Pazar Günü gerçekleşen ve mevcut ilçe başkanı Sevim Yalınkılıç'ın zaferiyle sonuçlanan kongreye Mehmet Deniz'in, Yalınkılıç'a verdiği desteğin damga vurduğunu belirtmiştik. Deniz'in kongrede yaptığı ve büyük alkış aldığı konuşma ise gündemdeki sıcaklığını korumaya devam ediyor.
Noktasına, virgülüne dokunmadan Mehmet Deniz'in kongrede yaptığı konuşmanın tam metnini sizlerle paylaşıyoruz...
MEHMET DENİZ:
Sayın divan
Sevgili misafirler
Değerli CHP'li arkadaşlarım
hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
CHP ilçe kongremiz hayırlı olsun.
İlce başkanımıza, yönetimine, kadın ve gençlik kolu başkanımıza mahalle temsilcilerimize 2 yıllık çalışmalarından ötürü teşekkür ederim.
Kongremizde, benden önce konuşan milletvekilleri ülkenin genel durumu ile ilgili bilgi verdiler.
Ben yerel gündemle ilgili konuşmak istiyorum.
SİYASETTE GÜNDEM ÇOK ÖNEMLİDİR
Gündem önemli ama herkesin gündemi farklı
a) siyasetçilerin gündemi
b) vatandaşın gündemi
c) chp parti üyelerinin, dolayısıyla parti üyelerimizin ve siz delegelerin gündemi...
PARTİ AKTÖRLERİNİN GÜNDEMİ
Mahallede hangi ilden kaç delege var?
Bu delegelerden kim kimle hareket eder?
Hangi delege hangi adayı destekler?
Sizi il delegesi yapacaktım ancak falanca kişi engelledi?
Böyle devam edip gidiyor.
VATANDAŞIN GÜNDEMİ: Resmi rakamlara göre 5 milyon işsiz var. 3,5 milyon civarında da gizli işsiz var. Çalışabilecek 8,5 milyon işsiz. Yani toplumun %27'si işsiz. Bunun sonucu geçim sıkıntısı yoksulluk.
PEKİ BİZİM DELEGELERİMİZİN GÜNDEMİ NE?
Delegelerimizin gündemi vatandaşın gündemi ile aynı işsizlik ve yoksulluk.
Hatta bizim delegelerin gündemi vatandaşın genel durumundan daha ağır.
Vatandaş işsizlikten 100 acı çekiyorsa, CHP üyeleri, delegeler 150 birim acı çekiyor.
Çünkü 17 yıllık AKP iktidarında CHP'li delegenin çocuğu sınavdan 100 puan alsada siyasi görüşü nedeni ile mülakatta elenmiş, işe alınmamış...
CHP'li esnaf CHP'li olduğu için iş yapamaz hale gelmiş, mahallede AKP'lilerin partizan davranışlarına maruz kalmış, işleri azalmış...
CHP'li iş adamı iktidardan iş alamamış iktidar nimetlerinden faydalanamamış, 17 yıl öncesine göre fakirleşmiştir.
Yani senin yoldaşın dediğin delege böyle bir durumda Büyükşehir belediyelerini CHP alınca umutlanmış, çocuğuna hakettiği işi belediye kanalı ile bulurum, çocuğumu işe koyarım diye heveslenmiştir.
Peki senin parti yöneticilerin, belediye yöneticilerin ne demiş?
Bir çoğu 'biz partizanlık yapmayacağız, partizanlık yapmak gelişmiş demokrasiler de doğru bir şey değildir.' Ancak senin ülken de rakiplerin bunu acımasız bir şekilde yapıyorsa sende yapmalısın ki durum normalleşsin denge sağlansın.
Parti içinde 'bu yönetime sözde mualefet yapıyormuş' gibi yapan bir gurupta mualefet falan yapmıyorlar sadece yapıyor muş, gibi davranıyorlar.
Bunların bir kısmı tuzu kuru, toplumun, delegenin gündeminden bunlarda kopuk durumdalar.
Delegelerin CHP'li üyelerin çocuklarını işe girmelerini eleştiriyorlar, belediyeden iş istedi diye ithamda bulunuyorlar. Oysa zaman zaman delegenin veya çocuğun hakettikleri işe girmesi analarının Ak sütü gibi hakkıdır.
Bu tuzu kuru kesim, bu üyelerin derdini bilmez, çünkü kendi dünya işlerini çözmüştürler. Çocuğun eğitimini yurtdışında yapar, işsizlik sorunu da yoktur.
Bu arkadaşlar kongrelere nastolji yapmaktadırlar.
Benimle yürü yoldaşım diyorsun...
Ancak seninle nasıl yürüsün sen q8, A6, 7, 8 her neyse... Son model araba ile yürüyorsun (kimseye hitaben söylenmemiştir mecazi anlamda söylenmiştir)
Üye, delege benimle yürü dediklerinin ayakkabısı delik, su alıyor, ayağına çivi, taş batıyor, seninle birlikte nasıl yürüsün, maalesef böyle bir sosyolojik durumla karşı karşıyayız.
SÖZÜ UZATMADAN NELER YAPILMALI KISACA DEĞİNMEK İSTEYEREK SÖZLERİME SON VERİYORUM
1) CHP Herkesi kucaklayacağım derken dikkat etmelidir. Sen herkesi kucaklayacağım diyerek yanlış insanlara makam verirsen Ankara'da olduğu gibi Sinan Aygün gibiler de seni kucaklar.
2) CHP kendi ideolojilerini halka anlatarak kendi değerleri üzerine yükselmelidir.
3) Eleştiriden rahatsız olmamalıyız, hakaret olmadan sizi eleştirenler sizin düşmanınız değildir.
4) Güçlünün dediği her zaman doğrudur mantığından kurtulmalıyız.
Bununla ilgili size kısa bir hikaye anlatayım.
Kara kuvvetleri komutanı, Hava kuvvetleri komutanı ve deniz kuvvetleri komutanı bir araya gelir.
Kimin askeri daha cesur diye birbirlerine kanıtlamaya çalışırlar.
Kara kuvvetleri komutanı birliğin önüne gelir askerin birine asker gel buraya bakalım, sen giden tankın önüne kendini atacaksın der, asker emredersin komutanım der tankın altına atlar ve ölür. Kara kuvvetleri komutanı böbürlenerek işte cesaret bu der.
Deniz kuvvetleri komutanı birliğin önüne gelir. Asker der sen savaş gemisinden maskesiz teçhizatsız denize atlayacaksın suyun altında 10 dakika kalacaksın der ve asker yapar o da boğularak ölür.
Bu sefer böbürlenme sırası deniz kuvvetleri komutanındadır ve işte cesaret bu der.
Sırada Hava kuvvetleri komutanı vardır. O da emrindeki bir ere asker der, sen de uçaktan paraşütsüz atlayacaksın der...
Asker emredersin komutanım demez.
HADİ ORDAN LEN der ve basar gider. Hava kuvvetleri komutanı döner diğer komutanlara "İŞTE ASIL CESARET BU" der.
İşte partimizde böyle yanlış işler olduğun da hadi len biraz ağır kaçıyor ama "HADİ ORADAN" diyecek kişiler gereklidir.
5) Partide yeni jenerasyonu anlamaya çalışmalıyız. Onları motive etmenin yollarını bulalım.
6) En önemli yapılması gereken şey "İYİ İŞİ TANIMAK" pazara, konfeksiyona gidersiniz iyi ürünü tanımazsanız size orjinal diye çakma ürünü satabilirler. Siyasette de böyledir. "İYİ İNSANI" tanımak zorundasınız.
SARIYER'DEKİ BAŞKANLIK YARIŞINA GELİNCE...
İki aday yarışıyor. Bir parti üst-düzey yöneticimiz diyor ki "falanca adayın babası arkadaşım. Falanca adayda tecrübeli İBB tecrübesi falan var. Her ikisi de iyi aday kim kazanırsa kazasın farketmez" diyor.
Milletin huzurunda ama arka plânda bir adayın kazanması için elinden geleni yapıyor, onun ilçe yönetimini, il delege listelerini hazırlıyor. Bu durumu samimi bulmuyorum.
Tabiki doğru CHP de ilçe başkanlığına aday olmuş her arkadaşımız yetenekli ve kişilikli insanlardır.
Biz burada samimi olmak zorundayız. Kim faydalı olacaksa onun iş başına gelmesini sağlamalıyız.
Sevim hanım İstanbul büyükşehir belediyesi ve bir çok alan da başarılı çalışma yapmış, diğer adayımıza göre daha tecrübeli, bunun için bu kritik dönemde tecrübe ye önem veriyor, Sevim hanıma görev verilmesini hiç kimse ile bir bağım olmadan, hiçbir yerde ve hiç bir beklentim olmadan, söylemek istiyorum.
Diğer arkadaşımıza da önemli bir görev verilerek gerek ilde gerekse başka yerde değerlendirilmelidir. Tersi de olur tabiki ki seçim bu Ersin kardeş kazanırsa Sevim hanıma önemli bir görev vermelidir.
Yarışı kaybeden çalışmalardan kopmamalıdır. Tekrar kongremizin hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.