Sarıyer Baltalimanı Kemik Hastanesi'nde birlikte çalıştığı asistan Dr. Kaan Erol'u, bıçaklayarak öldüren ve ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen asistan Dr. Yavuz Sümter, hakim karşısına çıktı.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki görülen duruşmaya tutuklu sanık Yavuz Sümter, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken, maktul Kaan Erol'un annesi Nilay Erol ve babası Metin Erol ile taraf avukatları katıldı.
“DAHA ÖNCE BANA TOKAT ATTI”
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Yavuz Sümter, Dr. Kaan Erol'un kendisine kötü davrandığını öne sürerek, “Kaan Erol, 9 Ekim günü sigara içtiğimde bana bağırdı. Bu olanlar herkesin gözünün önünde oldu. Beni yaka paça sürükleyerek doktor odasına soktu. İki kişi olsak, bu kadar zoruma gitmezdi. Bunu bilerek yaptı. Daha önce de bana kaç kere tokat attı. Doktor odasında herkesin içinde beni aşağıladı. ‘Ben buradayken kapının önünde sigara içemezsin’ dedi. Sabah 08.30'da polikliniğe geçeceğini söyledi. Ben de daha saatin 08.05 olduğunu, sigarasızlıktan başımın çatladığını, söyledim. Bana, ondan izinsiz nefes bile alamayacağımı söyledi.” dedi.
“ERKEK GURURUMA YEDİREMEDİM”
Sümter, “Kimse ona 'Sen ne yapıyorsun' demedi. 'Çömezin gelince onu senin üstüne çıkaracağım sen dosyalarla uğraşacaksın' dedi. Altı tane doktorun arasında onurumla, gururumla oynadı. 'Erkek misin dedi sen' bana. Daha önce defalarca tokat yedim ama hiçbiri bu kadar canımı yakmadı. Herkesin içinde söylediği sözleri erkeklik gururuma yediremedim.” şeklinde beyanda bulundu.
ADLİ DENGESİNİN YERİNDE OLUP OLMADIĞINA BAKILACAK
Mahkeme heyeti, sanık savunmasının alınmasının ardından sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
"UYKUSUNDAYKEN PARÇALANIYOR"
Duruşmanın bitmesinin ardından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapan Kaan Erol'un babası Metin Erol, “Duruşmada cani ifadesini verdi. Arkasından tanıklar dinlendi ve duruşma 18 Aralık'a bırakıldı. Bu belki de yüzyılın en büyük vahşeti bizim evladımızın başına gelen. Kendinizin bir kardeşi, evladı olarak düşünün, pırıl pırıl bir Türk genci, pırıl pırıl Türk genci görevi başında şehit oluyor. 75 tane darbeyle, istirahat halindeyken, uykusundayken parçalanıyor ve başında kanı akıtılarak bir saat bekletiliyor.” dedi.
“ACISI HİÇ YÜREĞİMİZDEN GİTMEDİ”
Baba Erol, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Çok büyük bir üzüntü içerisindeyiz. 11 ay geçti, acısı hiç yüreğimizden gitmedi. Kaan'a yapılan haksızlık. Devleti için çalışmış. Bakın şu bulunduğumuz pandemi ortamında hastanelere, doktorlarımıza ne kadar ihtiyacımız var. Böyle bir ortamda, böyle pırıl pırıl doktorun görev başında olması gerekirken, bugün kara toprağın altında yatıyor.”
“ADALET YERİNİ BULUR”
Doktor Kaan Erol'un annesi Nilay Erol ise, “Yüzleşmek beni çok derinden yaraladı. Yani gerçekten elime geçse ne yapardım bilmiyorum ama çok büyük bir üzüntü yaşıyorum ve bunu defalarca yaşamak istemiyorum. Tek temennim bu davanın en kısa sürede, en ağır ceza aldığı şekliyle sonuçlanması. Çünkü bir sürü mesnetsiz iddialarla çocuğumu karalıyorlar. Buna tahammül edemiyorum. İnşallah en kısa zamanda sonuçlanır ve adalet yerini bulur. Buna inancım tam.” dedi.