Pazar günü gerçekleşecek referandum öcesi, AK Parti Sarıyer İlçe Başkanı Salih Bayraktar ile buluştuk. Yeni anayasa süreci ve gündemdeki konuları gazetemize değerleniren Bayraktar, önemli konulara açıklık getirdi. Salih Bayraktar yaptığı açıklamada: "Ülkemiz ne zaman iç ve dış siyasette, demokratikleşmede ve özellikle ekonomik anlamda bir atılım kaydetse, dış güçler pençeleri ile üzerimize saldırmakta. Bu saldırılar zaman zaman terör örgütleriyle, iş birlikçilerle, taşeronlarla ve maşalarla yapılıyordu. Fakat son günlerde, herkesin gördüğü gibi bariz şekilde saldırıyorlar. Almanya'da, Belçika'da, Hollanda'da ve İsviçre'de yaşananlar... Sayın Cumhurbaşkanımızın şakağına silah dayanmış bir pankart astılar. Bu silah Cumhurbaşkanımıza değil, yüce Türk milletinin şakağına dayatılmış bir silahtır. Bu olaylar çok önemlidir. Kendi iç meselemiz, bu ülkeleri neden bu kadar ilgilendiriyor.
TÜRKİYE'NİN BAŞARISI DIŞ GÜÇLERİ RAHATSIZ EDİYOR
Ben 2013 yılında 25 ülke temsilcisinin katıldığı bir konferans yaptım. Türkiye, yurt dışında yanlış anlatılıyor ve tanıtılıyor! 3 gün süren konferans sonunda her temsilciye söz hakkı verdik. İspanyol iş adamı Ricardo, konuşmasında şunu söyledi. "Ben buraya gelirken arkadışım bana ne işin var Türkiye'de. Orası Arap ülkesi, şeriatla yönetiliyor, orada istediğin gibi dolaşamazsın, alkol kullanamazsın, özgürlük denen hiç birşeyin olmadığı bir ülke.. Vazgeç Türkiye'ye gitme demişti. Ben Türkiye'ye ve İstanbul'a geldikten sonra dışarıda anlatılanların tamamen asılsız olduğuna şahit oldum. Çağdaş, uygar ve medeni bir kültüre sahip olan Türkiye, beni fazlasıyla cezbetti. İlk fırsatımda eşimi de alıp tekrar Türkiye'ye gelmek istiyorum" dedi. Türkiye yakından takip edilen ve çok önemsenen bir ülke değildi... Ancak bugün baktığınızda bir anayasa değişikliğinde dahi dış güçlerin düşmanca planları su yüzüne çıkmaktadır. Bu ne demektir? Demek ki Türkiye birilerini rahatsız ediyor! İşte bu yükselişi, bu dirilişi durdurmak isteyenler var. Mesele bu...
HERŞEYE HAYIR DEMEK, NASIL BİR ZİHNİYET!
Bunun dışında hiç bir senaryoya inanmamak gerekiyor. Bunu iyi anlayabilirsek, önümüzdeki halk oylamasında oyumuzu nasıl kullanacağımızın kararını net şekilde veririz. Önümüzdeki seçim partilerin yarıştığı bir seçim değil. Kişi seçimi kesinlikle değil. Önümüzdeki seçim ülkenin bekası, çocuklarımızın, geleceğimizin seçimidir. Hatırlarsanız, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan bu başkanlık sistemini getirmek istemişlerdi. Fakat o günün şartlarında bunu sağlayamadılar. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından gelen bu başkanlık teklifi, AK Parti ile birlikte büyük bir ivme kazandı ve diğer bir çok partinin de desteğini aldı. Gönül isterdi ki CHP'de bizimle birlikte Türkiye'nin gelişimine katkı sağlamış olsaydı. Bir muhalefet yapıcı özelliklerini sergilemelidir. Herşeye hayır demek, istemem demek nedir Allah aşkına! Bugüne kadar TBMM'de karşılarına gelen tüm projeleri yok saydılar. Reddettiler... Bu nasıl bir anlayış? Bizde Sarıyer'de siyaset yapıyoruz. Ve biz de Sarıyer'de muhalefetteyiz. Ama bakın bizim doğru ve faydalı olan bir çok işe evet dediğimize şahit olmuşsunuzdur. Sarıyer'de biz AK Parti olarak her zaman yapıcı bir muhafet içerisindeyiz. Toplumun menfaatleri neyi gerektiriyorsa onun peşindeyiz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 1982 anayasasını beğenmediğini ve o tarihte bu anayasanın kabulüne ret oyu kullandığını açıkladı. Madem bu anayasayı beğenmiyorsun, daha iyisini, daha güzelini, daha faydalısını ortaya koyacaksın. Bunu konuşmak gerekiyor. Böyle bir teziniz var mı? Yok... ne proje üretiyorlar, ne çalışma yapıyorlar, hiç bir şey yok. Vizyon yok vizyon...
HDP'Lİ ARAÇLARIN İÇİNDE, CHP'Lİ ARKADAŞLARI GÖRÜYORUZ
Rejimin adı Cumhuriyet... Bundan kimsenin rahatsız olduğu yok. Fakat demokrasilerde 3 tane sistem var. Başkanlık, yarı başkanlık ve parlementer sistem. Şimdi bu coğrafyada ve ülkemizin siyasi partiler dağılımına baktığımız zaman parlementer sistem ile çok büyük sıkıntılar yaşadğımızı geçmişte gördük. Bizde diyoruz ki; Geçmişte yaşadığımız bu sıkıntılardan ders alarak, bu hastalıkları tedavi etmek adına yeni bir sistem öneriyoruz. Bizim hazırladığımız değişiklikler gerçekten ülkemiz adına çok değerli. Fakat muhalefet yalan üzerine, çarpıtma üzerine, bu milleti kandırmaya çalışarak algı kirliliği yaratıyor. Ve biz bu algı kirliliğini temizlemeye çalışıyoruz. Ben hayır broşürlerini de inceliyorum. en az 10 maddeyi iyi inceledim. Bu 10 madde bugün kü sisteme hayır diyor. Bir başka yalan ise TBMM'nin fesih edilmesi. İnanın bunları konuşmaya değmez. Cumhurbaşkanımız birinci döneminde meclisi tekrar kurmak isterse kendini de tekrar halka seçtirecek. Eğer mevcut cumhurbaşkanı bu durumu ikinci döneminde yapmaya kalkarsa bir daha aday olamıyor, yani kendini fesh ediyor. Bir başka konu ise hayır pankartları ve broşürleri... Bu hayır pankartları ve broşürleri resmen korsan basılıyor. Bu çalışmaları kim yapıyor belli değil. CHP ve HDP aynı broşürleri kullanıyor ama logolarını göremiyoruz. Biz AK Parti olarak tüm çalışmalarımıza kendi imzamızı atıyoruz. MHP'de yaptığı çalışmalarda logosunu kullanıyor. Ama bu hayırcılar ne olduğu, kime ait olduğu belli olmayan işlere imza atıyorlar. Biz HDP'li araçların içinde CHP'li arkadaşları görüyoruz. Birlikte bu kampanyayı yürütüyorlar. Bunu açık açık söylesinler. Biz ne diyoruz? AK Parti olarak MHP ile birlikte hareket ediyoruz. Çalışmalarımızında ayrı yürütüldüğünü söylüyoruz. Fakat CHP ve HDP bunu sinsice yapıyor. Açık olacaksın, net olacaksın. Kapalı kapılar arkasında film çevirmeyeceksin. Böyle bir durum ile karşı karşıyayız.
BİZ GERÇEK DEMOKRASİ İSTİYORUZ!
Yasama, yürütme, yargı... Esas olan budur. Bütün yasalar hükümet tarafından gelir. Hükümet tarafından gelmeyen yasalar, parlemento tarafından görüşülmez. Hatta meclis başkanı sorar, hükümet burada mı diye! Fakat biz yürütmeyi ayrı tutuyoruz, yasamayı ayrı. Eğer milletvekili bakan olursa, milletvekilliğinden istifa edecek diyoruz. Yani bakan işini yapacak. Meclise gidip vaktini harcamayacak. Bütün yasaları artık TBMM çıkaracak. Aslında yasama güçleniyor bu sistemde. Yani milletvekili daha güçlü olacak. Maalesef bunu dahi çarpıtıyorlar. Bu çıkan yasalara da, yürütme ve hükümet uyacak. Uymak zorunda. Hiç bir kanunun üstünde kararname olamaz. Bir kanun varsa siz ona kararname çıkaramazsınız. bu ülke kanunlarla yönetilecek ve cumhurbaşkanı da bu kanunlara uyacak. Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı yargılanamıyor, yeni sistemde diyoruz ki cumhurbaşkanı yargılanacak. Herkes hesap verir duruma gelecek. Biz gerçek demokrasi istiyoruz. Hayırcıların söylemlerine dikkat edin. Bir milletvekili çıkmış diyor ki! 'Evet çıkarsa bunları denize dökeriz'... Bu söylem iç savaş çıkarma söylemidir. Ayrımcılık, kutuplaşma ve bölücülüktür.
SARIYER'İ TEHLİKELİ OYUNLARIN İÇİNE ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR
Bu söylemlerin bir benzerini Sarıyer'de duyuyoruz. Bu sözleri söyleyenler Sarıyer'i bilmeyen, Sarıyer halkını tanımayan kişilerdir. Sarıyer'de doğduk, Sarıyer'de büyüdük, Sarıyer'de yaşıyoruz. Sarıyer'de uzlaşma kültürü vardır. Arkadaşlıkların, dostlukların çok güçlü olduğu bir ilçedir Sarıyer. Siyasi görüşleri çok farklı olsa dahi Sarıyer’de dayanışma, yardımlaşma vardır. Ama maalesef şu anki durumda, bu değerlere dahi zarar veriyorlar. Ben bu durumu önemsiyorum ve Sarıyer için tehlikeli görüyorum. Bir Sarıyerli olarak kutuplaşmanın ve ötekileştirmenin önüne geçmek adına tüm mücadelemizİ sergileyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın... Sarıyer'in değerleri korunacaktır. Bizden sonra ki nesiller, Sarıyer'de değerleri yitirilmiş bir ilçe bulmasın diye çok çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz.
HALKIN SEÇTİĞİ LİDERE, HİÇ KİMSE DİKTATÖR DİYEMEZ!
Türkiye'de her zaman güçlü lider ve güçlü iktidar olmayacaktır. Bu sistem Recep Tayyip Erdoğan'dan sonrası için önemli. Koalisyon dönemleri ülke için çok sıkıntılı dönemlerdir. Biz diyoruz ki %51 oy alan bu ülkeyi yönetsin. Bu sistem aslında insanları birleştiren bir sistem. diğelim ki 15 parti seçime girdi. 1. ve 2. parti çoğunluğu sağlayamadı birinci turda. O zaman 1. ve 2. parti, ikinci turda diğer partilerin desteğini alarak seçime devam ediyor. Halkın seçtiği bir lidere, hiç kimse diktatör diyemez. Tek adamın himayesine giriyoruz diyemez. Seçimle gelen, seçimle gidiyor. Milletimiz kimi seçeceğini çok iyi biliyor. Halkımız doğru kararı verecektir. Şunu düşünmek lazım. Evet çıkarsa kimler üzülecek! Fakat hayır çıkarsa kimler, kimler ile sevinecek, bunu iyi analiz etmemiz lazım. Fakat hiç şüphem yok, gerek Sarıyer'de gerekse tüm Türkiye'de milletimiz evet diyecek ve büyük Türkiye'nin önü açılacaktır.