Süresiz işleyen bir uyutulma politikasıyla karşı karşıya olduğumuzu söylememe gerek yok. Ülkede büyük bir terör krizi söz konusuyken ve her gün gelen şehit haberlerini öğrenirken huzurumuzun, moral motivasyonumuzun ne hallerde olduğu gözler önüne seriliyor.
Ekonomik krizler, özgürlük hakları, hukuka duyulan güvenin sarsılması, teröristin cenazesine katılan milletvekilinin varlığı, ve buna benzer bir çok önemli konuda vatandaşlarımızın ortak görüşleri tek bir kapıya çıkıyor... Ülkemiz resmen depremde sarsılan bir bina ve biz bu binada kaderimizin ne olacağını bekleyen vatandaşlarız. Siyasetin ne kadar önemli olduğunu anlamak için ülkemizin yaşadığı bu acı günleri iyi analiz etmemiz yeterli olacaktır.
Büyük şehirlerde yaşayan bizler neyin farkındayız?
Cumhurbaşkanından Başbakana, Milletvekilinden ilçe yöneticisine kadar herkes ülkenin bu halinden sorumludur. Hiçbir icraat yapmadan, yalnızca genel iktidarı suçlayarak, eleştirerek bir sonuca ulaşamayacağını anlayamayan ana muhalefet partisi de bu kaos ortamının sorumlularındandır. Ana muhalefet partisinin eleştirilerini hiç bir zaman dikkate almayan mevcut iktidar da ülkenin bu huzursuz işleyişinden sorumludur. Milliyetçi Hareket Partisi ise kendi iç çekişmelerinden dolayı aylardır ülkenin sorunlarını unutmuş vaziyette. HDP desen tam bir hayal kırıklığı... Kendisine oy veren seçmeni kısa sürede pişman eden Selahaddin Demirtaş, Türkiye Partisi olacağım diye kandırdığı halkın kaderini kandil'e teslim etmiş bulunuyor. Bu halk kime güveneceğini şaşırmış durumda. Siyaseti kendi iç menfaatleri için bir araç olarak kullanan siyasetçilere bu halk ne zaman baş kaldıracak! Büyük şehirlerde yaşayan bizler hiçbir şeyin farkında değiliz. Askerimiz, polisimiz doğu da canlarını niçin veriyorlar bunu daha tam kavrayabilmiş değiliz!
Koltuğunuzu kaybetme korkusu kişiliğinizi derinden etkilemesin
Öncelikle, Doğu anadolu da, Güneydoğu'da, devletin yapmış olduğu operasyonları eleştirenlerin de terörist olduğunu kabul edeceksin. Tabii ki beş parmağın beşi bir değil... Eğer asker ve polis yanlış yapıyorsa muhakkak onlar da cezalandırılması gerekiyor. Adaletin herkes için eşit olarak dağıtılması, halka güven duygusu aşılar. Arkadaşlar şu gerçeği lütfen gözardı etmeyin... Bu ülke 1984 yılından itibaren terör belasıyla mücadele veriyor ve hiç bu kadar kararlı ve azimli olunmamıştı. Mevcut iktidarın bu duruşunu ve kararlılığını tüm halkımız desteklemelidir. Sadece laf olsun, karşı görüşümüz olsun, muhalefet bir yapı oluşturalım diye bu konuda devleti eleştirenler de teröristlerle iş birliği içindedir. Fakat aynı zamanda mevcut iktidar da muhalefeti ikna edecek çözümleri ivedilikle sunmalıdır.
Evlerine henüz ateş düşmemiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı... Hangi partiden olursan ol. İnancın, mezhebin, memleketin ne olursa olsun. Sen bu ülkenin evladısın. Şiddetten, kandan, korkudan beslenen bu hainlere karşı tek yürek ol.
Ve en yukarıdan en aşağı kadar tüm siyasetçilere sesleniyorum. Kısa bir zaman için de olsa, partinizi değil vatanınızı düşünün. Düştüğünüz tuzağın farkına varmak için çok fazla zamanınız yok. Acilen ayağa kalkın ve teröre karşı tek bir politika ile samimiyetle mücadelenizi verin. Koltuğunuzu kaybetme korkusu kişiliğinizi derinden etkilemesin. Şerefinizi, namusunuzu, vatanınızı partilerin önüne koymaktan vazgeçin.