Sarıyer Yenigün, Sarıyer'in Gerçek Tarafsız Gazetesi - YÜCE TÜRK MİLLETİ VATANIMIZI PKK'YA </br>FETÖ'YE VE EMPERYALİSTLERE </br>PEŞKEŞ ÇEKMEYE HAZIRLANANLARA </br>14 MAYIS GÜNÜ </br>OSMANLI TOKADI ATACAKTIR
ŞEREF AYER </br>KOVULMADIKÇA </br>SARIYER İFLAH OLMAZ!!!
Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

YÜCE TÜRK MİLLETİ VATANIMIZI PKK'YA
FETÖ'YE VE EMPERYALİSTLERE
PEŞKEŞ ÇEKMEYE HAZIRLANANLARA
14 MAYIS GÜNÜ
OSMANLI TOKADI ATACAKTIR

YÜCE TÜRK MİLLETİ VATANIMIZI PKK'YA </br>FETÖ'YE VE EMPERYALİSTLERE </br>PEŞKEŞ ÇEKMEYE HAZIRLANANLARA </br>14 MAYIS GÜNÜ </br>OSMANLI TOKADI ATACAKTIR
Sarıyer'in Kanaat Önderi, sevilen siyasetçi ve iş insanı Ali Rıza Zaman, çok kıymetli açıklamalarda bulundu.
06.05.2023 / 13:59
Sarıyer'in Kanaat Önderi, sevilen siyasetçi ve iş insanı Ali Rıza Zaman, çok kıymetli açıklamalarda bulundu.

Zaman 14 Mayıs günü yaşanacak seçimler, Türk Devleti ile Türkiye düşmanı devletler arasında geçen bir seçim olacaktır" dedi.

ALİ RIZA ZAMAN:

Ülkemizde gerçekleşecek olan seçim dünyanın gündeminde.

Özellikle İngiltere, ABD ve Fransa başta olmak üzere güç odakları bu seçim sonucunu bekliyorlar.

Peki niçin bizim seçimimiz bunları olağanüstü derecede ilgilendiriyor?

Çünkü eminler ki, Türkiye'nin gücü ve kudreti birçok açıdan denklemleri değiştirici role sahip.



Türkiye'nin dışarıya yaşattığı güçlenme korkusu, bu ülkeleri yönetenler için sadece bugüne dair değil, tarihte de unutulan denklemleri harekete geçirdi.

Batı dünyası biliyor ki, Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimleri bir kez daha kazanması durumunda, mazlum coğrafyalarda yer alan tüm ülkeler üzerindeki emperyalist etki büyük çöküş yaşayacak.

Bununla birlikte emperyalizmin kitabında yazılanlar için hareket alanı daralır.

Buna yürekten inanın, net şekilde söylüyorum... Emperyalistler 15 Temmuz'u unutmadı.

Rövanşını ise 14 Mayıs seçimi ile almak istiyorlar.

Kripto örgüt olarak kullandığı düzenin yeniden oluşmasını istiyorlar.

FETÖ ihanet şebekesinin casusluk faaliyetleri, Türkiye'nin iç cephesini denetimde tutsun isteniyor.

PKK/YPG terör örgütünün siyasi kolunun ve onlarla kol kola girenlerin eli kolu uzasın isteniyor.

Bu seçimi son fırsat görüyorlar!!



Öylesine sinsi hareket ediyorlar ki, demokrasi ve barış nidaları ile Türkiye'nin iç cephesinde gedikler açarak, kirli emellerinden sonuç alabilmenin hedefini güdüyorlar.

Bariz şekilde görüyoruz ve buram buram iliklerimize kadar yaşıyoruz ki, bir yandan PKK/YPG terör örgütünün siyasi kolu HDP, diğer yandan Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden büyük umuda kapılıyorlar.

Bu umudun yolunu açan unsurun ise Suriye-Irak tezkeresine CHP yönetiminin, HDP ile aynı safta yer alarak, "hayır" oyu vermesi olduğunu ilkokul öğrencisi çocuklar dahi bilmektedir.

Üstelik HDP'nin, CHP'ye yönelik olarak; "birlikte yol yürüyeceksek, bunun ilk sınavı tezkereye hayır oyu vermektir" dedikten sonra verilmiş "hayır" oyu, emperyalizmin iştahını kabarttı.

Tüm kirli ve tehlikeli unsurları ile seçime yöneldiler.

14 Mayıs'ta oy kullanacak olan vatandaşlarımız unutmasın ki, HDP'li Sırrı Sakık, Kılıçdaroğlu'na "kapalı kapılar ardında verdiği sözleri açıklasın" dedi.

Kandil'de inlerinden çıkamayan terör elebaşları, seçimin sonucunu tıpkı emperyalist efendileri gibi dört gözle bekliyor.

İlk planda; PKK'ya yönelik operasyonların durdurulmasını, Irak ve Suriye'den Mehmetçiğin çekilmesini, kayyumluğun kaldırılmasını, yerel yönetimler özerklik şartının kabul edilmesini, KHK'ların göreve iadeleri, Demirtaş'ın serbest bırakılmasını istiyorlar.



Yüce Türk Milleti, tüm bu gerçekleri iyi analiz etmesi gerekiyor.

Kılıçdaroğlu da Tezkereye "hayır" oyu vermekle, operasyonların bitmesine ve Mehmetçiğin Suriye ve Irak'tan çekilmesine evet demiş oldu.

Sonuçta aynı zeminde olunduğu çok açık.

Kılıçdaroğlu'nun PKK/YPG anmadan terör vurgusu da, HDP açısından kıymetli.

"Terör nereden gelirse gelsin" derken PKK/YPG terör örgütüne söz söylememek, "reklam yapmamakla" açıklanabilir mi?

PKK/YPG terör örgütüne söz söylemeden, teröre karşı olduğunu HDP'de pekâlâ söylüyor.

Bu konuda da fark kapanıyor.

Bir yandan Selahattin Demirtaş "Erdoğan rejimi sonrasında PKK'nın Türkiye'de tümüyle silah bırakması için elimizden geleni yapacağız" diyor.

Diğer yandan CHP'li Sezgin Tanrıkulu da benzer ifadelerle, "PKK silah bırakma sürecine girecek" diyor.

Bu konuda da aynı zeminde buluşuluyor.

PKK ve FETÖ heyecan içinde seçim sonucunu beklerken, onlar da aynı zeminde umutla buluşuyor.

Ve emperyalizm bu zeminde buluşmakla kalmıyor, zemini güçlü kılmanın, sonuç almanın her yolunu devreye sokuyor.

Emperyalizm terör silahıyla başaramadığını şimdi "demokrasi" silahıyla başarmanın hevesine kapılıyor.

Demokrasi, barış maskeleriyle emperyalizm; ufalama, bölme, parçalama şer hedefini sürdürüyor.

İç cepheyi kuşatarak, sonuç almaya hevesleniyor.

Dış cephede Mehmetçiğin bileğini bükemeyenler, iç cephede de bükemeyecek...

Türkiye'nin yükselişini durduramayacaklar.

Son söz olarak ise diyorum ki, Vatanımızı emperyalistlere peşkeş çekmeye hazırlanan güruhlara, yüce milletimiz 14 Mayıs'ta Osmanlı Tokatı atacaktır.