Milliyetçi Hareket Partisi'nin gelecek vaadeden önemli isimlerinden iş insanı Ali Büyükasar, Türk Dünyası adına önemli mesajlar verdi.
Azerbaycan'ın topraklarını yeniden kazanmasını ve bunu dünkü geçit töreni ile taçlandırmasını değerlendiren başarılı siyasetçi "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" dedi...
ALİ BÜYÜKASAR:
Karabağ'da yıllar sonra Azerbaycan Bayrağı dalgalandı. Dün ise Azerbaycan ve Türk askerinin resmi geçit törenini büyük bir gururla izledik.
Uzun yıllar Ermenistan Devleti tarafından gasp edilen Azerbaycan toprakları, sayısız uluslararası kararlara, ihtarlara rağmen Ermenistan'ın kural tanımazlığıyla Azerbaycan'a iade edilmemişti.
Bununla da kalınmamış, Ermenistan her aklına estiğinde, sayısız defa sınır ihlalinde bulunmuş ve Azerbaycan topraklarındaki sivil yerleşim alanlarına kurşun sıkmaya, bomba atmaya cüret etmişti.
Masada Azerbaycan'a tanınan hakkı kabul etmemekte direnen Ermenistan, geride bıraktığımız yaz aylarında cüretini daha da arttırmış sivillere yönelik bombalı saldırılara tevessül etmişti.
Son dakikaya kadar sabır gösteren Azerbaycan Devleti, en sonunda işgalci Ermenistan'a gereken cevabı Silahlı Kuvvetleri vasıtasıyla vererek, Ermenistan'ı dize getirmişti.
Bu dize getiriş adalet içinde gerçekleşmişti.
Zira "aman" dileyen Ermenistan'a işgal ettiği topraklardan çekilmesi için önce izin, sonra da talep üzerine süre tanıyan Azerbaycan, insaf ve akıl ölçülerine riayet etmek asaletini de göstermişti.
Bu arada toprakların tahliyesi için izin isteyen, süre dilenen Ermenistan zorla gasp ettiği topraklardan kaçarken evleri ateşe vermiş, camileri ve tarihi eserleri de yerle bir etmişti.
Bütün bunlar insanlık âleminin gözü önünde cereyan eden bir gerçekti.
Türkiye bu olayların cereyanı sırasında topyekûn Azerbaycan'ın yanında yer almıştı.
Tabir-i Caizse Azerbaycan'la yatmış, Azerbaycan'la kalkmıştı.
Ne var ki bütün bu olaylar yaşanırken, bazı ülkelerin önce duymazdan (!),sonra görmezden (!) geldiklerine şahit olduk.
Bu insanlık adına bir ayıptı.
Ama Fransa, yaşanan ayıbında ötesine geçti ve Karabağ diye bir devletin varlığını kabul edeceğini beyan etmek küstahlığında bulundu.
Yükselen sesler üzerine kısa bir süre sonunda geri adım atarak pardon (!) dedi.
Burada bir duralım.
Fransa, Karabağ meselesinin hallinde yıllardır sözde çözüm için kurulan Minsk Grubu'nun üyesidir.
Bugün anlaşılmaktadır ki, yirmi yıldır Minsk Grubu Karabağ konusunda neden çözüm konusunda bir adım atamamıştır.
Minsk Grubu içinde tarafsızlığını kaybetmiş bir Fransa oldukça, Minsk Grubu bundan böyle inandırıcılığını kaybetmiş bir kuruluştur.
Minsk "yok hükmündedir"
Yüz yıl önce insanlara hürriyet, milletlere istiklal diyenlerin bugün kör, sağır ve dilsiz olduklarını görünce bir kere daha gördük ki; Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur.
Can Azerbaycan'ı, O'nun şanlı ordusunu ve ilk günden beri diplomasi ve devlet adamlığıyla örnek bir duruş sergileyen Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'i ve dünden bugüne bir yumruk gibi birliğini muhafaza eden Azerbaycanlı kardeşlerimizi yürekten kutluyorum.
Bütün bunları değerlendirdikten sonra Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve arkadaşlarının sergiledikleri bir zarafet örneğini de zikretmeden geçemeyeceğim.
Eylül ayında başlayan ve Azerbaycan’ın ciddi toprak kazanımlarıyla taçlanan zaferin ardından Ermenistan’ın yenilgiyi kabul eden bildiriye imza attığı günü Azerbaycan 10 Kasım Zafer Günü olarak ilan etmişti.
10 Kasım’ın Büyük Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği gün olması münasebetiyle, söz konusu Zafer Günü’nü Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 8 Kasım’a alması ve bu yönde bir kararname yayınlaması da ayrı bir incelik ve zarafettir.
Bu davranış büyük zafere ayrı bir zafer daha katmıştır.