Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - Sarıyer'in mülkiyet sorununu ancak ben çözerim
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Sarıyer'in mülkiyet sorununu ancak ben çözerim

Sarıyer'in mülkiyet sorununu ancak ben çözerim
CHP Sarıyer Belediye Başkan Aday Adayı Resul Can ile hoş bir sohbet gerçekleştirerek Sarıyer'i masaya yatırdık.
05.11.2013 / 16:58


CHP Sarıyer Belediye Başkan Aday Adayı Resul Can ile hoş bir sohbet gerçekleştirerek Sarıyer'i masaya yatırdık. Neden Sarıyer’e talip oldu? Belediye Başkanı olursa Sarıyer’de neleri değiştirecek? Mülkiyet sorununu çözebilecek mi? Sarıyer’le ilgi projeleri neler?  

Tüm bu sorulara içtenlikle ve kendinden emin cevaplar veren Resul Can “Sarıyer’de tüm sorunları ben çözeceğim” dedi.

Resul Can kimdir? Bize kısaca tanıtırmısınız?

1966 Artvin doğumluyum. İlkokul, orta ve lise öğrenimimi Artvin’de tamamladım. Üniversite eğitimim için Yıldız  Üniversitesi’ne geldim. 1990 yılında Yıldız Üniversitesinde, 1993 yılında da Yıldız Teknik Üniversitesi’nden yüksek mühendis olarak mezun oldum. 1990 yılında Büyükşehir Belediyesi’nde işe başladım. 2010 yılına kadar çeşitli görevlerde bulundum. 2010 yılından itibaren de Adalar Belediyesi’nde teknik başkan yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Özellikle belirtmek istiyorum ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde görev yaparken İstanbul’un 39 ilçesinin bütün problemleriyle ilgili çözüm önerileri üreten bir ekibin parçasıydım. Nurettin Sözen, Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ali Müfit Gürtuna ve Kadir Topbaş’la 2' şer dönem olmak üzere görev yaptım. Kazlıçeşme’deki deri fabrikalarının kaldırılmasında, Süzer Otel’in mahkeme kararında, Sürmeli Otel’in yıkılmasında, Perpa’nın emsal hesaplarında da imzam vardır.

Sarıyer’de Belediye Başkanı olma fikri nasıl gelişti?

3 yıl önce Şükrü Genç bana başkan yardımcısı olmam için görev teklif etti. Kendisi ile oturup projelerle ilgili görüşmemizi yaptık. Ben teknik başkan olarak başlayacaktım. Arada ne tür problemlerin çıktığını bilmiyorum, fakat Şükrü Genç bana belediye başkan yardımcılığı teklif etmesine rağmen, bir anda Sevgi Atalay’ı başkan yardımcısı olarak atadı. Bende Adalar Belediyesi’nden gelen başkan yardımcılığı teklifini kabul ettim. Bunu öncelikle halkımızla paylaşmak istiyorum.

Bu arada Büyükşehir Belediyesi’nde 100 bin ölçekli plan yapılırken İstanbul Metropolitan Kentsel Tasarım Merkez’inde Kentsel Dönüşüm Koordinatörüydüm. Kentsel dönüşüm yasasını yazan ekibin başında ben geliyorum. Şimdi vatandaşa verilen sözler, diyelim ki Büyükşehir’in kısıtlamalarına rağmen yapılabileceğine inandığım çalışmalar yapılmıyorsa burada bir sıkıntı var demektir. Vatandaşlara vaat edilen gerçekler var. Burada partimizin bayrağının yere düşmesi var. Alınmış bir kalenin kaybetme olasılığı var. Bu partinin görevi, bu partilinin görevi, ben bunu parti görevi olarak görüyorum. Hem alttan hem de üstten gelen bir takım isteklerden dolayı ben bu süreci değerlendirdim. Gerçekten bana ihtiyaç olduğunu hissettim ve halkta bana bu konuda destek verince aday adayı olmaya karar verdim. Ama özellikle araziye inmeden önce üst düzeyde birkaç kişinin fikrine de başvurdum.

İlçe başkanımıza da gittim, Çünkü ben örgütten gelen birisiyim. Siz örgütün liderisiniz, başkasından duymayın bilginiz olsun diye bilgilendirdim ve öyle yola çıktım.

Saryer halkının korkuyla beklediği mülkiyet sorunuyla ilgili görüşleriniz ve çözüm projelerinizi öğrenebilirmiyiz?

Öncelikle söylemek istediğim net olarak şudur... Ben bu kentin hafızasıyım, yani kentin bütün büyük projelerinin içinde olduğum için bu kentin hafızasıyım, 3. Havaalanının yeri, Haydarpaşa liman’ının kaldırılması, yeni limanın nerede olması, 3. Köprünün nerede olacağı ile ilgili İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkez’inde 100 binlik plan yapan 500 kişilik akademisyenin içindeki tek devlet memuruyum. Kentsel Dönüşüm Koordinatörüyüm. Yani biriktirdiklerimi harcamak için buradayım. Şimdi şunu söylemeye çalışıyorum. projeler çok kolay şeylerdir. Proje sorun değil önemli olan mülkiyet problemini kabullenmek… Sarıyer’in mülkiyet problemi var. Sarıyer’in tapu problemi var, diken üstünde oturan Sarıyerliye hangi projeyi anlatırsan anlat önceliği bu değil. Turizmi anlat, başka bir şey anlat, kültür sanat anlat, festival anlat ne anlatırsan anlat benim iddiam şu “diken üstünde oturan Sarıyerli değil tapulu evinde oturan Sarıyer yaratmaya geliyorum.” Parti örgütü ile beraber belediye nasıl yönetilir onu göstereceğim. Partilime de belediye çalışanına da hiçbir diyet ödetmeyeceğim. Çünkü hem partili olarak hem de belediye çalışanı olarak diyet ödedim. Ben halka diyet ödettirmeyeceğim. Hangi projeyi yaparsanız yapın veriler yanlış ise doğru proje çıkma şansı var mı? Araziden doneler sağlıklı gelecek..

Hiçbir muhtara, hiçbir mahalleye üvey evlat muamelesi yapmayacağım, öz evlat muamelesi de yapmayacağım. Kimin neye ihtiyacı varsa onu vereceğim. Ben yasa koyucu değilim. Bu problem benim için çok basit bir problem, yasa hazırlayıcı birisi değilim, ben yasayı uygulayan birisiyim. Ama ben yasayı ve yönetmeliği bilmemim yanında alaylı birisiyim. Bu süreçler içerisine girip belediye başkan yardımcısı olarak, bu deneyimler ile ilgili ben alaylıyım, bu işin erbabıyım, içindeyim. Aynı zamanda belediye doktoruyum. Mülkiyet problemi ile ilgili, dönüşüm problemi, tapu problemlerini çözeriz. Çünkü mevcut yasalarda olmayan hiçbir şeyi hiç kimse yapamaz ama pratiğini, uygulamasını, yasasını, yönetmeliğini iyi bilmek gerekiyor. Çok basit bir şey söyleyeyim. Toki geliyor ve diyor ki, kat artışı verdim 2 kat yerine 4 kat verdim, müteahhit şudur, yarısını bana vereceksin. Bizim iddiamız ise şudur? Toki ile değil, yandaş çevresinde çıkar ruhlardan orada oturan kiracılar da olmak üzere, hak sahiplerini zengin edeceğiz. Şimdi bugüne kadar İstanbul’da yapılan uygulamalarda bir tane başarılı olanını söyleyin? Bir tane güzel uygulama var sulukule de ne yapıldı… Verdiler bir tane daire nerede Taşoluk’ta! Buna swot analizi deniliyor. Sana mal satan düşün ki altta çalışıyor. Annen gidiyor şu bakkalı tanıyor oradan alışveriş yapıyor, diğeri ona veresiye veriyor. Siz onun cebine bedava kartını verseniz, Başakşehir’de daire verseniz mutlu edemezsiniz.

Ben Sarıyerliyi tapu sahibi edeceğim, mülkiyet problemini çözeceğim, Sarıyerliye Sarıyer’de iş vereceğim diyorum… Sarıyerli başka ilçeye iş aramaya gitmeyecek. Sarıyerli Sarıyer’de işine gidecek, Sarıyer’de oturacak.

Meclis üyesi yerel parlamenter olduğunu bilmiyor, gücünün farkında değil çünkü bigi sahibi değil ve doğal olarak gücünü kullanamıyor. Ben farkındalığı yaratacağım. Yerel parlamentodan geçmeyen hiçbir şey gerçekleştirilemez. Eğer yerel parlamentodan geçmemiş ise boğaz köprüsünün ayaklarını bile oraya koydurtmam. Çok iddialı konuşuyorum.

Partinizin aday belirmede ki faktörü sizce ne olmalıdır?

İstanbul’u ve Sarıyer'i almamız gerekiyor. Bizim genel başkanımız da bizim örgütümüz de Sarıyer'i tekrar kazanmak için stratejisini yapıyor. Örgütün içinden gelen, örgütle beraber belediyeyi yönetmek üzere iddialı bir insanım; aday belirlenmesinde ki faktörün ise üye bazında ön seçim olmasıdır diye düşünüyorum. 

İstanbul’da Sarıyer İlçesi genel anlamda çok mu geri kaldı?

Sarıyer kesinlikle fazlasıyla geri kalmış bir ilçedir. Sarıyer’in o geri kalmışlığını acil projelerimizle bitireceğiz. Ne ile bitireceksin, vatandaş da gelecek projelerini ve fikirlerini sunacak. Sizin uzmanlığınız ne şu, diğerinin uzmanlığı ne bu, ben size diploma sormuyorum ki! Hangi konuda bana faydalı olursun bizim için bu önemli. İlçemizde bu birlik beraberlik önemli, yalnızca diplomaya bakılarak insanları sınıflandırmak tamamen geri kalmış bir zihniyetin parçasıdır ve insanlıkla bağdaştırılamaz. Konuların uzmanlığında Sarıyer’de Işık Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Beykent Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi say say bitmiyor. Hangi üniversite ile beraber projeler yapıldı.

RESUL CAN'IN MÜLKİYET SORUNUNU ANLATIRKEN VERDİĞİ ÖRNEKLER, KONUNUN UZMANI OLDUĞUNU GÖSTERİYOR:


Ayrıca herkese göre farklı farklı öncelikler var. Çalıştayın sonucunda Sarıyer’in öncelikle sorunlarını sıralayacağız. Zihniyeti değiştirmemiz gerekiyor. Arsanız var, imar var mimara gidiyorsunuz diyorsunuz ki; yatak odası şu kadar m2 olsun, annem var şöyle olsun, içinde tuvaleti olsun, çocukların odası şurada olsun, mutfak burada olsun, salon şöyle olsun… Peki mimar size diyor mu? Yok kardeşim öyle olmaz ben hepsini biliyorum şöyle olacak diye. Ne kadar uzman olursa olsun kimin istediğini yapıyor. Arsa sahibinin söylediğini yapıyor. Dönüşümde uygulanan arsanın sahibine hiç kimse bir şey sormuyor. Geliyor ve ne diyor, böyle yapacaksın. Kanunda böyle mi yazıyor peki tabiki hayır. Orada ki derebeylilik! Yaptıkları şey şu protokol yapılacakmış, protokolde de halkın istemediği hiçbir şeye imza atılmayacakmış, belediyenin görevi protokol yapmak değil, plan yapmaktır. Resul Can diyor ki yaparım! Ben yaparım… Ben yasa yapıcı değilim yasayı uygulayan adamım. Biz Sarıyer halkına hizmet etmek için geliyoruz. Sarıyer halkının beni tanıması, bana şans vermesini istiyorum. Ben daha iyisini yapacağıma, bu bayrağı yere düşürmeyeceğime ve aldığımız kaleyi fethettirmeyeceğime inandığım için buradayım. SARIYER'İ ÖRGÜTÜM İLE BERABER YÖNETECEĞİM.