CHP'nin İl Toplantısında
Mehmet Deniz Rüzgarı

CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın düzenlediği çalışma ve değerlendirme toplantısı Kumburgaz Marin Princess Otel'de gerçekleşti. Sarıyer'den yalnızca gazetemizin genel yayın yönetmeni Emre Güner'in takip ettiği organizasyona katılım yüksek oldu. İl Başkanı Cemal Canpolat'ın organize ettiği toplantı 2 gün sürdü. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı toplantıya, 39 ilçenin CHP ilçe başkanları, CHP'ye bağlı belediye başkanları, CHP milletvekilleri ve MYK üyeleri toplantıda yer aldılar. CHP Sarıyer İlçe Başkanı Mehmet Deniz, Sarıyer'i temsilen toplantıda bulunurken, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Kastamonu ziyaretinde olması sebebiyle bu önemli toplantıya katılmadı. 



GELECEK YILLARIN HEDEFLERİ KONUŞULDU

Toplantıda ana gündem maddeleri, CHP'nin İstanbul'da yapmış olduğu hizmetlerin gelecek yıllarda geliştirilerek nasıl daha fazla başarı sağlayacakları masaya yatırıldı. İstanbul'da İBB'yi kazanmanın ve daha fazla belediye almanın püf noktaları konuşuldu. Ayrıca Halka daha fazla yakın olmayı ve samimiyetle tüm insanlara ulaşmayı amaçladıkları bir program hazırladıkları öğrenildi.



MEHMET DENİZ'i PAYLAŞAMADILAR

(YORUM)"CHP Sarıyer İlçe Başkanı Mehmet Deniz'in, diğer ilçe başkanlarıyla samimiyeti ve arkadaşlığı objektiflere yansırken, yemek yerken ve çay içerken Mehmet Deniz'i, diğer ilçe başkanlarının hemen hemen hepsi masalarına davet etti. Deniz'le sohbet etmek isteyen meslektaşları adeta birbirleriyle yarıştılar. Yakınen şahit olduğumuz bu duruma bizde fazlasıyla şaşırken, Sarıyerli olarak, Mehmet Deniz'e gösterilen bu ilgiden memnuniyet duyduğumuzu da söylemeden geçemeyeceğiz.



CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın Kumburgaz’da gerçekleştirdiği Çalışma ve Değerlendirme Toplantısında partililere seslenerek, gündeme ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.Türkiye’de ciddi bir yönetim sorunu olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Türkiye yönetilmiyor. Sağlıklı yönetilmiyor desem bu da tartışılır ama Türkiye yönetilmiyor. Bir rüzgara kapılmış gibi bir yerlere doğru sürükleniyoruz. Bugün gazetelerde var. Sayın Gül de aynı kaygıları kısmen paylaşıyor. Cumhurbaşkanlığı yapmış, iktidar partisinin ana omurgalarından birisi aynı kaygıları paylaşıyor. Öyle bir noktaya geldik ki işsizliği, emeklinin geçim derdini, dünyanın en pahalı mazotunu kullanan Türkiye’yi neredeyse düşünmüyoruz. Düşündüğümüz ‘ne olacak bu ülkenin geleceği’ Yönetimde ciddi bir boşluk var. Türkiye’yi kimin yönettiği konusunda ciddi kaygılar var. Yönetici sorumluluk üstlenen kişidir. Ben anayasadan bir örnek vereyim. 112. Madde. Başbakanlığı tanımlarken görev ve siyasi sorumluluk diyor. Görev var, başbakan da var, siyasi sorumluluk yok. Eğer bir ülkeyi sağlıklı yönetiyorsanız hem görevinizi yapacaksınız, aksadığınız zaman da siyasi sorumluluğu üstleneceksiniz” şeklinde konuştu.



ANKARA SALDIRISI İLE SOMA FACİASINI KARIŞTIRDI

Son aylarda yaşanan bombalı saldırıları hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Son 6 bombalı saldırıda 234 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hiçbir ülke bu kadar derin bir travmayı yaşamamıştır. 234 kişi son 6 ayda hayatını kaybetti ama kimse siyasi sorumluluğu üstlenmiyor. Kim bunun sorumlusu. Kayseri’deki bakkal Adem’mi, Kahramanmaraş’ta kalaycı Ökkeş mi sorumlu. Birisinin çıkıp bu sorumluluğu üstlenmesi lazım. Kimin siyasi sorumluluğu var. Başbakan ve bakanlar. Bunlar sorumlu. Peki sorumluluğu üstlenen var mı, kimse üstlenmiyor” diye konuştu.

Konuşması sırasında Soma’da yaşanan maden faciasıyla Ankara’da yaşanan bombalı saldırıyı karıştıran Kılıçdaroğlu, “301 kişinin hayatını kaybettiği Ankara saldırısında 3 bakan çıktı televizyon önüne gülerek hiçbir sorumluluk almadan açıklamalar yaptılar. O zaman ülkede ciddi bir yönetim boşluğu var. Bir yönetici sorumluluk üstlenmiyorsa orada sorun var demektir. Siyasi sorumluluk neden önemlidir. Eğer bir siyasetçi sorumluluk üstleniyorsa yüksek ahlaki değerlere sahiptir. Biz neden ısrarla siyasi ahlak yasası çıksın diyoruz. Bu sorumluluğu perçinlemek için. İnsanlar ölecek, siz sadece sorumluluk olarak gidip cenaze törenlerine katılacaksınız. Bu sorumluluk değildir. Cenazeye elbet de katılacaksınız ama bu ülke nasıl oluyor da son 6 ayda bombalarla 234 yurttaşını kaybediyor. İnsanlar sizi neden iktidara getirdiler” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE PAKİSTANLAŞMA SÜRECİ İÇİNDEDİR”

Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına sürüklendiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “Suriye bir dönemin Afganistan’ına dönüştü. Bütün terör örgütlerinin yuvası Pakistan olmaya başladı. Eğer Türkiye’yi Pakistan haline getirmek istemiyorsan, Suriye’yi Afganistan haline dönüştürmeyeceksiniz. Bütün cihatçı gruplar orada şu anda. Oraya nasıl gittiler, iktidarın kol kanat germesiyle Türkiye üzerinden gittiler. Bugün Türkiye Pakistanlaşma süreci içindedir. Acı tablo bu. Sanki bir terör örgütü yetmiyordu bize. Sanki PKK azdı bir de başımıza IŞİD belası çıkardılar. 70 ilden IŞİD’e militan devşiriliyor. Nasıl oldu bu. Neden Türkiye yönetilmiyor diyoruz bunun için. Her türlü ajanın cirit attığı ülke konumuna geldik. Düne yadar bize ‘biz bölgenin en güçlüsüyüz’ diyorlardı. ‘Kimse Türkiye’nin gücünü test etmesin’ diyorlardı. Öyle konuma geldik ki Ortadoğu’daki kabile reisleri bile Türkiye’ye kafa vurmaya başladı. Yüreğimizi acıtan da bu tablo” dedi.



AK Parti’yi teröre yardım ve yataklık yapmakla suçlayan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan Adalet ve Kalkınma Partisi kadrosunun ülkeyi yönetemeyeceğini herkesin bilmezi lazım. Gidiyorsun garibanı buluyorsan yardım ve yataklıktan. Peki bu ülkeyi yönetirken terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan siyasi partiyi neden sorgulamıyorsun. Açık ve net. Terör örgütlerine Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticileri, kaçak sarayda oturan da dahil, yardım ve yataklık yapmışlardır. Bunun sonucu Türkiye kan gölüne dönmüştür. Yardım ve yataklık yapana bakmıyoruz, dönmüşüz yüzümüzü başka tarafa. Önce o yardım ve yataklık yapanların bu milletin önünde hesap vermesi lazım. Ellerine silah verdiniz, kentleri silah deposu haline dönüştürdünüz, 70 ilden eleman devşirdiniz, cihatçı grupları eğittiniz, Suriye’de Müslümanı Müslümana kırdırdınız. Bunları sorgulamamız lazım. Bunları yaparsak diğer sorunlar da çözülür”.