Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Adnan Ayber, Sarıyer halkı için hayati önem taşıyan konular hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu. Yenigün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yunus Emre Güner’e konuşan Ayber, donanımlı çalışmaları ve tespitleri ile gündemi sarsacak analizlere imza attı.
ADNAN AYBER:
7143 Sayılı hükümetin çıkarmış olduğu imar barışı düzenlemesi konusunda tabir-i caizse “dağ, fare doğurmuştur.” Çıkarılan bu yasa ile ruhsatsız yada ruhsata aykırı yapıların, belli bir bedel karşılığında kayıt altına alınmasıyla ilişkilidir. Diğer yandan yapı kayıt belgesi gelirleri ile bakanlığa kentsel dönüşüm oluşturulması amaçlanmaktadır. Bir başka sıkıntılı durum ise imar barışı düzenlemesi doğrudan bir tapu yada mülkiyet hakkı tanıyan bir düzenleme değildir. Bu kanunun hiçbir yerinde tapu sözcüğü geçmemektedir. Bu yasal düzenleme sanıldığı gibi tapu sorununu çözen, imar sorununu çözen bir düzenleme değildir. Altını çizerek vurguluyorum… Yasa metninde tapu kelimesi kesinlikle yer almamaktadır. Mülkiyet sorunu yaşamayan imara aykırı projelere imar affı getirmektedir. Yani Sarıyer’de bazı siteler ve bazı kooperatif alanları için imar affı getirilmiştir. Bunun haricinde Sarıyer’deki hiçbir mahalleye imar affı söz konusu dahi değildir.
İMAR SUÇUNA BULAŞMIŞ İNŞAAT ŞİRKETLERİNİ KURTARMA YASASI!!!
Bir kaç plaza, birkaç yapı dışında örneğin; Esenyurt’ta yapılan kaçak katlar dışında vatandaşa doğru düzgün bir getirisi yoktur. Bu yasa mülkiyet sorununu, imar sorununu çözmüyor. Sanki imar sorunu çözülüyormuş gibi vatandaşlarımız üzerinden yanlış algı oluşturuluyor. Hazine ve belediye parsellerinin rayiç bedellerinden satışı, yasanın uygulanmasını imkansız hale getirmektedir. Oysa geçmişteki 2981 sayılı yasa, bugün halkımıza sunulan yasadan çok daha verimli ve vatandaşlarımız için çok daha güzel bir uygulama olarak gözüküyordu. “Gecekondu mahalleleri açısından mutlu son, 50 yıllık hasret bitti, İmar sorunu çözüldü” şeklinde ki ifadelerin bu yasada karşılığı yoktur. Sarıyer’in %80’i bu yasadan hiçbir şekilde faydalanamayacaktır. 2981 sayılı yasanın çok gerisinde kalmış bir uygulamayı halkımızın karşısına çıkarmış bulunuyorlar. Bu yasanın uygulanabilir hale getirilmesi için rayiç bedel üzerinden satışın yerine 2981 sayılı yasada belirtilen satış şartı esas alınmalıydı… Rayiç bedeller üzerinden de hiçbir gecekondu sahibi, mülkiyet sahibi olma durumu elde edemeyecektir.
SARIYER’DE PANKARTLAR İLE ESTİRİLEN HAVA TAMAMEN HAYALİDİR.
Bu yasa müteahhitlere imar affı getirerek kendilerine büyük kazanç sağlamakla birlikte, imar suçuna bulaşmış inşaat şirketlerini de kurtarma planıdır! Vatandaşlara yönelik bir düzenleme kesinlikle değildir. Bu yasa Esenyurt’ta 3 milyon metrekareyi bulan imara aykırı inşa edilen yapılara ve kaçak katlara kat mülkiyeti verilerek müteahhit firmalara büyük avantajlar sağlamaktadır. Vatandaşa imar ve tapu hakkı tanımadan sadece mevcut yapılarını kontrol altına almak suretiyle, elde edilecek gelirlerle inşaat sektörünün içinde bulunduğu krizin aşılması için maalesef vatandaşlarımız gelir kaynağı olarak görülmektedir. Sarıyer’de pankartlar ile estirilen hava tamamen hayalidir. Bu yasa vatandaşı gelir kaynağına dönüştürmekte, para toplamakta, avantajları ise müteahhitlere ve inşaat firmalarına yönelik planlanmıştır. Bu bir barış yasası değil aksine müteahhit yasasıdır. Giderayak acil şekilde imar suçlarının temizlenmesi için çıkartılmış bir düzenleme ile karşı karşıyayız. Bu konu seçim malzemesi yapılmayacak kadar ciddi bir konudur. Vatandaşlarımız büyük şok içindeler. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Seçime giderayak halkımız resmen kandırılıyor. Tüm Sarıyer halkına sesleniyorum, bu oyuna gelmeyin, geleceğinizi yok etmeye çalışanlara karşı dik durun. Siyaset her zaman böyledir. Seçim zamanı siyasi figürler ne yapacaklarını şaşırırlar. Seçim bittikten sonra ise gerçek hayat ile tüm halkımız yüzleşir.
SİZ KİMİ KANDIRIYORSUNUZ?
1) Şimdi bu yeni hazırladıkları yasada yapı kayıt belgesi var, doğrudur. Yapı kayıt belgesi ile ne elde edecek vatandaşlar? Elektriğini, suyunu, doğalgazını bağlayacaklar. Peki Sarıyer’de elektriği, suyu, doğalgaz’ı bağlanmamış bir yapı var mı? Tabii ki yok! Dolayısıyla bunun Sarıyer’e bir getirisi yok!
2) Yıkım kararı iptal… Diyelim ki kaçak olan binalara alınan yıkım kararları var. Bunlar durduruluyor, güzel, doğrudur… Ancak Sarıyer’in hiçbir mahallesinde yıkım kararı yok. Yani bu karar da Sarıyer’i ilgilendirmiyor.
3) Tahsis edilemeyen para cezalarının iptali… Doğrudur… Faydası olmuştur. Burada konu nedir? Vatandaşın yasaya aykırı yapılan binasına ceza kesilmiştir ve o cezanın affı söz konusudur. Peki Sarıyer’de cezası kesilmiş bir yapı var mı? Hayır yok!!! Dolayısıyla bu yasanın Sarıyer’i ilgilendiren ve Sarıyer’e getirisi olan bir durumu maalesef yoktur. Sarıyer’de yıkım kararı alınan hiçbir gecekondumuz yoktur. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum.
Burada çözüm, mülkiyet sorunu olmayan, ruhsatlı başlamış ve kaçak duruma düşmüş binaları kesin olarak kurtarmaktır. Bu da müteahhitlerin işine yarar… Sarıyer halkının ve gecekondu da oturan hiçbir vatandaşımızın işine yaramaz!
24 HAZİRAN’DA ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ OYLAYACAĞIZ!
24 Haziran seçimleri tüm ülkemiz için çok önemli. 16 Yıldır tek başına iktidar olan, ancak Türkiye’yi adalet, eğitim, ekonomi, dış politika konularında sınıfta bırakan AK Parti’den hesap sorma zamanı gelmiştir. Ekonomi tam manasıyla dibe vurmuş durumda. Eğitim kangren olmuş. Devlet hastanelerimizde doktor kalmamış. Bütün doktorlarımız özel hastanelere kaçıyorlar. Tarım denen bir olgu ülkemizde yok denecek seviyeye gelmiş. Eti ithal ediyoruz, pirinci, sarımsağı, yumurtayı ithal ediyoruz. Bizim ülkemiz hiç bu kadar aşağılanmamıştı! Üreten değil yalnızca tüketen bir toplum konumuna getirdiler bizi. Eğer biz bu hesabı 24 Haziran’da sormazsak, yarın çocuklarımıza bunun hesabını veremeyiz ve bu vebal boynumuzda asılı kalır. Milletimiz sandığın başına gidecek ve bu 16 yılı değerlendirecek… Ona göre karar verecek. Türkiye erken seçime niçin gitti? Çünkü ekonomik bir çıkmazın içerisine girilmişti. Türkiye tüm dünya ülkelerinin düşmanı haline gelmiş ve yalnızlığa itilmişti. Bu erken seçim kararı Türkiye’nin kurtuluşu olacaktır. Çocuklarımızın geleceği aydınlığa kavuşacak ve inanıyorum ki Türk halkının sorunları en aza inecektir... AK Parti’nin yolculuk hazırlıkları artık başlamıştır. 25 Haziran ile beraber, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığında ve millet ittifakının yönetiminde halkımız beyaz bir sayfa açacaktır.
CHP ROZETİNİ ÇIKARDIK, TÜRK BAYRAĞI ROZETİ TAKTIK. BİZ TÜM TÜRKİYE’Yİ KUCAKLAMAYA GELİYORUZ…
Ülkemiz kutuplaştırılmaktan çok yoruldu. Bu kutuplaşmayı ortadan kaldıracağız. Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce bu yola çıktığı ilk gün yakasındaki CHP rozetini çıkartarak, Türk Bayrağı rozeti takmıştır. İnce, tüm halkımızın Cumhurbaşkanı olacaktır. Bizlerde bunun takipçisi olacağız. Bizlerde inşallah yarın milletvekili olduğumuzda yakamızdan CHP rozetini çıkartarak Tür Bayrağı rozeti takacağız. Tüm milletin vekili olacağız. Bunun sözünü veriyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti ve Saadet Partisi’nin kucaklaşması bu ülkede kardeşliği yeniden tahsis edeceğimizin en önemli göstergesidir. Adaleti sağlamaya geliyoruz. Ülkemizde barışı tekrar hakim kılmaya geliyoruz… Ülkemizde yıllardır halkımızın güven duymadığı en önemli konu adalettir. Yeniden adaleti sağladığımızda, hak ve hukuku getirdiğimizde Türkiye’de yatırımlar artacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi ile ülkemizde huzur olacak, bu ülkede barış olacak, bu ülkede kardeşlik olacaktır… Kimsenin zerre şüphesi olmasın, sayın Muharrem İnce ülkemizin önünü açacaktır.
AK Parti sandığa gömüldüğünde yine aldatıldık feryatları yükselebilir! Benden uyarması… Biliyorsunuz; Sayın Recep Tayyip Erdoğan, aldatıldığını kendisi de defalarca beyan etmiştir. Seçimi kaybettikten sonra da ön görüyorum ki, bir kez daha aynı dertten muzdarip olacak ve bu kez ‘Devlet Bahçeli beni aldattı’ diyecektir.
MÜSLÜMANLIK ÜLKEMİZE AK PARTİ SAYESİNDE Mİ GELDİ?
İslam Dini bugün ortaya çıkmış bir din değildir.
Müslümanlık peygamber efendimiz HZ. Muhammed’in (SAV) zamanında yayılmaya başlamıştır. Allah bize kuran göndermiştir. O günden bu güne İslam Dini dünyanın her tarafına yayılmıştır. İslam, Türkiye’ye AK Parti ile gelmedi. Biz dün de müslümandık, bugün de müslümanız, yarın da Müslüman kalacağız inşallah… Ancak AK Parti hükümetlerinin dinimizi siyasete alet ettikleri politikalar yüzünden bugün bir çok insan ülkemizde mağdur ediliyor. Müslümanlık sevgidir, Müslümanlık barıştır, Müslümanlık, yardımlaşmadır, Müslümanlık huzurdur, Müslümanlık herkese eşit ve adil davranmaktır… AK Parti iktidarları döneminde ne yazık ki insanlar ayrıştırılıyor. Yalanlar söyleniyor ve kul hakkına giriliyor. Böyle Müslümanlık olmaz. Ben inançlı bir insanım, inançlı bir ailenin evladıyım… O konuda herkes bizi tanır ve bilir. Benim annem bundan 70 sene evvelden beri evimizde kuran okutur, namazlar kılınır, oruçlar tutulur… Ben AK Parti ile Müslüman olmadım. Dolayısıyla AK Parti yarın gittiğinde herkes Müslümanlığın daha özgürce yaşandığını görecektir.
Sarıyer Belediye Başkan Yardımcılığı yaptığım dönemden bir yıl önce belediyemiz Nihat Hatipoğlu’nu bir Ramazan Ayı’nda konuşmacı olarak davet etti. Hatipoğlu “8 bin lira peşin para almadan sahneye çıkmam” dedi… Parasını aldı sahneye çıktı ve tüm program boyunca rüya tabirleri konuştu. İnsanlara rüya tabirlerini anlattı. Ben başkan yardımcısı olduktan sonra ise bu adamı bir daha davet etmedik. Ben karşı çıktım. Belediyemizin parasını bu adama daha fazla yedirmedim… İslam’ı kendi menfaatleri için kullanan şahıslara prim vermedim, vermem. Yetim hakkı, kul hakkı nedir iyi bilirim.
SARIYER HALKINA 24 HAZİRAN ÖNCESİ SON MESAJ
Sarıyer halkının ince eleyip sık dokuyacağını ve yarınlarımızı hesaba katacağına inancım tamdır. Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce’ye, partimize ve şahsıma gönülden destek vermelerini istiyorum. Sarıyer halkı büyük bir başlangıcın fitilini ateşleyecektir. Biz 24 Haziran’da iktidarı alacağız. 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazanacağız ve Sarıyer Belediyesi ile 3’lü bir hizmet gücü oluşturacağız. Ortak çalışmalar ile Sarıyer gerçekten çağ atlayacak. Sarıyer halkı işte o zaman hizmetin nasıl verildiğinin farkına varacak. Bu şans geçmişte Yusuf Tülün’ün elinde vardı. Ama ne yazık ki zamanı boşa harcamaktan başka bir şey yapmadığını tüm halkımız gördü. Şükrü Genç döneminde ise İBB bizde olmamasına rağmen, hükümet bizim arkamızda olmamasına rağmen hayata geçirdiğimiz projelerimiz tüm Türkiye’de örnek gösterildi. Bütçe bizde olduğu zaman ise tüm samimiyetimle söylüyorum ki Sarıyer uçacak. Sarıyer şaha kalkacak… Bunun garantisini ve sözünü tüm Sarıyer halkına veriyorum.