Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - Başkan Erdoğan açıkladı: 65 yaş üstü ve 18 yaş altına yeni düzenleme
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Başkan Erdoğan açıkladı: 65 yaş üstü ve 18 yaş altına yeni düzenleme

Başkan Erdoğan açıkladı: 65 yaş üstü ve 18 yaş altına yeni düzenleme
Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son dönemde 9 kez telekonferans yöntemiyle yapılan kabine toplantısı, yeni tip koronavirüs salgını sonrası bugün ilk kez yüz yüze gerçekleşti.
09.06.2020 / 21:48


Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son dönemde 9 kez telekonferans yöntemiyle yapılan kabine toplantısı, yeni tip koronavirüs salgını sonrası bugün ilk kez yüz yüze gerçekleştirildi. Başkan Erdoğan, kritik kabine sonrası yeni normalleşme kapsamında alınan yeni kararları açıkladı. 65 yaş üstü vatandaşların haftanın her günü 10 ile 20 arasında dışarı çıkabileceğini açıklayan Başkan Erdoğan, "18 yaş altı ile ilgili kısıtlama, küçüklerin ebeveynlerinin refakatinde olmaları şartıyla tümüyle kalkmıştır." dedi.

Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

Önceki gün vefat yıldönümlerinde özlemle yad ettiğimiz Abdurrahim Karakoç ve Cahit Zarifoğlu'na bir kez daha Allah'tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum.

Bu şahirlerimiz sadece kendi dönemlerini değil nesilleri etkisi altında bırakmış iki büyük gönül insanıdır.

Müteffekkiri, sanatçısı, şairi, yazarı azalan millet kalbi ve damarları kurayan bir insan gibidir. Bir süre sonra yok oluşu kaçınılmazdır. Bu bakımdan medeniyetimizin sembolleri olan değerlerimize sahip çıkarken yeni değerler yetiştirmenin de çabası içinde olmalıyız.

Uzun bir aradan sonra yüz yüze gerçekleştirdiğimiz kabine toplantımız az önce sona erdi.

YENİ NORMAL BİR SÜRE DAHA DEVAM EDECEK

Toplantımızda normalleşme takvimi çerçevesinde attığımız adımların çok yönlü değerlendirmesini yaptık. Özellikle Avrupa ile karşılaştırdığında en az kısıtlama, can kaybıyla atlattığımız bir gerçektir. Bu musibetin kökü tamamen kazınana kadar hayatımızı maske, mesafe, temizlik ilkeleri çerçevesinde düzenlememiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Yeni normal dediğimiz düzenin bir süre daha devam edeceği gerçeğine kendimizi alıştırmalıyız. Hamdolsun hastane, ilaç, maske, solunum cihazına kadar bu mücadeleyi yürütmek için ihtiyaç duyduğumuz her türlü imkana sahibiz.

Hizmete açtığımız hastanelerimizin yatak ve yoğun bakım kapasiteleri dahi pekçok ülkenin toplamıyla yarışacak düzeydedir.

Yeni yaptığımız hastaneler sayesinde kendimizi güvende hissediyoruz. Genel sağlık sigortası sistemimiz dünyaya örnek olmuştur. Doktor, hemşire, teknisyen, temizlik görevlisi sayıları 1 milyon 100 bini bulan sağlık ordusuyla 82 milyonun hizmetindeyiz.

Elbette zaman zaman istemediğimiz görüntülere şahit oluyoruz. Bu tür olumsuzlukların istisna, kurallara riayetin genel olduğu kanaatindeyim.

Salgın sonrası üretim ve ticaret ilişkilerinde ülkemizin öne çıkması için sağlık tedbirleri ve ekonomik tedbirleri sıkı tutmak mecburiyetindeyiz. İstiklal harbimiz sonrasında dünyadaki büyük dönüşümleri değerlendirmekte yeteri kadar başarılı olamamıştık. Bu defa inşallah herşey çok farklı gelişecek.

Milletimden işine, gücüne sıkı sıkıya sarılarak bu sürece destek vermesini bekliyorum. 2023 hedeflerine ulaşmaya en yakın olduğumuz dönemdeyiz.

Gelin tarihi tekerrür değil tekemmül ettirerek bunu hep birlikte başaralım. Gelin milli iradeye sahip çıkarak, ekonomimizi büyüterek, istiklalimizi koruyarak , güvenliğimizi sınırlarımızın ötesine taşıyarak tek yumruk halinde bu büyük şahlanışını zaferle neticelendirelim.

Darbelerin, cuntaların, vesayetin pençesinden kurtarıp her alanda yerli ve milli zihniyetin hakim olması için borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebiliriz.

Hiçbir salgının hiçbir tehdidin ülke ve millet olarak birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden, dayanışmamızdan büyük olmadığı inancıyla yolumuza devam ediyoruz.



İŞTE ALINAN YENİ KARARLAR

Halen devam eden kimi kısıtlamaları gelişmelere göre değerlendiriyor ve milletimizle paylaşıyoruz. Bu haftaki toplantımızda aldığımız kararlar şu şekilde; lokanta, kafe, kıraathane gibi işletmelerin kapanış saati 24.00'e uzatılmıştır.

Sinema, tiyatro, gösteri merkezleri 1 Temmuz'dan itibaren belirlenen kurallara göre faaliyete geçecektir.

65 yaş üstü vatandaşımız haftanın her günü 10 ile 20 arasında dışarı çıkabilecektir.

18 yaş altı ile ilgili kısıtlama, küçüklerin ebeveynlerinin refakatinde olmaları şartıyla tümüyle kalkmıştır.

Nikah salonları, 15 Haziran'dan itibaren, düğün salonları ise 1 Temmuz'dan itibaren belirlenen kurallara uygun şekilde hizmet vermeye başlayacaktır.

BİLİM İNSANLARIMIZ BAŞARDI

Aldığımız kararların ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Uluslararası sağlık yardımlarımız, ilaç geliştirme çalışmalarımızla ilgili önemli gelişmeler var.

Bugüne kadar destek verdiğimiz ülke sayısı 120'yi bulmuştur. Hekimlerimizin kullandığı ilacı TÜBİTAK çatısı altında çalışan bilim insanlarımız kendi senteziyle üretmeyi başardı. Sağlık Bakanlığımızın ruhsat süresini tamamlamasının ardından kullanıma sunulacaktır.

2020 yılında dünya genelinde büyük üretim kayıpları, milli gelirlerde küçülmeler, işsizlik oranlarında yükselişler bekleniyor. Hükümet ve merkez bankaları ekonomilerini, finans sistemlerini desteklemek amacıyla önlem paketleri açıkladı. Özellikle Amerika'da ve Avrupa'da oldukça yüksek miktarlarda açıklanan destek paketlerine rağmen toparlanmanın yavaş ve sınırlı olduğu görünüyor. Kamu yardımların da yakın gelecekte ekonomiye ağır yük getireceği anlaşılıyor.

Sağlam ekonomik yapımız sayesinde tüm vatandaşlarına ücretsiz tedavi imkanı sunabilen nadir ülkelerden birisi olduk.

18 yıl önce yola çıkarken 'Biz ülkemizi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz'. Bunun birincisi eğitim, ikincisi sağlık, üçüncüsü adalet, dördüncüsü emniyet demiştik. Bu dört önemli temel taşı yerine koyduk. Üzerine ulaşım, tarım, enerji, dış politika bütün bunlarla beraber Türkiye artık yerinde duramayan ve güçlenen, ileriye yürüyen bir ülke.

İstihdam ve iş gücü piyasamızı ayakta tutma ile vatandaşlarımızın gelir kaybının önüne geçtik. 5,5 milyon ailemize 1 milyon lira karşılıksız yardımda bulunduk.

Kamu bankalarımız aracılığı ile çok kolay şartlarda düşük maliyetli finansman desteklerini devreye alarak nakit ihtiyacımızı karşıladık. Çalışanlarımızı korumak için işten çıkarılmayı yasakladık. Mart ayından bu yana 3 milyondan fazla kişi kısa çalışma uygulamasından yararlandı. Bu kapsamda yaklaşık 5 milyar lira ödeme yaptık. Ücretsiz izne ayrılanlarla kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayanlara ise aylık 1777 TL nakdi ücret desteği vermeye başladık.

Geliri 5 bin liranın altında olan 6,7 milyon vatandaşımıza 40 milyar lira finansman desteği verdik. Halkbank aracılığı ile esnafımıza 27 milyar lira finansman sağladık. Yüzde 97'sini KOBİ'lerin oluşturduğu işletmeye finansman tahsisi yaptık. Esnafı, sanatkar, sanayici, üreticimizin, çalışanlarımızın yanında yer almaya devam edeceğiz.

Ağustos 2018'de başlayan kur atakları, spekülatif saldırıların etkilerini gidermek için verdiğimiz mücadeleyi salgın döneminde de başarıyla sürdürdük. Enflasyon ve faizlerin düşüşe geçtiği, makro ekonomik göstergelerde başarıların elde edildiği dengelenme sürecinin kazanımlarına sahip çıktık.

Dışarıdan hiçbir yardıma ihtiyaç duymadan, şirketlerimize, esnafımıza ve vatandaşımıza destek olduk. Her talebe anında dönüş yaparak destek mekanizmalarını devreye aldık. Konutta tarihin en düşük maliyetleri, en kolay ödeme imkanlarını içeren finansman desteğini milletimizin istifadesine sunduk. Otomotiv ve turizmde de piyasalara destek olacak finansman imkanlarını sağladık.

Devreye aldığımız adımlar Türkiye'nin ekonomik açıdan ne kadar sağlam durumda olduğunu gösterdi. Özellikle istihdamda gerçekleştireceğimiz sıçrama ile bu kazanımları taçlandırmak var. Türkiye'nin istihdam kalkanı adıyla çok kapsamlı bir reform paketi hazırladık. İstihdam kalkanındaki amacımız işsiz kalan vatandaşlarımızın yeniden istihdama katılmalarını sağlamaktır.

Kur saldırısı ve salgın öncesinden daha iyi bir istihdam seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz. Çalışanlarını kısa çalışmaya geçiren işverenlerimize normalleşme desteği vereceğiz. Normalleşmeyi teşvik edecek mekanizma kuracağız. Kovid19'un istihdam üzerindeki etkilerini en aza indirip gayret edeceğiz.

ÇALIŞANLARA MÜJDE: 2022'DE DEVREYE GİRECEK

Kısmi ya da esnek çalışma alanında iş gücü piyasamızı daha da verimli hale getirecek düzenlemeleri hayata geçireceğiz. 25 yaş altındakilerinin istihdamını destekleyeceğiz. 25 yaş altı gençlerin, 50 yaş üzerinde olanların kolay şekilde istihdam edilmelerini sağlayacağız. Çalışanlara tamamlayıcı emeklilik sigortası sağlayacak çalışmayı başlatıyoruz.

Bu sigorta ile aynı zamanda ilave emeklilik desteği alınmasını sağlayacağız. Böyle çalışanlarımız emeklilikte daha da rahat edecektir. Türkiye'nin istihdam kalkanını sürekli hale getirmeyi hedefliyoruz. Esnafı, küçük işletme, yatırımcılarımıza üretim, istihdam için uzun vadeli kaynak sağlayacak sistem kuracağız.

Bütün bunlar devam ederken bir diğer taraftan malum devlet terörle de mücadelesini veriyor. Dağda, taşta her yerde. Cudi, Gabar polisimiz, mehmetçiğimiz, güvenlik koruyucularımız, jandarmalarımız hep birlikte terörle mücadeleyi bayram seyran demeden devam ettirdi, devam ettirecek. Bunun da bir maliyeti var. Milli ve yerli yüzde 20 gibi bir savunma sanayinde güce sahipken şu anda yüzde 70'e çıkardık.

Bütün bu yatırımlar aynen devam etti. Türkiye bütün bu alanlarda güçlenen ve bu mücadele bu şekilde devam ettiği içindir ki, hamdolsun güneydoğuda, doğuda o eski sıkıntılı anlar tarih oldu. Yeterli mi? Değil. Tek terörist kalmayıncaya kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

Türkiye'nin diğer tarafta da istihdam kalkanı ile ilgili çalışmaların ayrıntılarını Aile Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ve Hazime ve Maliye Bakanlığımız kamuoyuyla etraflıca paylaşacak. İstihdamı sürekli destekleyecek kalıcı bir atılımın desteklemek istiyoruz.

Yeni dönemde üretim ve ihracat odaklı büyüme politikamızı daha güçlü şekilde uygulamakta kararlıyız. Sanayicimize daha çok destek vereceğiz. Yatırımların yüksek ve orta yüksek teknoloji sektörlere yönelmesini sağlayacağız. Ülkelerin salgın döneminde kendi kendine yetebilmesinin önemi daha iyi anlaşıldı. Türkiye olarak yerli ve milli üretimini güçlendirecek çok önemli adımlar attık.

Ertelenen yatırımların daha güçlü bir şekilde devreye alınmasını temin etmeyi hedefliyoruz. Salgın sürecinde yürüttüğümüz başarılı mücadele ile dünyada en iyiler arasında yer aldığımızı gösterdik.

Salgın sonrasında dünya ekonomisindeki yerini daha da güçlendireceğiz. Yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisini yüzde 4,5 ile yüksek bir büyüme performansı gösterdiğini dünya artık görüyor, biliyor.

İçeridekiler hala anlamak istemiyor. Bakıyorsunuz OECD Türkiye'yi ilk çeyrekte 4,5'la gösteriyor. G-20 aynı şekilde birinci sırada gösteriyor. Belki ikinci çeyrekte olumsuz bazı gelişmeler olabilir. Ama 3. ve 4. çeyrekte bu büyümeyi yakalayacağız. Nisan'daki kayıplarımıza rağmen Mayıs ayı öncü göstergeleri ekonomimizin hızlı bir toparlanma içerisinde olduğuna işaret ediyor.

Amerika şu anda 45 milyona yakın işsizi var. Türkiye bütün bu şartlara rağmen dimdik ayakta duruyor ve şu anda da bütün vatandaşlarına her türlü imkanı sağlamanın gayesi içerisindedir. Toparlanmanın yerini hızlı büyümeye bırakacaktır inşallah.

Mal ve hizmet pazarlarında rekabeti ve verimliliği arttıracak yapısal reformlar yanında gıda fiyatlarında şişkinliği giderecek tedbirleri alacağız. Kur geçişkenliğine karşı gereken mekanizmaları oluşturacağız. Amacımız enflasyonu yüzde 6'ya, 2022'de inşallah yüzde 5'in altına inşallah indirmektir. Borsa İstanbul endeksinin tekrar 110 bin seviyelerine çıkması diğer ülkelerden bizi pozitif yönde ayrıştıran bir başka faktördür. Birileri zil takıp oynuyordu, bak Borsa İstanbul ne hale geldi. Hadi şimdi bunu da, büyümeyi de söyle.

Türkiye döviz kuru gelişmeleri bakımından diğer ülkelere kıyasla iyi durumdadır. Devlet tahvili faizlerin iki yıllıklarda yüzde 8,6, gerçekleşmesi aşağı doğru eğilimin gerçekleşmesidir. İnşallah bu güzel tabloyu devam ettirecek ülkemizi her alanda olduğu gibi ekonomide de 2023 hedeflerine adım adım yaklaştıracağız.

Son dönemde salgınla mücadelenin yanısıra dış politikada pekçok başarıya imza attık. Gelişmiş ülkelerin aralarında maske savaşına tutuştuğu dönemde biz tüm dünyada emsalsiz bir dayanışma sergiledik. Her kıtadan, her inançtan 125 farklı ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdik. 80 bin vatandaşımızı salgın döneminde Türkiye'ye getirerek ailelerine kavuşturduk.

Milletimiz bu süreçten güçlenerek, itibarına itibar katarak çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği avantajları çok iyi kullandık. İdlib'te tesis ettiğimiz sükunet ortamının bozulmasına izin vermedik. Her ne kadar rejim güçleri provakosyonlarını arttırsa da bunlara göz yummayacağız.

Irak'ın kuzeyinde yuvalanan PKK'lı teröristlere yönelik operasyonlarımızı kesintisiz bir şekilde sürdürdük. Terör örgütünün insanımıza yardım giden Vefa Sosyal Destek Grubu'na saldırması sıkışmışlığının göstergesidir. Bölücü terör örgütüne nefes aldırmıyoruz. Türkiye bölücü terörle mücadelesinin tarihinin adeta altın çağını yaşıyor.

Emperyalistlere tetikçilik yapanlar, vatandaşlarımızın hayatına, malına kast eden alçaklar kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaklar. İnşallah Türkiye terör belasını çok yakında gündeminden tamamen çıkaracaktır.

En güzel haberleri aldığımız yerlerin başında hiç şüphesiz Libya var. Darbeci Hafter'in Libya'yı işgal planı hamdolsun hezimetle sonuçlanmıştır.

Milli Mutabakat Hükümeti darbecileri Trablus'tan çekip atmaya başarmıştır. Libya'yı işgale yeltenenler Trablus kapılarında bozguna uğratılmıştır. Darbecilerin bugün kaçacak delik aradığını görüyoruz. Zor oyunu bozar. Ülkemizin destekleri, milli mutabakat hükümetinin kararlı duruşu ile ulaslararası tuzak bozulmuştur.

Libya'nın tamamında barış, huzur adalet tesis edilene dek Libyalı kardeşlerimizi desteklemeyi sürdüreceğiz. Her hususta elimizdeki imkanları kardeşlerimiz için seferber edeceğiz. Biz darbecilerin, emperyalistlerin yanında değil Libyalı kardeşlerimizin yanında yer alacağız.

Biz medeniyetlerin beşiği Akdeniz'de asla gerilim istemiyoruz. Libya'da daha fazla kan ve gözyaşı görmek istemiyoruz. Libya'nın en kısa sürede huzur ortamına kavuşması için çalışıyoruz. Soruna askeri çözüm bulunamayacağını, petro dolarla Libyalıların iradesinin satın alanımayacağını herkesin kabul etmesi gerikiyor. Türkiye'nin ne kimsenin toprağında ne de doğal kaynaklarında gözü vardır.

Zor günlerinde hiçbir hesap yapmadan Libya halkının yanında yer aldığımız gibi iyi günlerinde onlarla birlikte kazanacağımızın iklimi oluşturmanın gayreti içerisindeyiz.

Muhalefetin milletimizin çıkarlarını savunmak gibi bir derdinin olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Darbecilere, emperyalistlerin beslemesi terör yapılarına destek verenler Libya'da da aynısını yapmışlardır. Türkiye'nin Libya ile imzaladığı deniz yetki anlaşmasından rahatsız olmuşlardır.

Libya halkıyla köklü kardeşlik bağlarımıza aldırmadan 'Libya'da ne işimiz var' demişlerdir. Libya hükümetine terörist iftirası atacak kadar ileri gitmişlerdir. Ülkemizin Libya'da çamura saplanması için çok beklediler. Hamdolsun bunların hedeflerini bir kez daha kursaklarında bıraktık, bırakacağız.

Önümüzdeki dönemde hem içerideki hem de dışarıdaki darbe heveslilerini, terör sevicileri hüsrana uğratmaya devam edeceğiz. Bu düşünce ile sözlerime son verirken aldığımız kararların ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden diliyorum, sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.