AK Parti Sarıyer İlçe Başkanı Salih Bayraktar ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdik. Bayraktar, gazetemizin genel yayın yönetmeni Emre Güner’e, ülke gündemi ile alakalı çok ses getirecek çarpıcı açıklamalarda bulundu.
AK Parti Sarıyer İlçe Başkanı Salih Bayraktar:
AYAĞINDAKİ PRANGAYI KIRAN BİR TÜRKİYE VAR!
40 Binden fazla insanımızı maalesef terör belası nedeniyle kaybettik. Çocuklarımızı
yitirdik, aileler perişan oldu… Bu kadar vatandaşımızın, askerimizin şehit olduğu 34 yıl yeter artık. Bu acı artık son bulmalıdır! Bizim için 1 kişinin ölümü, tüm insanlığın ölümüdür. Afrin operasyonunda tabi ki şehit ve gazilerimiz olacak. Bu mücadeleyi korkusuzca sürdürmeye devam edeceğiz. Görev bize tebliğ edildiğinde, en iyi şekilde yerine getireceğiz. Terörle mücadelede çok büyük ekonomik zararlarımız da olmuştur. Her sene ciddi rakamlar terörle mücadele kapsamında heba oluyor. Ayrıca terör, Turizmi ve tüm yatırımcıları fazlasıyla etkilemiştir. Böylesine ciddi kayıpların olduğu 34 yıl yaşadık! Sürekli olarak ülkemiz esaret altında yönetildi. Şimdi bu pençeden kurtulan, ayağındaki prangayı kıran bir Türkiye var. Koşuyor… İşte bu hızlı koşuşa birileri çelme takmak istiyor. Bizim bugün verdiğimiz mücadele bu.
ÜLKEMİZDE TEK BİR TERÖRİST KALMAYACAK
Baktığımız zaman sınır bölgelerimizde bütün dünya ülkelerini görebiliyorsunuz! Kime karşı? Bunların hepsi o bölgede yaşayan İslam ülkelerine karşı. O bölgedeki yer altı zenginliklerine karşı. Şer odaklı güçlerin hepsi bu bölgede ittifak yapmışlar. Durum bu kadar vahimken, Vatan, Millet, Devlet, Bayrak için tek yürek olmamız gerekmiyor mu? Ama maalesef bu durumda dahi ittifak kuramıyoruz. Burası çok önemli. Öncelikle ideolojisi, hitap şekli ne olursa olsun, bu ortak değerler üzerinde birlikte olmalıyız. Şayet ortak değerlerimiz üzerinde birlik olabilirsek ülke olarak başaramayacağımız, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Afrin harekatı çok önemli bir milli meseledir. Orada tehdit nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin biliyoruz ki, aslında biz orada bir çok devletle savaşıyoruz. Karşımızda duran hiçbir ırka veya ülkeye müsamaha göstermeyeceğiz ve en şiddetli şekilde operasyonumuz sürecektir. Bu güne kadar özellikle güney ve güneydoğu sınırlarımıza 700’den fazla roket saldırısı yapılmış. 100’ün üzerinde insanımız şehit olmuş bu saldırılar neticesiyle. Afrin harekatından önce, bizim sınırlarımıza yapılan bu saldırıları tabir-i caizse herkes normal karşıladı. Bu denli kritik bir süreçten geçerken sınırlarımızı koruyamazsak, biz nasıl büyük Devlet olacağız? Ülkemize roketler atılıyor, burnumuzun dibine terör örgütü devlet kurmak istiyor ve biz buna sessiz kalacağız! Öyle mi? Bunları düşünen şer odakları, bizim ne kadar güçlü bir ülke olduğumuzu bilemeyecek kadar akılsızlardır.
TERÖRİSTLERE SİLAHLARIN NEREDEN GELDİĞİ BARİZ ORTADA!
Bu teröristlerin kullandıkları silahların nereden geldiği ise net olarak ortadadır. Silahların üstünde zaten ülkeleri yazıyor. Teröristlere destek veren ülkeler, onlarla beraber perişan olacaklar. Bu çılgın ateş onları da yakacak!!! Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, biz Türkiye olarak, ülkemizde tek bir terörist kalana kadar bu savaşı sürdüreceğiz. Şehit olan kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize ise Allah şifa versin. Onlar Tük milletinin gururudur. Tarihe adlarını öyle bir kazıyorlar ki, hiçbir zaman silinmeyecek, hiçbir zaman unutulmayacaklar. Allah hepsinden razı olsun. Mücadelemiz sürüyor.
CHP iSTiKRARA EVET DEDi
CHP’de genel başkanlık seçimleri gerçekleşti. Ben buna şu açıdan bakıyorum. ‘Kaybetmekte bir istikrar’… Bu husus CHP’nin iç meselesidir. Hangi genel başkanı seçmişlerse onların kararıdır. Fakat bazı gerçekleri söylemek isterim. Biz sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğu dönemde 8 seçime girdik. 8 seçimi de Kılıçdaroğlu kaybetti. Millet 8 seçimde de, referandumda da nasıl istikrara evet dediyse, CHP’de kendi istikrarına Kurultay’da evet dedi. Biz buna saygı duyuyoruz. Kaybettiler, kaybediyorlar, kaybetmeye devam edecekler. İstikrar sürecek.
CANAN KAFTANCIOĞLU ZİHNİYETİ, TOPLUMU KİN VE NEFRETLE KUTUPLAŞTIRIYOR
Canan Kaftancıoğlu’nun ne olduğu, kim olduğu bellidir. Kaftancıoğlu bir projedir. Uzun zamandır yaşanılanların dışa vuruşudur! Bunlar geçmişte de bu zihniyetin piyonuydu. Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk’ün kurduğu bir partidir. Bir çok insan Atatürk’ün kurduğu parti olduğu için oy veriyor. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’ne baktığımızda, Atatürk’ün kurduğu partiden zerre eser kalmadığını rahatlıkla görüyoruz. Atatürk’ün ismini kullanarak yapılan siyaset artık ahlak ve vicdan dışı boyutlara ulaşmıştır. Buradan uyarıyorum; çok büyük bir yanlışın içerisindeler. Bu parti şuan açık bir şekilde yasa dışı örgütlerin maşası haline gelmiştir. CHP İl Başkanı olarak getirdikleri kişinin attığı twitleri okuduğunuz zaman hangi örgütün hizmetinde olduğunu rahatça anlarsınız. Peki şimdi bunları biz görüyorsak, CHP delegesi görmüyor mu? Görüyor! Çünkü görmemesi ve bilmemesi mümkün değil. Geçmişte bunu çok sinsice yapıyorlardı ama şimdi açığa çıktı. Artık gizlemiyorlar. Neden? Çünkü toplumu kin ve nefretle ayrıştırma, kutuplaştırma çalışmalarına hız verdiler. Açık açık çalışalım artık bir sıkıntı olmaz düşüncesi ile tüm kozlarını oynuyorlar. Mesele bu…
HASTANE İNŞALLAH YAZ AYINDA HİZMETE GİRECEK
Çayırbaşı Hastanesi 2012 yılında ihaleye çıktığında, müteahhit hemen işe başlayamadı. Orada bulunan Tekel fabrikası, alanı 1,5 yıl gecikmeli terk etti. Maalesef hastanemizin inşaat çalışmaları da 1,5 yıl gecikmeli başlamış oldu. Temele girildiğinde ise toprak kayması yaşandı, göçük oluştu. Tabi bu gelişmeler neticesiyle beklediğimiz zaman dilimini yakalayamadık. Ayrıca hastanenin tam ortasında tarihi eser bir bina var. Bu binayı da idari personel binası olarak planladık. Tarihi eser bina olması sebebiyle burada yine süreç uzadı. Anıtlar kurulu ile görüşmeler, ruhsat ve izin konuları belli zaman aldı. Tüm bu konular hastanenin bitiş süresini uzattı. Bu zaman zarfında ben resmen inşaatın şantiye şefi misali hergün oradaydım. Şuan itibariyle dahi hastanemizin en hızlı şekilde hizmete girmesi için çok ciddi uğraş veriyoruz. Tüm arkadaşlar sağolsun hep beraber çok emek verdik. Bedaş’a elektriğini bağlattık, doğalgazını bağladık, su baskınları oluyordu ama tüm bu sorunları ortadan kaldırdık. Tüm altyapı hizmetlerini bitirdik. Şimdi de bağlantı yollarını bitirmek üzereyiz. Bağlantı yolları bittiğinde trafik hiç kilitlenmeyecek, sürekli akıcı olacak. İnşallah Mart ayında hastanemizin tüm işlemleri bitiyor ve önümüzdeki yaz ayında Allah kısmet ederse hastanemizin açılışını yapmayı hedefliyoruz. Bu arada önemli bir bilgi daha vermek istiyorum; İstinye Devlet Hastanesi kesinlikle yerinde kalacak ve hizmetine devam edecek.