Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - BAŞAR BİBEROĞLU: </br>ÇEVREMİZİ VE TABİATI </br>ALLAH'IN ESERİ VE EMANETİ OLARAK GÖRMELİYİZ...
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

BAŞAR BİBEROĞLU:
ÇEVREMİZİ VE TABİATI
ALLAH'IN ESERİ VE EMANETİ OLARAK GÖRMELİYİZ...

BAŞAR BİBEROĞLU: </br>ÇEVREMİZİ VE TABİATI </br>ALLAH'IN ESERİ VE EMANETİ OLARAK GÖRMELİYİZ...
Ünlü iş insanı, siyasetçi ve hukukçu Başar Biberoğlu, Dünya Çevre Haftası dolayısıyla bir mesaj paylaştı.
11.06.2023 / 12:06

Ünlü iş insanı, siyasetçi ve hukukçu Başar Biberoğlu, Dünya Çevre Haftası dolayısıyla bir mesaj paylaştı.

Biberoğlu mesajında şu ifadelere yer verdi...

BAŞAR BİBEROĞLU:

Çevre Kirliliğine bağlı sorunlar, 1970’li yılların başında hız kazanarak uluslararası boyutta tartışılır hale gelmesinin ardından, 1972 yılında İsveç’te yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında alınan bir kararla 5-11 Haziran Günleri“ Dünya Çevre Haftası” olarak kabul edilmiştir.



Bu konferansta BM “Temiz ve Sağlıklı Bir Çevrede Yaşamanın Temel Bir İnsanlık Hakkı Olduğunu Karar Altına Almıştır.”

Anayasamızın 56. Maddesinde de “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” hükmüne yer verilmiştir.

Bu çerçevede yaşadığımız çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak, çevre kirlenmesini önlemek, devlet ve vatandaşlar için anayasal bir ödev olarak düzenlenmiştir.

Çevrenin korunması ve çevresel dengenin sağlanması bugün ulusal sorun olmaktan çıkmış, evrensel boyutlara ulaşmıştır.

Son yüzyıllarda yaşanan hızlı sanayileşme, plansız şehirleşme ve doğal kaynakların fütursuzca tüketiminin olumsuz etkileri, yaşam kalitesini ve sürekliliğini tehdit eder hale gelmiştir.



Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde insanlığın gelecekte çok ciddi çevre sorunlarıyla yüzleşmek zorunda kalacağı unutulmamalıdır.

Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Doğanın korunması ve tahribatın engellenmesi hayati bir önem arz etmektedir.

Maneviyatla yoğrulmuş kültürümüzde, “Çevreyi; tabiatı, Allah’ın eseri ve emaneti olarak görmemiz” gerektiğine dikkat çekilir.

Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre bırakmak azmiyle, tabiatın maruz kalabileceği her türlü önlemi mutlaka almak zorundayız.

Çevrenin bize geçmiş kuşaklardan kalan bir miras değil, gelecek nesillere bırakacağımız bir emanet olduğu gerçeğini hatırlatarak, gelecek kuşaklara daha yeşil, daha güzel bir dünya bırakmak bizler için insani, ahlaki ve manevi bir görevdir.

Tüm insanların, yeşil alanı bol, tertemiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamalarının temel hakları olduğu düşüncesiyle, 5-11 Haziran Dünya Çevre Haftası’nı kutluyor, hep birlikte daha güzel ve yaşanabilir bir Türkiye, İstanbul ve Sarıyer oluşmasını temenni ediyorum.