Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - "NE OLDUM" DELİSİ OLUP, KİBİRLENMENİN, ŞIMARMANIN HAZİN SONUÇLARI?
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

"NE OLDUM" DELİSİ OLUP, KİBİRLENMENİN, ŞIMARMANIN HAZİN SONUÇLARI?

Sarıyer'in etkili isimlerinden AK Partili Başar Biberoğlu, 31Mart ve 23 Haziran seçimlerini gazetemize değerlendirdi.
01.07.2019 / 19:29


Sarıyer'in etkili isimlerinden AK Partili Başar Biberoğlu, 31Mart ve 23 Haziran'ı gazetemize değerlendirdi. Özeleştiri yaparak tüm doğru ve yanlışları masaya yatıran tecrübeli siyasetçi Biberoğlu, Recep Tayyip Erdoğan'a, Milli davaya ve Sarıyer'e ihanet eden bir iç yapılanma olduğunu açık yüreklilikle dile getirdi.

BAŞAR BİBEROĞLU:

Konu aslında çok basit. 31 Mart günü Sarıyer'i 30 bin oy farkıyla bir kez daha kaybeden AK Parti, İstanbul'da da bu kez baltayı taşa vurdu. 23 Haziran Sarıyer seçim sonuçlarına baktığımızda %22 fark görüyoruz. Bu korkunç bir fark. Ak Parti Sarıyer'i neden kazanamadı ve İstanbul'u neden kaybetti? AK Parti teşkilatlarının İstanbul'daki 39 İlçesi de kendi egolarını tatmin etmeye uğraştılar. Sarıyer'den sorumlu olan AK Parti'nin yetkilileri maalesef halktan kopuk bir siyaset ortaya koydular. Ne ararsan Sarıyer'de mevcuttu.

Kibir ve üslup bozukluğu bunların başında geliyordu. Samimiyetsizlik almış başını giderken, vatandaş ilçe binasına girmeye korkuyordu. Tamam açık söyleyeyim, bu olağanüstü farklı sonuç beni de şok etti. Ben de tabi ki bu sonucu beklemeyenler arasında yer alıyordum. Ama seçmen, biraz önce bahsettiğim konuların cezasını çok ağır kesmiş bulunuyor. Yapacak bir şey yok. Milli İradeye hepimiz saygı göstermek zorundayız. Umarım İmamoğlu, İstanbulluların kendisine vesair nedenlerle oy verip, sahip çıkmasını yanlış yorumlamaz. En azından partisinde yer alan bazı siyasiler gibi devlet aleyhine, millet aleyhine bir çizgiye gelmez...

İKAZLAR CİDDİYE ALINMADI

AK Parti, Türkiye'ye, insanımıza çok büyük hizmetler yaptı. Yapılan bu hizmetler, insanımızın günlük yaşamında hissedilir derecede etkili oldu. Neticede bugüne kadar girilen her seçimde ister genel, ister yerel hepsini AK Parti aldı. Ama bu seçimle birlikte artık bazı şeyler hissedilir şekilde konuşulmaya, tartışılmaya başlandı. Birileri aslında hep uyarmaya çalıştı. İkaz etti. Yanlışlıklar yapılıyor bunları görün dedi. Demek ki, partideki bazı yetkili merciler bu söylenen ikazları ya ciddiye almadı ya da göremedi. Bunlar aslında herkesin genel söylediği konulardı. Gelelim benim tespitlerime…

KARADENİZLİLER VE KÜRTLER AYNI SAFTA BULUŞTU!

İstanbul´un kaybedilmesindeki en temel neden bana göre “Karadenizlilerin ve Kürtlerin” İmamoğlu´nun safında buluşması oldu. Hadi HDP Tabanı Kürtler ideolojik olarak İmamoğlu'na PKKlı üst düzey teröristlerin de çağrısı üzerine destek oldular. Ama Karadenizliler tamamen hemşericilik bilinciyle hareket ettiler. Bunu bir Rizeli olarak dile getiriyorum. İstanbul'daki Karadenizlilerin bir bölümü kendi rantlarının kesilmesini ve sekteye uğramasını istemedi. İşin aslı bu!!! 

KENDİ MENFAATİ UĞRUNA DAVAYI SATAN KİŞİLER?

İkinci neden AK Parti İstanbul teşkilatları hem 31 Mart'ta hem de 23 Haziran'da etkisiz kaldı. Bunun en sağlam örneği Sarıyer... Bu konuda Ak Parti'nin İstanbul teşkilatları ve birimleri yeterli performansı gösteremedi. Buna, teşkilatlarda renksiz insanların çoğalması, suya sabuna dokunmayan, risk almayan, taşın altına elini koymayan, menfaatçi, sadece kendisini düşünen insanları da eklersek, ne demek istediğim sanırım daha kolay anlaşılmış olur.

SAVSAKLAYAN ANLAYIŞ VE HALKIN CEVABI!

Üçüncüsü tüm Türkiye'de olduğu gibi AK Parti içerisindeki bazı kesimlerin ne oldum delisi olması. Kibirlenmesi, şımarması. Hep böyle gideceğine inanmaları. Nasıl olsa yukarıda bir Recep Tayyip Erdoğan var(!) anlayışı... Milletin gerçek gündeminden uzaklaşması. Milletin taleplerine, samimi ve daha ciddi yaklaşılması gerekirken “Canım, şimdi bunun sırası mı?” Der gibi bazı yetkililerin savsaklar bir anlayış ortaya koyması.

AK PARTİ KİMSENİN OYUNCAĞI OLAMAZ!

Dördüncüsü bu seçimle birlikte bir iç mücadele, aşırı bir rekabet olduğunun ortaya çıkması. Açık söylüyorum; bu iç mücadele devam ederse, bu parti birilerinin oyuncağı haline gelir ya da getirilmek istenirse yazık olur bu partiye ve bu lidere. Onun için ak Parti sakin ama biraz da hızlı bir şekilde şekillenmeli.

MÜTHİŞ YANLIŞLAR SİLSİLESİ!

Beşincisi bu seçim esnasında bana göre çok fazla stratejik hatalar yapılması. Bu hatalar nasıl yapılır, nasıl yaptırılır anlamıyorum! Mesela Osman Öcalan'ın devlet tv'sine çıkartılıp, konuşturulması gibi. Bu aklı kim verdi? Kim böyle bir şey yapalım dedi? Bunun doğru olacağını düşünen, inanan birisi varsa dinlemeye de hazırım. Ben bu konuya Öcalan'ın mektubunu da ilave ederim. Sanki AK Parti, Öcalan'dan medet umar duruma sokulmuştur. Dediğim gibi aksini iddia edenleri dinlemeye hazırım.

BAZEN KAYBEDERKEN ASLINDA KAZANIRSINIZ!

Bütün bu nedenleri kendi düşüncelerimiz doğrultusunda artırabiliriz. Ancak her şeye rağmen umarım bu sonuçlar ülkemiz için, İstanbul'umuz için hayırlı olur. Bazen kaybederken aslında kazanırsınız. Bu da umarım böyle olur. AK Parti, bu uyarıyı ciddiye alır, nerede, hangi kadrolarda yanlışlıklar yapıldığını görür ve tedbirini alır. Bu partiye gönül veren, inanan herkeste aklını başına alır. Siyasi ikbal ve hırsı bir kenara bırakır ve yeniden “Bismillah” diyerek millete ve devlete hizmet yolunda yeni bir başlangıç yapılır…