Geçtiğimiz günlerde Sarıyer bir kez daha Ulusal Lisans almaya hak kazandı.
Bu haberler ile biz Sarıyerli olarak övünüyor ve gurur duyuyoruz fakat hiç şaşırmıyoruz.
Bu sene de durum değişmedi.
UEFA'nın belirlediği finansal fair-play kriterlerinin baz alındığı değerlendirmede ön plana çıkan ender kulüplerin başında Sarıyer gelmekte.
Hiçbir geliri ve yerel yönetim desteği olmamasına rağmen böylesine devasa bir başarıyı son 9 yıldır aralıksız devam ettirmek hem takdire şayan bir durum hem de ibretlik bir hakikat olarak görülmelidir.
Sarıyer bu açıdan tüm kulüplere rol model olacak bir eğitim modeline de dönüşebilir.
Bugünkü tabloya bakıyorsunuz; Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kara kara düşünüyor. Türk Futbol Ekonomisi İflas Etmiş Durumda...
Ülkenin üç büyük Kulübü Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş başta olmak üzere profesyonel kulüplerin onlarca milyar borcu var.
Ve bu borçlar her yıl faiziyle katlanarak büyümeye devam ediyor.
Öyle ki bu acı gerçekler ile yüzleşen ve durumun nasıl ciddi boyutlarda bir tehlike arz ettiğini kavrayabilen çok az kulüp başkanı mevcut...
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise kulüplerini çok uzun yıllardır finansal açıdan mükemmel yöneten az sayıdaki kulüp başkanının bu başarılı ekonomi planlamalarından, diğer kulüplerimizin faydalanamıyor olmasıdır.
İşin ehli bir başkana sahip olmak çok az kulübe nasip oluyor. Bu açıdan Türkiye'nin en şanslı kulüplerinin başında Sarıyer geliyor...
Becerilerine, deneyimlerine ve organizatörlüğüne övgüler yağan Sarıyer Spor Kulübü Başkanı Saffet Akkoyun, Türk Futbol Ekonomisine yeni bir çağ açan başkan modeli ile birlikte eğitimci kimliği, Türk sporunun kurtuluşuna vesile olacak fikirleri ve uygulama metodlarını hayata geçirecek yetenekleri doğrultusunda yegane isimlerin başında gelmektedir.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor başta olmak üzere; yüzlerce milyon dolar, milyarlarca lira borç batağı içinde can çekişen kulüplerin aklına "yaa şu Sarıyer Spor Kulübü yıllardır hiçbir geliri olmadan sıfır borçla nasıl bugünlere ulaştı?" Diye bir soru gelmiyor!!! Olacak iş değil!!!
9 Yıldır Sarıyer Spor Kulübü Başkanlığı yapan Saffet Akkoyun hatırlanacağı üzere göreve başladığı ilk yıl kulübü uçurumun kenarından çekip kurtarmıştı.
Futbolculara, SGK'ya, bankalara, tefecilere, markete, nalbura, balıkçıya, tatlıcıya, fırına ve hatta sokaktaki işportacıya borcu olan bir Sarıyer vardı.
Tarih 2011!!!
Bunları unutmak mümkün değil!!!
Hatta ve hatta günde iki-üç farklı haciz avukatı ve memurunun kulübümüzün koridorlarında cirit attığını da acı gerçekler adlı anılar kitabına eklemeliyiz.
Sarıyer Belediyesi'nin yok denecek kadar eser miktarda desteği bırakın profesyonel bir Kulübü, amatör spor kulübüne dahi yetmez!!!
Sarıyer'de zengin diye tabir edilen yüzlerce iş insanı mevcut. Bunlara sorsanız en iyi Sarıyerli onlar! Kendilerini övmeye gelince mangalda kül bırakmayan cinsten! Peki bu çakma delikanlı Sarıyerliler acaba bu güne kadar çok sevdikleri Sarıyer'e kaç kuruşluk hayırları dokundu?
Diye sorsak ne cevap verecekler!!!
Koca bir Hiç...
2012 yılında Saffet Akkoyun Başkan seçildi. Son 9 yıldır elini değil gövdesini taşın altına koyan Başkan Saffet Akkoyun, UEFA Finansal Fair-play Kriterleri kapsamında her yıl Türkiye'nin örnek kulübü olarak gösterilen Sarıyer'i küllerinden canlandırmayı başararak bu istikrarı yakaladı.
Nice efsane spor kulüplerinin bataklığa sürüklendiği bu süreçte Sarıyer'in borçsuz bir şekilde bu günlere gelmesi mucizevi olayların bir farklı versiyonudur.
Sarıyer Spor Kulübü Başkanı Saffet Akkoyun'un bu finansal başarı öyküsü tüm spor kulüpleri tarafından araştırılmalı ve örnek alınmalıdır.
TFF'nin ise Başkan Akkoyun ile masaya oturması ve "Saffet Başkanım hiçbir geliriniz olmadan 9 senedir nasıl böyle muhteşem bi ekonomik sistemle Sarıyer'i yönetiyorsunuz? Lütfen bilgi ve birikimlerinizi bizimle birlikte tüm spor kulüplerimiz ile paylaşır mısınız? Biz de sizin bu olağanüstü sistemli çalışmalarınızdan faydalanalım ve kulüplerimizi kurtaralım" demesi kaçınılmaz bir gerçektir.
Olması gereken budur.
Saffet Akkoyun, Sarıyer'i nasıl uçurumun kenarından çekip kurtardıysa, inanıyorum ki Türk Spor Ailesine de tecrübeleri ve bilgileri ışığında kurtuluş reçetesini seve seve paylaşacaktır.
Yeter ki TFF ve 3 Büyük spor kulübümüz başta olmak üzere tüm kulüplerimizin başkanları kendi egolarını tatmin etme sevdası uğruna bulundukları camiaları daha fazla ateşe atmasınlar. Ve kibirden uzak bir şekilde 'işin ehli insanlardan yardım ve destek isteme erdemliğini göstersinler' Aklın yolu birdir...