Başkan Genç'in Cumhuriyet Bayramı Mesajı

Sevgili Yurttaşlarım, Değerli Sarıyer’liler, Ulusların tarihinde dönüm noktası olan, tarihin akışını değiştiren, toplumsal nehirleri ve çağlayanları, bambaşka bir yönde akıtmaya başlayan, önemli olaylar vardır.

Bundan tam 92 yıl önce, tam da şurada toplandığımız saatlerde, Ankara’da Büyük Kurtarıcı’nın önderliğinde, işte tam da bu sözünü ettiğim tarzda bir parlamento oturumu yapılmaktaydı.

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurmaya karar verdikleri Cumhuriyet’le ilgili kanun oylanacaktı..

Başkan, Cumhuriyet’le ilgili birinci maddeyi oya sunduğunda ve kabul edildiğinde, sevinç çığlıkları yükseldi.. Öbür maddeler de oylandı. Ve Kanunun tümünün oylamasına geçilmişti..

Başkan, titreyen bir sesle şöyle dedi :

“Kanunun tümünü kabul edenler, lütfen el kaldırsın”

Oya sunulan şey, işte bugün hala üzerinde hür ve bağımız şayamamızı sağlayan, bugün hala, her şeye rağmen bayrağımızın dalgalandığı, ulusca ve tek tek birey olarak özgürlüklerimizin tadını çıkarabildiğimiz, kadınımızın eşit bir birey, çocuğumuzun umutlu bir geleceğe bakarak sokaklarında oynadığı bir ülkenin temeline konulan bir kürek dolusu harcı simgeliyordu.

Meclis, adeta yatağına sığmayan bir sele dönüşmüştü.

Yürekler, Mustafa Kemal’in yüreğine uyumlu, tarifi imkansız bir uygarlık ve özgürlük aşkı ile atıyor, salonda kimsenin içi içine sığmıyordu..

Bütün eller havaya kalktı..

Başkan, coşku ile haykırdı:

“CUMHRİYET İLAN EDİLMİŞTİR”

Öyle bir alkış patladı ki, şiddetinden pencere camları zangırdadı. Yalnız milletvekilleri değil, dinleyiciler, gazeteciler, meclis memurları da alkışlıyor, onlar da milletvekilleri gibi kucaklaşıyorlardı. Ağlayanlar vardı. Haber, dışarıda bekleyen kalabalığa ulaşmıştı. Onlar da alkışlamaya ve bağırmaya başladılar.

“YAŞASIN CUMHURİYET!...”

İşte, rahmetli yazar Turgut Özakman’ın kitabından aktardığım bu tarihi sahne, bir ulusun özgürlük ve bağımsızlığının temelinin atıldığı o onları anlatıyor.

Aradan tam 92 yıl geçmiş,

Cumhuriyet denen “O yüce bina”yı harap etmek isteyen, binanın temelini dinamitlemek isteyen, çatısını uçurmak isteyen, duvarlarına pislemek isteyen kendini bilmezlere,

Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün deyimi ile, “Dahili ve Harici Bedhahlara” rağmen;

hala dim dik ayakta isek,

hala geleceğe umutla bakabiliyorsak,

hala çocuklarımızı bayram günlerinde ellerinde bayraklarla gururla sokaklara salabiliyorsak,

işte “o ilk günkü” heyecan ateşinin sönmemiş olmasından, söndürülememiş olmasındandır.

Bu ateşi söndürmek için var güçleri ile çalışan, ülkeyi 1923 öncesi karanlıklara geri döndürmek isteyen, Mustafa Kemal’in yaktığı bağımsızlık meşalesini yere düşürmek isteyenlere rağmen,

Bizlerin, yani kendisini ‘Cumhuriyet’in Bekçileri’ olarak gören yurtseverlerin, daha yapacak çok işi var.

Bu yıl Cumhuriyet Bayramı’mızı, işte böyle bir dönemeçte, Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkmamız gereğini hatırlamamız ve birbirimize hatırlatmamız gereken önemli bir dönemeçte kutluyoruz.

Yaklaşık 3 gün sonra, bu ülkenin dört bir yanında sandıklar kurulacak. Her birimiz, yine bu Cumhuriyet’i kuran kadroların bize emaneti olan “Özgür bireyler olarak tek tek oylarımızla demokratik seçme hakkımızı” kullanarak vatandaşlık görevimizi yerine getireceğiz.

Sandığa atacağımız her oy, 1923’in 29 Ekim günü bu ülkenin temeline o harcı koyanların mirasına nasıl sahip çıktığımızın bir ölçütü olacak.

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kanla, irfanla kurduğu bu Cumhuriyet’in harcında; bilimin, çağdaş uygarlığın, kadın-erkek-genç-yaşlı-çoluk-çocuk, her bir bireyin eşit ve imtiyazsız bir yurttaş olarak yaşatılması iradesinin bulunduğunu asla unutmayacağız.

Kurucularının akıllarından bir dakika bile olsun geçirmedikleri “Otoriter, kayırıcı, kollayıcı, imtiyaz sağlayıcı” zihniyeti hakim kılmak isteyenlere karşı, tüm gücümüzle, Atatürk Cumhuriyeti’nin ilkelerini onların suratlarına haykıracağız.

Cumhuriyet Devrimi’ni bugüne kadar nasıl yaşattıysak, Cumhuriyet treninin lokomotifine 92 yıldır nasıl enerji sağladıysak, bundan böyle de, aynı şevkle, aynı cesaret ve azimle, kurucularımıza layık bir vatan aşkı ile var gücümüzle çalışacağız.

Buradan, göz bebeğimiz Sarıyer Meydanı’ndan, bu heyecanla her birinizin ve tüm ulusumuzun Cumhuriyet Bayramını kutluyor, Mustafa Kemal’in devrimlerine bağlı kitleler olarak “Dahili ve harici bedhahlara asla teslim olmayacağımızı, bir kez daha beyan ediyorum."

Bir kez daha, ve inadına : YAŞASIN CUMHURİYET!

İnş.Müh. ŞÜKRÜ GENÇ

Sarıyer Belediye Başkanı