Kurban Satıcılarının Zorlu Gece Mesaisi

Anadolu'nun farklı illerinden getirdikleri hayvanları satmak için İstanbul'un muhtelif noktalarına gelen kurban satıcıları, geceleri zor bir mesai ile karşı karşıya kalıyor.

Kurban satış alanlarına kurdukları çadırlarda, kurbanlıklarını satabilmek için 15 günden fazla beklemek zorunda kalan kurban satıcıları, tüm insani ihtiyaçlarını bu alanlarda karşılamak zorunda kalıyor. İstanbul'da bir kaç noktada sunulan modern kurbanlık alanlarında yer bulamayan ve diğer yerlerde çadır kuran satıcılar, geceleri zor şartlar altında bayrama kadar bekliyor.

Sarıyer Ayazağa Mahallesi'nde kurulan kurban pazarında kalan hayvan satıcıları, geceleri yaşadıkları sıkıntıları anlattı.

Kurbanlıklarını satmak için çadır kurdukları alanda gecenin bastırmasıyla birlikte can ve mal güvenliklerinin tehlikeye girdiğini, bu yüzden alandaki kurbanlıkların sahipleriyle nöbetleşe uyuduklarını söyleyen Barış Erdem (26) adlı kurban satıcısı, "12 gündür buradayız. Gece 4 kişi vardiyalı olarak uyuyoruz. Dörder saat aralıkla nöbet tutuyoruz. Burada mal ve can güvenliğimiz yok. Tuvalet ve banyomuz yok. 12 bin TL çadır parası ödüyoruz. Karşılığında hiçbir hizmet alamıyoruz." dedi.

Saman balyaları üzerine kurduğu yatakta dinlenen Erdem, "Geceleri hayvanlar, birbirlerinin iplerine dolanarak boğulmasınlar diye kalkıp kollamak zorundayız. Çadırları havalandırmak ve hayvanların bakımlarını, altlarının temizliğini yapmak zorundayız. Hayvancılık zor." diye konuştu.

Atama Bekleyen Kurban Satıcısı

Kırşehir'den İstanbul'a kurbanlık getiren İdris Köksal (24) adlı satıcı, 5 senedir hayvancılıkla uğraştığını ancak bu işin zorluklarından dolayı üniversite okumaya karar verdiğini söyledi.

Ahi Evran Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünden yeni mezun olduğunu söyleyen Köksal, girdiği ilk mülakatta atanamadığını belirterek, şöyle konuştu:

"Geçmişte benim gibi mezunlar öğretmen olarak atanamadı ama FETÖ denen terör örgütünün soruları çalması ve kendi üyelerine, yakınlarına vermesiyle bir sürü kişi öğretmen oldu. İki kelimeyi bir araya getiremeyecek adamlar soruları çalarak atandı."

Asıl mesleği olan öğretmenliği yapmayı çok istediğini söyleyen Erdem, "Hayvancılık yapmasam okumazdım. Çünkü çok zor ve zahmetli bir iş. Ağır şartlarda çalıştık ve çalışmanın şartlarını gördüm ve eğitime yöneldim." görüşünü dile getirdi.

Öğretmen olarak atandığında kendi hayat tecrübelerini öğrencilerine aktaracağını dile getiren Erdem, "Öğrencilerime okumanın güzel yönlerini anlatırım, yaşadığım zor durumları onlara elimden geldiği kadar hissettirmeye çalışırım ki onlar da bizi model alarak bir yerlere gelebilsin." ifadelerini kullandı.