Dr. Cengiz Alp: Bakan çocukları gençliğe kötü örnek oluyor

Siyasetçinin ilk önce “ülkeme birikimlerimi nasıl aktarabilirim,tecrübelerimi nasıl aktarabilirim, ülkemde yaşayan insanlara borcumu nasıl ödeyebilirim” diye düşünmesi gerektiğini ifade eden Dr. Cengiz Alp, ülkenin temiz siyasete ve siyasetçiye ihtiyacı olduğunu belirtti.

BAKAN ÇOCUKLARI GENÇLİĞE KÖTÜ ÖRNEK

Dr. Cengiz Alp; “maalesef son dönemde yaşadığımız sıkıntılar çok ciddi. Magazin unsuru olan 23 yaşındaki, 25 yaşındaki, 28 yaşındaki çocuklar gençliğin dikkatini topladı.Bu gençlerin; baba kaynaklı yada siyasetçi kaynaklı birikimleri gözler önüne serildi. Kardeşi, babası, yeğenleri yahut siyaset ilişkileri ile oluşmuş ağlardan faydalanarak rüşvet ve yolsuzluk mekanizmaları ile kazançlarını arttırarak magazin unsuru olduklarını gördük.

Elbette; bunların gençlere çok olumsuz yansıdığını düşünüyorum.

Gençlerimizi çalışmadan soğutacağını ahlaklı olmaktan uzaklaştıracağını düşünüyorum.

Bunu toplum ve bir bütün açısından düşününce bir çürümüşlük görülüyor.

Bir doktor olarak da günlük yaşamında mesleğimi yaparken de gördüğüm için çok tehlikeli bir amaç olduğunu düşünüyorum. Onun için yerel seçimlerde ve diğer genel seçimlerde de toplum kendini temsil eden insanların mutlaka iyi rol model olmasına dikkat etmesi lazım.Ahlaklı olmasına, çalışkan olmasına ve yaptığı hizmeti mutlaka toplum için olacağını düşünmesi lazım.” Şeklinde konuştu.

RANT MERKEZLİ SİYASET KİRLETİYOR

Siyasette rant peşinde koşanların kalitesizliği getirdiğini ve hırsı artırarak kirlettiğini de anlatan Dr. Cengiz Alp; “Şimdi gördüğümüz şey nedir başarısız oluyor vazgeçmiyor. Neden büyük bir rant var ve o ranttan vazgeçmiyor. Yoksa o koltuk vazgeçilmez bir koltuk değil. Sadece hizmet olsa kolaylıkla bu koltuktan vazgeçilebilir.

Niyet farklı olunca bırakamıyor. İnsanlar bu toplumun genel ahlakı açısından demokratik kültüre uygun değil. Bu açıdan Türkiye’deki 17 Aralık operasyonu ile gündeme düşen olayların bu şekli ile siyasetçilerin ve siyasi partileri bu şekilde yönlendirmesi ve bu algının güçlenmesi lazım. Bunu şöyle söyleyebiliriz. Avrupa’da, Danimarka’da, Hollanda’da, Belçika’da görüyorsunuz bir anda adam bakanlıktan vazgeçiyor. Neden başarısız olduğunu görüyor, bir şeyler görüyor, küçük bir şeyler çıkıyor vazgeçiyor. Çünkü vazgeçemeyeceği bir şey yok. Orada bir özveri gerekiyor. Yapamayacağına inanıyor ve hemen çekiliyor. Ama burada siyasi koltuklar bir belediye başkanlığı, bir bakanlık, bir milletvekili, iktidar ortaklığı, bir mimar komisyonu üyeliği çok önemli rant vaat ettiği için kalmalarını sürdürüyorlar ve o koltuktan kalkmamak için çaba saf ediyorlar. Bunun mutlaka değişmesi lazım, toplumun gelişmişliği ile ilgili bir konudur. Bununda Türkiye’de de oturması gerekir.” Sözlerine yer verdi.

EN ÖNEMLİ SORUN ÇEVRE VE ULAŞIM

İstanbul’un en önemli sorununun çevre ve ulaşım sorunu olduğuna dikkat çeken Alp, çevreyi güzelleştirecek, yeşil alan yaratacak, giriş parkları oluşturacak, ulaşım sistemini çözecek ve metro sistemini önceliğine alacak bir anlayışın gerektiğinin altını çizdi.

AKP’nin bunu başaramadığını ve yetersiz kaldığını ifade eden Alp, “Yapılan metro yetersiz, daha fazla yapılması lazım. Metronun 200km’ye ulaşması lazım. Şimdi sadece bir hatta metro var. İstanbul gelişen bir şehir.15 – 16 milyon nüfusu var. 200 – 300 – 400 km’lik metro hatları gerekiyor.

Her yöne gerekiyor. Tabi metro yetmiyor park alanları yapmak lazım ve bu alanların dinamik yaşanabilir hale getirilmesi lazım. Bu bir anlayış meselesi. İş yerlerinizden evinize 2 saatte gidiyorsunuz. En önemli ulaşım ama ulaşımda herhangi bir rahatlama yok. 2 – 3 tane tünel yapmak ile kavşak yapmak güzel bir şey.Ama bunlar sorunu çözmedi. Sorunu büyüterek geliyor. Çünkü bir tarafta AVM ve Plaza yapım anlayışı var. Bir düşünün Ali Samiyen Stadı’nın yeri Mecidiyeköy’de yeşil alan kalsa idi nasıl olurdu, inanılmaz güzel olurdu. Ama bir taraftan nüfus yoğunluğunu arttırıyorsun yaptığın 3 – 4 tane tünel veya kavşak ile çözemezsin. Bu yanlış İstanbul’u yaşanabilir bir kent haline getirmemiz lazım.” İfadelerine yer verdi. Şükrü Genç’in Sarıyer’de seçimi açık farklakazanacağına da dikkat çeken Alp, “Burada kentsel dönüşümden dolayı rahatsız olan gecekondu bölgelerinde yaşayan ve yaklaşık Sarıyer’in nerede ise yarısına yakın nüfusu bu tip yerlerde yaşıyor. Armutlu, Derbent, Ferahevler, Fatih Sultan Mehmet, Kocataş bu tip bölgede yaşayan kentsel dönüşüm tehdidi altında yaşıyorlar. Kentsel dönüşüm toplumu ürkütüyor. O anlamda geçtiğimiz 5 yıllık bir dönem içerinden de biz CHP olarak insanları rahatsız edecek bir uygulama içerisinde olmadık. Seçimleri sosyal belediyecilik yönünde düşüneceğiz. O anlamda rant belediyesi yolsuzluk ve rüşvet algısını bırakmış olan bir partiye seçmenin ders vermesi gerekiyor. 17 Aralık’ta yaşanan rüşvet ve yolsuzluk algısını toplum tarafından kabullenmediğinin referandumu 30 Mart yerel seçimlerdir. Bu anlamda iktidara uyarmak için siyasi partilerin ve Sarıyer’de CHP adayını destekleyeceğini düşünüyorum. Seçimlerin barış ve huzur içinde geçmesini temelli ederim