda başarı yüzdesi sağladığım çalışmaların ürünüdür. Bunu ayrıca belirtmekte fayda görüyorum.
Sahada başarılı olmanın yolu bu istikamette gizli...
İyi bir beslenme planı, antrenman ve performans gelişiminin vazgeçilmez bir unsurudur.
Ancak yeterli bir beslenme düzeninin yanında iyi bir takviye programı da performansa direkt etki edecektir.
Futbolun ortak noktası ise her bir oyuncunun dayanıklılığının çok önemli bir yerinin olmasıdır.
Bu türden sporlar, yoğun bir efor ve performans gerektirmektedir. Bundan ötürü futbolcuların sadece maçlar için değil, aynı zamanda dayanıklılıklarını ve kuvvetlerini geliştirmek için de antrenman yapmaları gerekmektedir.
İşte bu yüzden, bu yoğun antrenmanlar arasında hızlıca toparlanmalarına yardımcı olacak bir takviye planı, takımın performansının gelişmesine yardımcı olacaktır.
Öncelikle acilen vitamin ve mineral değerleri için gereken testler yapılmalı ve ona göre takviye programı çizilmelidir diyerek her futbolcunun evinde veya kulüpte rahatlıkla uygulayabileceği önerilerimize geçelim...
Akşam yemeği 19:00 da yenmeli ve sofradan en geç 19:30 da kalkılmalıdır.
Akşam yemeklerinde karbonhidrat ve protein dengeli olmalı ve muhakkak kalın yapraklı bol yeşillikler ile kombin sağlanmalıdır. Örnek; 250 gr. Yağsız Kırmızı et ve 8 yemek kaşığı pirinç pilavının yanına roka, maydanoz, semiz otu, dereotu, nane, tere, zeytinyağı, limon ile yapılacak 250 gramlık bir salata muhakkak olmalıdır.
Kola, meşrubat gibi içecekler kesinlikle tüketilmemelidir.
Bir gün 1 su bardağı ayran, diğer gün ise 1 su bardağı acısız organik şalgam suyu muhakkak tüketilmesi gerekmektedir.
Yemekten sonra uyku düzenini bozacak çay veya kahve gibi bol kafeinli içecekler kesinlikle içilmemelidir.
Saat 20:00 da 1 adet elma yenilmelidir.
Saat 22:00 da 300 ml. organik sütün içine 1 organik çiğ yumurta, 1 tatlı kaşığı organik çam balı eklenmeli ve çırparak karıştırılmalıdır. Bu karışım içilirken yanında orta boy bir muz da yenmelidir.
Süt nasıl kalsiyum deposu ise Muz da bol miktarda potasyum içerir.
Bu da çok üst düzey bir kas onarıcı demektir. Kaslar için potasyum şarttır.
Saat 22:30 da uyumalı, 07:30 da uyanılmalıdır.
Uykuya dalmakta güçlük çeken futbolcular yatağa yatmadan hemen önce 1 çay bardağı papatya, kekik veya adaçayı içebilir. Papatya, kekik ve adaçayı sinirleri yumuşatarak uyku kalitesini arttırır. Çok daha rahat bir uyku uyumanızı sağlar. Ancak o an için bunlardan sadece birini tercih edin. 3'ü karıştırılarak içilmez.
Sabah kahvaltıda kesinlikle süt ürünü kullanmayın.
Beyaz peynir, kaşar peniri dahil katiyen süt ürünü yenmemeli ve içilmemelidir.
Bu ürünlerin üst mide de sindirimi çok geç olması sebebiyle müsabaka esnasında mide asidini rahatlıkla arttırabilir.
Aynı zamanda süt ürünleri gündüz kullanıldığı takdirde kişi de istem dışı bir rahatlama ve uyku hali getirir.
Bu nedenle süt ürünlerinin kullanımını genellikle akşam saatlerinde ve kararında yapmak yeterli olacaktır. .
Sabah kahvaltıda haşlanmış 2 adet organik yumurta. 20 adet az tuzlu zeytin (5 saat içme suyu içinde beklemesi şartıyla) kuru sele zeytin muhakkak yenmelidir.
Zeytinin üzerine ise 2 yemek kaşığı naturel sızma zeytinyağı konulmalı ve zeytin kendi organik yağı ile zenginleştirilmedir.
7 adet fındık, 5 adet ceviz ve 7 adet badem ile yarım çay bardağı kuru üzüm tüketilmesi maç günü kahvaltısında olmazsa olmaz kuralların başında gelmelidir. Kahvaltıda İki bardak şekersiz limonlu çay içilebilir.
Maç günü kahvaltısında roka ve maydanoz da muhakkak tabakta yer almalıdır.
Sabah kahvaltıda 4 ince dilim ekmek yeterli olacaktır.
Maç saatine tam 1 saat 15 dakika kala ise bir orta boy muz ve bir tatlı kaşığı soğuk press keçiboynuzu özü kesinlikle yenmelidir. Burada miktara dikkat edilmesi çok önemli. Fazla türetilmesi fayda değil zarar getirir. Çünkü kan şekeri ani çıkış yapar ve maç esnasında ise ani düşüşe geçer. Bu nedenle verdiğim miktarın dışına çıkılmamalı.
Zaten uygulanması gereken bir gerçek var ki futbolcular kendi kafalarına göre yemek yiyemezler.
Canlarının her çektiğini her an yiyemezler.
Gerçek bir profesyonele yakışanda zaten nefsine hakim olmaktır.
Herşeyin yeri ve zamanı var.
Nefsin istediği fakat vücuda müthiş zararı olacak yiyecek ve içecekleri de belli zamanlarda tüketeceksiniz. Fakat bunun bir zamanı var.
Gün içinde her futbolcu 3 ile 3,5 litre arasında su tüketmek zorundadır.
Ancak maç günü su alımına çok dikkat etmek gerekir.
Maç günü sabah kalktığında aç karnına yarım litre suyu bitirerek başlanmalıdır.
Bu çok önemli bir detay. Bunu gözden kaçırmayın.
Müsabakanın başlamasına 1,5 saat kala su alımı kesilmelidir.
O ana kadar ise tam 1,5 litre su içilmiş olmalıdır.
Maça 1,5 saatten az bir zaman kalmasıyla birlikte artık su sadece yudum yudum ihtiyaca göre alınır.
Maç sabahı paketlenmiş işlenmiş gıdalar kesinlikle yenilmemesi gerekir.
Bunlar bol miktarda zararlı sodyum içerir.
Doğal olmayan sodyum ise maç boyunca vücudumuzun tüm su dengesini alt üst eden bir mineral olarak karşımıza çıkacaktır.
Bu nedenle mümkün mertebe sodyumu genellikle sağlıklı yollardan yani doğal maden suyundan elde etmeliyiz.
Futbolcular maçtan bir buçuk saat önce kesinlikle 1 adet maden suyu tüketmelidir.
Ayrıca maçtan sonra da 1 adet maden suyu tüketilmesi gerekmektedir.
Çünkü maden suyu içinde barındırdığı potasyum, magnezyum, kalsiyum ve sodyum sayesinde müthiş bir mineral kombinasyonudur.
Vücudun kaybettiği suyu en çabuk ve en etkili şekilde yerine koyan müthiş sağlıklı bir içecektir.
Yalnız maden suyunu günde 2 adetten fazla tüketmemek gerekir.
Çünkü içeriğindeki sodyum miktarı çok fazla. Günde 2 adet ile sınırlı kalmanız, profesyonel futbolcular olarak bu üründen en iyi şekilde faydalanmanızı sağlayacaktır.
Günlük dengeli vitamin ve mineral değerleri her futbolcu için çok önemlidir.
C, E, B3, B5, B6, B12, B1, Folik Asit, Biotin, B12, Demir, Çinko, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum ve Fosfor bir futbolcunun günlük ve %100 oranında eksiksiz olarak vücudunda emilimini sağlanması gerekmektedir.
Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir bilgiyi daha sizlerle paylaşmak isterim.
C Vitamini vücutta depolanmaz. İdrar ve ter yolu ile vücuttan sıklıkla bu vitamini dışarı atarız.
Bu nedenle C Vitamini kesinlikle gün içinde doğal olarak 3 kez alınmalıdır.
Kivi, limon, maydanoz, kuşburnu ve Kırmızı biber de bol miktarda C Vitamini bulunmakta.
Ayrıca kalsiyum alımına da çok dikkat etmek gerekir. Fazla miktarda alınan kalsiyum, vücuttaki demir oranını düşürüyor. Bu da vücudun anatomisini yerle bir edecek bir unsurdur.
Bu nedenle tüm vitamin ve mineraller dozajın altında ve üstünde alınmamalıdır. Tam bir ince ayar söz konusu olmalıdır.
Maçlardan ve antrenmanlardan tam 1 saat sonra muhakkak karbonhidrat, protein ve potasyum zengini bir öğün ile vücudun kas onarımı ivedilikle sağlanmalıdır.
Protein deyince aklınıza hemen tavuk eti gelmesin.
Hindi, bıldırcın ve Balık etinde de bol miktarda sağlıklı proteinler mevcuttur.
Ayrıca kurubaklagillerin de çok zengin protein kaynağı olduğunu unutmayalım.
Doğru ve zamanında beslenmek her profesyonel futbolcunun asli görevidir.
Maçların ve antrenmanların futbolcu performansı yüksek olsun istiyorsak, beslenme programının vazgeçilmez bir unsur olduğunu kabul etmeliyiz.
Ve bu final haftalarında disiplinli bir yöntemle futbolcuların vitamin ve mineral değerlerini en iyi seviyeye taşımalıyız. Başarıya ulaşmanın yolu buradan geçiyor...