Son 10 yılda Sarıyer’i hiç bu kadar aciz ve çaresiz görmemiştim. Öncelikle maçın kalitesi yerlerde geziyordu. Böylesine kötü futbol izlemek, çin işkencesiyle eş değer bir durum. Televizyonun başında canlı izleyen seyircilerin, yayıncı kuruluşun binasını taşlamaması büyük şans. Futbol maçı yayınlıyoruz diyorlar ama izleyiciler can sıkıntısından işkence çektiler. Böyle temposuz, pas alışverişi olmayan, futbol adına hiçbir şey görmediğimiz bir müsabaka oldu. Tabi bunda en büyük pay Sarıyer Teknik Direktörü Bahri Kaya’ya ait. Bahri hoca Türkiye Kupası vesilesiyle Sarıyer’i Türkiye’ye rezil ediyor. Bu kadar hevessiz, bu kadar isteksiz bir antrenör ilk defa görüyorum. Futbolcuların sahada hiçbir şey yapmadan yürümelerine kayıtsız kalmak nasıl bir duygu, nasıl bir vicdan bunu da çözebilmiş değilim. Sarıyerli futbolcular bu maça niye çıktık, bir an önce bitse de şu maçtan kurtulsak, eve gitsek havasında bir 90 dakika çıkardılar.
BAHRİ KAYA FUTBOLCULARA RUHSUZLUĞU, VİCDANIZLIĞI VE SORUMSUZLUĞU AŞILIYOR
Şunu çok iyi biliyorum… Futbolcular, antrenörlerinin sahadaki aynasıdır. Teknik Direktör futbolcuya ne aşılamışsa sende sahada onu izlersin… Bahri Kaya futbolculara maalesef ruhsuzluğu, vicdansızlığı ve sorumsuzluğu aşılıyor. Evet üzülerek söylüyorum fakat gerçek bu… Bizim sahada izlediğimiz tablo bariz bir şekilde gün ışığında sergileniyor. Sarıyer takımı sahada varlığını ve mücadelesini sergilemeyerek yediklere ekmeğe ihanet ediyorlar. Teknik Direktör Bahri Kaya ve yardımcı antrenörler de az para kazanmıyorlar. Bizim edindiğimiz bilgilere göre son yılların en yüksek maaşını alan teknik heyet olarak fark yaratıyorlar. Madem bu kulüpte çalışırken ciddi rakamlar kazanıyorsun, o halde aldığın parayı sonuna kadar hak edeceksin. Başarılı olursun veya başarısız olursun bu ayrı bir konu. Fakat mücadele anlamında eğer sahaya hiçbir şey koymuyorsan bu çok farklı bir açıdan değerlendirilir. Ben bu kadar hevessiz, bu kadar isteksiz bir Teknik Direktörü Sarıyer’in başında görmekten hicap duyuyorum. Sarıyer-Rize maçının ikinci yarısında boynum tutuldu. Sarıyer, rakip sahaya uzun bir süre geçemedi. Maçın büyük bölümü Sarıyer’in yarı sahasında oynandı. Boynumuzu uzun süre aynı yönde tuttuğumuz için olacak, boynumuz ağrıdı. Espiri yapmıyorum, gerçekleri söylüyorum.
ANTRENÖR OLMUŞSUNUZ, FUTBOLCU OLMUŞSUNUZ AMA İNSAN OLAMAMIŞSINIZ!
Bu kulüpten maaş alıp, yan gelip yatan gerizekalılara söylüyorum… Sarıyer Spor Kulübü aş evi değil... Sarıyer Spor Kulübü hayırsever insanların kurduğu bir yardım derneği de değil. Sarıyer Spor Kulübü antrenörlerin, futbolcuların mezarlığı hiç değil. Aldığınız paraların hakkını verin! Dışarıda asgari maaşla çalışan, bin bir zorlukla geçinen milyonlarca insan var… Siz antrenör olmuşsunuz, futbolcu olmuşsunuz ama maalesef insan olamamışsınız! O asgari maaşla çalışan insanların onuru, gururu ve kendilerine ekmek veren kurumlara karşı olan saygıları size hiç mi örnek olmuyor! Kötü şut at, isabetsiz pas ver ama sahada yürüme… Eğer saha da yürür ve dalga geçer gibi maç bitse de evimize gitsek dersen! Sarıyer Spor Kulübü’nden kazandığınız paralar haram zıkkım olsun!
YUSUF ZİYA ÖNİŞ STADI’NIN REZİLLİĞİ NEDİR?
Maçtan sonra Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Hikmet Karaman’ın basın toplantısında söyledikleri tam manasıyla tüm Sarıyerliler için utanç vericidir. Soyunma odasının pis olduğunu ve kötü kokudan durulmadığını söyleyen Karaman, bu durumdan dolayı saha içinde soyunduklarını belirtti. Şimdi bu kepazeliği kim sahiplenecek! Sarıyer Gençlik Spor Müdürlüğü’mü, Sarıyer Spor Kulübü yetkililerimi hesap verecek bilmiyorum ama gerçekten Sarıyer’in isminin zedelendiği bir gerçek… Soyunma odasının küçük olması çok farklı bir olay ancak pis olması ve durulamayacak kadar kötü kokması tarifi kabul edilemez bir sorumsuzluktur. Buyrun işte Hikmet hoca çıktı basın toplantısında bizi Türkiye’ye hem şikayet etti, hem rezil etti. Haklımıydı? Sonuna kadar evet! Artık nur topu gibi pis kokan soyunma odalarımız olduğu algısı Türkiye’ye ilan edildi. Hayırlı olsun.