Hafta sonu sosyal medyada memleketin dört bir yanından kar manzaraları paylaşıldı. Kimi elinde kahvesini yudumlarken bahçesinden fotoğraf koydu, kimi çolukçocuk kar topu oynarken... Kimi de sıcak evinin penceresinden Boğaz'ı seyrederken...
Fotoğraflara bakarken birkaç gün önce şahit olduğum Beşiktaş sahilindeki muhabbete kafam takıldı.
Geçen hafta oradaki bir otelde toplantı izledim, daha sonra da sahilde bir iki tur attım. Kafeler, restoranlar kapalı ama insanlar iki sandalye atıp deniz kenarında muhabbet ediyorlardı. Kulak misafiri olunca bölgedeki kafe ve restoran çalışanları olduğunu anladım.
***
Kimi diyor ki, 'Bu ay elektrik faturasını ödeyemedim'...
Kimi diyor ki, 'Fatura yüksek geldi, gaz kesildi'...
Kimi diyor ki, 'Markete gitmeye korkuyorum'...
Kimi diyor ki, 'Bizim patron kafeyi tamamen kapatıyormuş'...
Tüm dünyanın başına bela olan bu virüs ekonominin her alanını etkiledi belki ama bu işten en çok zarar gören kafe-restoran sahipleri ve çalışanları oldu.
Devletin esnafa ve çalışanlara yardımı bir nebze olsun rahatlatsa da belli ki taşıma suyla değirmen dönmüyor.
Bilim Kurulu'nun hassasiyetini anlıyorum. Vaka sayısı azalmadan restoran ya da kafelerin açılmasına karşı...
Fakat süreç uzadıkça işletmecilerin de dayanacak gücü kalmadı. Korkarım, 'açıyoruz' denildiğinde işletmesini açabilecek güçte olanların sayısı giderek azalacak.
Üstelik, şöyle düşünün...
Türkiye'de hizmet sektörü toplam istihdamın yüzde 40'ı neredeyse...
Bu işletmeler hayatına devam edemezse orada çalışanlar ne olacak? O yüzden mart ayına kadar beklemeden restoran ve kafelerin açılması için formül bulunamaz mı? Kafe ve restoran çalışanları aşılanıp, AVM'lere girildiği gibi HES koduyla belirli sayıda müşteri kabul etme şartıyla bu işletmeler açılamaz mı?
***
Son olarak da bir önerim var.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu çağırsa Türkiye'deki elektrik ve gaz dağıtım şirketlerini, konuşsa...
En azından şu soğuk kış günleri geçene kadar kafe ve restoranlarda çalışıp işsiz kalanların, işletmecilerin elektrik ve gazının kesilmesini önleyip, borçlarından feragat edilecek bir sistem getirse...
Eminim, o zaman sosyal medyadaki kar manzarası fotoğraflarına bakarken içimiz daha az sızlar!