Akademik olarak 20 yıl Karadeniz Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak hizmette bulunan, akabinde Adanaspor, Göztepe, Altay, İBB (Başakşehir), Yozgatspor başta olmak üzere çok değerli camialarda görev yapan, Akçaabat Sebatspor'da 3 yıl üst üste şampiyonluk yaşayan, 2 yıl Gümüşhanespor'da çalışan ve orada da şampiyonluk yaşayarak takımını 2. Lige çıkartan, sonra Şanlıurfaspor, ardından Eyüpspor derken Sarıyer Teknik Direktörü olan Ekrem Al, Sarıyer Yenigün Gazetesi'ne konuştu.
Ligin ikinci yarısı start alıyor. Yarın (Cumartesi) Saat 13:30'da Yusuf Ziya Öniş Stadı'nda Pendikspor'u ağırlayacak olan Sarıyer'de hazırlıklar tamamlandı ve artık maç saati bekleniyor.
Gazetemizin genel yayın yönetmeni Emre Güner, takımın antremanını ziyaret ederek teknik direktör Ekrem Al ile samimi bir söyleşi gerçekleştirdi.
Sarıyer Teknik Direktörü Ekrem Al:
Öncelikle belirtmek isterim ki böylesine güzide bir kulüpte olmaktan dolayı çok mutluyum.
Sarıyer'in köklü bir kulüp olduğunu, futbol camiası içinde önemli bir yeri olduğunu, herkesin çalışmak istediğini ve herkesin bu mevki de olmak istediğini biliyorum. Bu bir gerçek...
Çok şükür Allah bana nasip etti.
Buradan sizin aracılığınız ile Başkanımız Saffet Akkoyun ve yönetim kuruluna bir kez daha çok teşekkür ediyorum.
Bu sezon Sarıyer'de görev yapan 3. Teknik adam olduğumun bilincindeyim. Benden önce görev yapan diğer teknik direktörlere de katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.
Futbolcularıma yaptığım konuşmada da "size hizmet eden kim varsa hepsi teşekkürü hak ediyor" demiştim.
Fakat artık bu takımda yeni bir sistem ve kurgu ile dizayn edilen bir anlayış olacak.
Kulübümüzde çok şükür maddi ve manevi anlamda bir sıkıntı yok. Bu çok önemli bir unsurdur. Futbolcunun medikal olarak bir sorunu yoksa, malzeme eksikliği yoksa, ruhen de rahat oluyor.
Kampa gittik, herşey 4-4'lüktü... Her kulübe nasip olmayan bir kamp dönemi yaşadık. Bu da önemli bir artı...
Futbolcu primini de tıkır tıkır alıyorsa, bireysel olarak hiçbir sorunu yok demektir.
Özellikle yönetici arkadaşlardan gördüğüm ilgi, alaka benim için son derece olumlu. Gerisi zaten benim ilgi alanımın dışında. Benim konsantre olcağım yer sahadır...
Öncelikle Futbol ne diyor? Disiplin diyor! Futbolun belli kuralları var, bu kurallara uyacaksın! Burada ne benim ne de futbolcularımın bireysel hareket etme hakkı yok.
Futbolcularımız kendilerinde var olan mevcut dinamizm, enerji ve kapasitelerini bir üst seviyeye çıkarmak durumundadırlar.
Günde çift antrenman yaparak sıkı bir hazırlık evresi geçirdiğimizi söyleyebilirim.
Antremanlardaki çalışma temposu, hırs, azim istediğimiz seviyede diyebiliriz.
Örnek vermem gerekirse, hazırlık maçlarında sakatlanan futbolcularımın, oyundan çıkmak istememeleri "bırak hocam oynamak istiyorum" demeleri fevkalade özverili bir durum olsa gerek...
Bir diğer husus ise sabah 07:30'da gerçekleştirdiğimiz kahvaltılarda eksiksiz olarak tam katılım sağlanmasıdır. Bunlar basit detaylar gibi gözükebilir fakat aksine çok önemli anektodlardır.
Bunun yanı sıra tüm futbolcularım ile tek tek konuştum. Onlar ile güzel, içten sıkı bağlar kurmak başarının da anahtarı olacaktır.
Zaten çoğu tanıdığım, bildiğim isimler... Hepsi çok düzgün, karakterli ve işine sadık futbolcular.
Ben takımın başına ilk geldiğim gün mutsuz ve karamsar oyuncular çoktu. Şuan bir tek oyuncumuzda dahi böyle bir algı kalmadı.
Ben gün itibariyle tek birşeyi bilmiyorum. Yaptığımız müthiş çalışmalar, arkadaşlık ortamının yeniden canlanması ve takımın genel pozitif havası yarın ki Pendikspor maçına yansıyacak mı, yansımayacak mı? Bunu görmem gerekiyor!
Antremanlarımız, hazırlık maçlarımız bize ölçü verdi mi, vermedi mi?
Bunu resmi bir müsabakada analiz edeceğiz.
Sezon başında olsaydık çok daha farklı konuşabilirdim ama şuanda söyleyeceğim en doğru planlama Play-Off'u sonuna kadar istemek, kovalamak ve bunu başarmak için çok çalışmak olacaktır.
Taraftarımız Pendikspor maçında savaşan, koşan ve özellikle sisteme sadık kalan bir ekip göreceklerdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
İki haftada süper bir takım yarattım dersem yalan olur. Ancak sahadaki mücadele onurlu bir şekilde, taraftarımıza yakışan bir karakter de olacak.
Çok net konuşuyorum, koşmayan, mücadele etmeyen futbolcularla yollarımızı ayıracağız. Bu bilinçle hareket edeceğiz ve camiamızı mutlu etmek için sahada büyük çaba safreden bir takım göstereceğiz...