Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - Dursun Bulut: “12 Mart, kara gün olarak tarihimize kazınmıştır”
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Dursun Bulut: “12 Mart, kara gün olarak tarihimize kazınmıştır”

Dursun Bulut: “12 Mart, kara gün olarak tarihimize kazınmıştır”
İstanbul’un tanınan ve sevilen ismi CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Dursun Bulut, "12 Mart kara gün olarak tarihimize geçmiştir" dedi.
12.03.2015 / 17:15


İstanbul’un tanınan ve sevilen ismi CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Dursun Bulut, "12 Mart kara gün olarak tarihimize geçmiştir" dedi. Bulut “Ne çok öldürülmüşüz, ne çok kırmışlar” diyerek kanayan yarayı bir kez daha gün yüzüne çıkardı.

Bulut yaptığı açıklamada “12 Mart’ta 18 canımız devletin mermileriyle katledilmiştir. 12 Mart tarihimize kara bir gün olarak kazınmıştır.

Emekçi, ezilen ve alevi halkımızın yoğun olarak yaşadığı Gazi Mahallesi halkı, her zamanki gibi direngenliğini gösterip bu saldırılara karşı yan yana mücadele ederek daha büyük saldırıların ve kayıpların olmasını da engellemişlerdir. Din, dil, ırk, mezhep ve inanışlar üzerinden siyaset yaparak ülkemizi uçurumun kenarına getiren zihniyetler, ömürleri boyunca halkımıza hesap vermeye mahkum olacaklardır”
dedi.

Bulut sözlerini “12 Mart'ı da, 18 Canımızı da, Gazi Direnişini de HİÇ BİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ” diyerek noktaladı.



Olayın gelişimi

12 Mart 1995 günü akşam saatlerinde İstanbul’da Alevi vatandaşların çoğunlukta yaşadığı Gazi Mahallesi'ndeki dört kahvehane ve bir pastane aynı anda kimliği belirsiz kişilerce bir taksiden otomatik silahlarla açılan ateşle tarandı. Saldırılar sonucu Halil Kaya adlı bir vatandaş hayatını kaybederken, beşi ağır yirmi beş kişi yaralandı. Saldırganların olay yerinden uzaklaştıktan sonra gasp ettikleri taksinin şoförünü öldürdükleri ve taksiyi ateşe vererek kaçtıkları anlaşıldı. Olayların ardından çok sayıda Alevi vatandaş, Gazi Mahallesi'nde toplandı, emniyet kuvvetlerinin olaya geç müdahale ettiklerini öne sürerek polis karakoluna yürüdü. Polis halkın üzerine ateş açtı. Açılan ateş sonucu Mehmet Gündüz adlı bir vatandaş yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı.

İzleyen olaylar

13 Mart günü olayı protesto etmek için İstanbul'un dört bir yanından gelen yaklaşık 15 bin kişi polis karakoluna tekrar yürüyüşe geçti, çevik kuvvet ve özel timlerle desteklenen polis tekrar gruba ateş edince çatışma başladı. Çatışmalar sonunda on beş kişi hayatını kaybederken, aralarında gazetecilerin de bulunduğu birçok kişi yaralandı. Aynı gün İstanbul valiliği Gazi Mahallesi ile iki mahallede (Zübeyde Hanım ile Esentepe) daha sokağa çıkma yasağı ilan etti. Gazi mahallesi'ne giriş ve çıkışlar polis kontrolüne alındı. 14 Mart günü, Gazi Mahallesi'nde konan sokağa çıkma yasağına rağmen olayların bir türlü yatıştırılamaması üzerine bölgeye askeri birlikler sevk edildi. Yine aynı gün Gazi Mahallesi'nde çıkan olaylar nedeniyle Ankara Kızılay Meydanı'nda çıkan olaylarda otuz altı kişi yaralandı. 15 Mart'ta olaylar Ümraniye'ye sıçradı. Mustafa Kemal Mahallesi'nde çıkan olaylarda beş kişinin ölmesi ve yirmiden fazla kişinin yaralanması üzerine bu bölgede de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 16 Mart'ta dönemin İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu olayların yatıştırıldığını söyleyerek bölgedeki sokağa çıkma yasağının kaldırıldığını açıkladı.

Yargılama

Olaylardan sonra yapılan otopsi sonucu ölen 17 kişiden yedisinin polis mermisiyle hayatını kaybettiği belirlendi. Gaziosmanpaşa savcılığı'nın olayla ilgili fezlekesiyle Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 polis hakkında "müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek" iddiasıyla dava açtı. İstanbul Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan dava kamu güvenliğinin sağlanamayacağı gerekçesiyle Trabzon’a gönderildi. 11 Eylül1995'te Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılama süreci, beş yıl içinde otuz bir duruşma yapılarak 3 Mart 2000'de karara bağlandı.

Yargılanan yirmi polis memurundan Adem Albayrak dört kişiyi öldürmekten altı yıl sekiz ay, Mehmet Gündoğan iki kişiyi öldürmekten üç yıl dokuz ay hapse mahkûm edilirken, (cezalar ertelendi), diğer on sekiz sanık polisin ise beraatine karar verildi. Ancak Yargıtay, Albayrak ve Gündoğan hakkında verilen kararı “Haklarında adam öldürme ile ilgili net bir açıklığın olmadığı” gerekçesiyle bozdu. Yargıtay, sanıkların Türk Ceza Kanunu 49. maddesine göre yargılanmasını istedi. Bunun üzerine davaTrabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülmeye başladı. Ancak aileler ve avukatlar Yargıtay kararı ile devletin bir kere daha kendini aklayacağı gerekçesiyle davadan çekildiklerini bildirdiler. Tekrar görülmeye başlanan dava üçüncü celsede karara bağlandı. Mahkeme heyeti Albayrak ve Gündoğan’a toplam dört yıl otuz iki ay hapis cezası verdi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

Kararın 11 Temmuz 2002'de Yargıtay tarafından onanması üzerine yakınlarını kaybeden 22 kişi AİHM'e (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) başvurdu. Yargılama sonucunda mahkeme 27 Temmuz 2005'te açıklanan kararda Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinde düzenlenen, Yaşama hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen, Milli makamlara başvuru yollarının kapatılması hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna vardı. Mahkeme Gazi Mahallesi'nde hayatını kaybeden on iki kişi ile Ümraniye'de ölen beş vatandaşın ailelerine tazminat ödenmesine karar verdi. Olaylarda yaşamını yitiren on yedi kişi için ayrı ayrı otuz bin avro tazminat verilmesine hükmeden mahkeme, böylece Türkiye'yi toplam 510 bin avro tazminat ödemeye mahkûm etti.

Konuyla ilgili Meclis Araştırması Önergesi

Diyarbakır BDP Milletvekili Gültan Kışanak ve 19 BDP milletvekili, 1995’te meydana gelen İstanbul Gazi Mahallesi olaylarının araştırılması amacıyla 12 Mart 2008 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na önerge vermişlerdir.

Olaylarda hayatını kaybedenler

• Halil Kaya

• Mehmet Gündüz

• Zeynep Poyraz

• Fadime Bingöl

• İsmihan Yüksel

• Ali Yıldırım

• Dilek Sevinç

• Reis Kopal

• Fevzi Tunç

• Mümtaz Kaya

• Genco Demir

• İsmail Baltacı

• Hasan Pugan

• Hasan Sel

• Sezgin Engin

• Dinçer Yılmaz

• Hasan Gürgen

• Hakan Çabuk

• Yaşar Aydın