Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - Sarıyer'de Polis Kurşunuyla Ölüm Davası
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Sarıyer'de Polis Kurşunuyla Ölüm Davası

Sarıyer'de Polis Kurşunuyla Ölüm Davası
Küçükarmutlu'da 'dur' ihbarına uymadığı belirtilen Yılmaz Öztürk'ü (20) silahla öldürdüğü iddiasıyla polis memuru Yasin Hiçyılmaz'ın, 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle yargılanmasına başlandı.
24.09.2016 / 07:54


Sarıyer Küçükarmutlu'da 'dur' ihbarına uymadığı belirtilen Yılmaz Öztürk'ü (20) silahla öldürdüğü iddiasıyla polis memuru Yasin Hiçyılmaz'ın, 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle yargılanmasına başlandı.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuksuz sanık Yasin Hiçyılmaz, avukatı Tolga Yurdakul ile katıldı. Maktul Yılmaz Öztürk'ün annesi Günnaz ve babası Hüseyin Öztürk ile yakınları da duruşmada hazır bulundu.

Savunması sorulan sanık Hiçyılmaz, görev yaptığı süre içerisinde, Fatih Sultan Mehmet Polis Merkezi'ne, ölüm olayının yaşandığı tarihe kadar 16 faili meçhul saldırının gerçekleştiğini belirtti. Olay günü saat 19.00 sıralarında polis merkezinin üst tarafında bulunan Mercan Sokak'tan patlama sesleri geldiğini, "Dilek Doğan'ın hesabını soracağız" şeklinde sloganlar duyduğunu kaydeden Hiçyılmaz, bunun üzerine bahçeye çıkıp sokağa doğru 2-3 sefer gaz tüfeğiyle ateş ettiğini anlattı.

Büro amirinin saat 22.10 sıralarında kendisini arayarak "karakola 20 dakika kadar sonra saldırı olacağı ihbarı aldıklarını" bildirdiğini, 4 kişi S 80 adlı zırhlı araca binerek söz konusu sokağa gitmek için hareket ettiklerini ve aracın sokağa girememesi üzerine araçtan indiklerini söyleyen sanık Hiçyılmaz, şahısların kaçtıkları yönde silah sesleri geldiğini ve bu nedenle beylik silahlarını çıkartarak, büro amiriyle şahısları kovalamaya başladıklarını, 'Dur' ihtarında bulunduklarını öne sürdü.

"İsteyerek ateş etmedim"

Kaçan dört şahıs gördüğünü belirten sanık Yasin Hiçyılmaz, savunmasına şöyle devam etti:

"Bu sırada en arkadaki şahıs elindeki cismi bana doğru fırlattı ve attığı cisim arkama düştü. Aramızda 25- 30 metre kadar mesafe vardı. Attığı cisim el yapımı patlayıcı olduğu için sendeledim. Bu şahıs en sağdan diğer kişilerin arkasından koşmaya devam etti. Dördü koşarken birden kahve renkli montlu şahıs, elindeki silahla yere doğru yuvarlandı. Arkasından gelen uzun montlu şahıs yerdeki silahı alarak koşmaya devam etti. Ben şahsın yanına gittim. Ayağı takılıp yere düştü zannettim. Şahsın yüzünü yukarıya doğru çevirdim, bana 'ben vuruldum' dedi. Bana doğru patlayıcı madde atılınca elimdeki silahın ateş aldığını önce fark etmedim sendelemiştim. Şahıs, 'ben vuruldum' diye söyleyince silahın ateş aldığını o zaman fark ettim. Ambulansla hastaneye kaldırıldı. Şahsın hayatını kaybettiğini karakolda öğrendim. Kasten, isteyerek ateş etmedim."

Duruşmada beyanı sorulan maktulun annesi Günnaz ve babası Hüseyin Öztürk, çocuklarının herhangi bir suçunun bulunmadığını savunarak, sanığa en ağır cezanın verilmesini istedi.

"Yılmaz'a ateş eden şahıs huzurdaki sanıktır"

Tanık olarak dinlenilen Hamza Karaçam, evin balkonunda bulunduğu sırada önünden sadece simaen tanıdığı Yılmaz Öztürk'ün geçtiğini, sonradan peşinden 3 kişinin geldiğini, birisinin elinde biber gazı atan tüfek bulunduğunu belirterek, "Bulunduğum yer itibariyle hem Yılmaz'ı hem de gelen 3 kişiyi görüyordum. Bu şahıslardan iki tanesinin elinde silah, birinin elinde de biber gazı atan tüfek gördüm. Sivil kıyafetliydiler. Ancak polis olduklarını anladım. Şahıslardan bir tanesi 'dur' ihtarında bulunmadan Yılmaz'a doğru ilk ateş ettiğinde Yılmaz vurulup yüzüstü yere düştü. Ortalık karıştı. Yılmaz'ın yanına gittim. Çevirdim. Yılmaz bana 'Bana ne oldu ağabey?' dedi. Daha sonra komşulardan su getirdik, elini yüzünü yıkadık. Bilincinin açık olmasını sağladık. Sonra da ambulansı aradık. Yılmaz'a ateş eden şahıs huzurda bulunan kişidir. O zaman kirli sakallıydı." iddiasında bulundu. Maktul Öztürk'ün ailesi ve ailesinin avukatı, sanık Hiçyılmaz'ın tutuklanmasını talep etti.

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutuklanması yönündeki talebi reddetti. Öztürk ailesinin davaya müdahil olmasına ve isimleri verilen olay yerindeki 5 polis memurunun tanık olarak dinlenilmesine hükmeden heyet, duruşmayı 17 Kasım'a erteledi.

İddianameden

Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede, sık sık yapılan saldırılar nedeniyle Fatih Sultan Mehmet Polis Merkezinin çevresinde tedbirlerin arttırıldığı, olay günü de şüpheli Yasin Hiçyılmaz'ın üç meslektaşıyla S80 numaralı zırhlı araçla merkezin çevresinde tedbir aldığı kaydedildi.

Şüpheli polis memuru Hiçyılmaz'ın evine doğru yaya olarak gitmekte olan Yılmaz Öztürk'e, polis merkezine saldırı gerçekleştirip kaçmakta olan şahsılardan biri olduğunu düşünerek, herhangi bir uyarıda bulunmadan, durdurmak ve yakalamak amacıyla, etkili ateş mesafesinden ateş ettiği öne sürülen iddianamede, Öztürk'ün iç ve dış kanama sonucu yaşamını yitirdiği aktarıldı.

Öztürk'ün herhangi bir örgüt kaydının olmadığına işaret edilen iddianamede, olayın meydana geldiği yerde sokağa çıkma yasağının ilan edilmediği, polis merkezinden yaklaşık 600 metre uzakta olan olay yerinde polis merkezine saldırı gerçekleştiren şahıslar dışında başka kişilerin olmasının normal sayılacağı dile getirildi.

Şüphelinin savunmasında, 'ateş etmeden önce el yapımı bomba atıldığını' belirtmesine rağmen, olay yeri inceleme ekibinin buna ilişkin bir bulgu bulmadığının anlatıldığı iddianamede, şüpheli Yasin Hiçyılmaz'ın, "ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralamak" suçundan 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.